Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek arasındaki çok sert söz düellosu gündeme tam anlamıyla damga vurdu.
Milli Gazete'nin haberine
göre Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek arasındaki çok sert söz düellosu gündeme tam anlamıyla damga vurdu. Gökçek’in “paralel” suçlaması ve “istifa” çağrısından sonra Arınç’ın cevabındaki her bir cümlesi ayrı bir izaha muhtaç… Şifreli konuşan ve cümlelerinin içine “farklı anlamlar” yükleyen Arınç, 8 Haziran 2015 tarihini işaret ederek ne demek istedi? İşte o konuşmanın kodları ya da merak edilen sorular…
Neden 8 haziran?
Arınç, asıl 8 Haziran 2015 tarihinden sonra konuşacağını açıkladı. Neden 8 Haziran? Arınç daha öncesinde niçin susmayı tercih ediyor? Hangi hesabı/hesapları 8 Haziran 2015 tarihinden sonra soracak? Melih Gökçek’i kullanmak isteyenler kim? Kukla kim, kuklacılar kim?
Gökçek’in hangi defoları var?
Melih Gökçek’e, “Haysiyetli bir insan değildir” suçlamasını getiren Arınç, bu cümlesinin altını neden boş bıraktı? Gökçek’in defoları var ve bunları biliyor da açıklamak mı istemiyor? Ya da başka bir şey demek istedi ise bu nedir?
Gayrimeşru Gelir Kaynakları
“Sadece emekli maaşımla geçineceğim” diyen Arınç, başka bazı isimlerin illegal, meşru olmayan gelir kaynaklarına sahip olduğunu mu düşünüyor. Bu cümlesinden bunu mu anlamamız lazım? O “birileri” kimler ve o “birileri”nin çıkar ilişkileri neler?
Neyi açıklayacak da zihinler karışacak?
Arınç, neyi açıklayacak da zihinler karışacak? “Hükümeti yıpratacak” hangi konular ve malzemeler var? Hele hele seçim kaybettirecek güçte ve kabiliyette hangi başlıklar söz konusu? Bülent Arınç’ın bu alanda bildikleri ama sakladıkları neler var? Arınç neden şimdi konuşmak istemiyor. Hepsinden öte bu tavır ne kadar etik?
Ya ‘o tweet’ atılmasaydı?
Olaya bir başka açıdan baktığımız zaman da, “Melih Gökçek, ‘Bülent Arınç seni istemiyoruz’ tweetini atmasaydı” sorusu zihinleri kurcalıyor. O tweet atılmasaydı, Türkiye bazı gerçekleri Hükümet Sözcüsünden duyamayacak, saman altından su yürütülmeye devam edilmeyecek miydi? Peki, Türkiye gerçekleri hep kişisel kızgınlıklarla, “hesaplaşmalar”la mı öğrenecek?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek arasındaki çok sert söz düellosu gündeme tam anlamıyla damga vurdu. Gökçek’in “paralel” suçlaması ve “istifa” çağrısından sonra Arınç’ın cevabı gecikmedi. Arınç’ın açıklamasının her bir cümlesi ayrı bir izaha muhtaç… Şifreli konuşan ve cümlelerini içine “farklı anlamlar” yükleyen Arınç, 8 Haziran 2015 tarihini işaret ederek ne demek istedi? Milli Gazete, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın “cümle içinde cümleleri’nin şifrelerini çözdü… İşte o konuşmanın kodları ya da merak edilen sorular…
Arınç ne dedi ve dedikleri ne anlama geliyor?
* Benim görevden alınmamı isteyecek kadar haysiyetli bir insan değildir. Ben görevimin başındayım. Zamkla yapışmış koltuğa oturan bir insan değilimdir, bunu kendisi çok iyi bilir. Onun istediği noktaya ben siyasi hayatımda çok defa gelmişimdir, her şeyi de feda etmişimdir.
* Melih Gökçek’e, “Haysiyetli bir insan değildir.” suçlamasını getiren Arınç, bu cümlesinin altını neden boş bıraktı? Gökçek’in defoları var ve bunları biliyor da açıklamak mı istemiyor? Ya da başka bir şey demek istedi ise bu nedir?
* Beni istifaya davet etmek, senin hakkın değil, haddin değil. Okkalı cevap vermemi aklıma getirdim ama yapamayacağım.
* Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü, Gökçek’in “paralel” suçlaması ve “istifa” çağrısından sonra yaptığı açıklamada neden, “Okkalı cevap vermemi aklıma getirdim ama yapamayacağım.” dedi. Bu cevap neydi?
* Benim bir sevdam vardır ama makam sevdası değildir. Çıkar ilişkisi değil birilerinin yaptığı gibi. Ben burada bir dava için varım. Bu dava için ömrümü feda ettim. Ülkeme, milletime hizmet etmek için bu görevleri üstlendim. Allah kısmet ederse seçimlerden sonra bu görevde olmayacağım. Şerefimle yaşayacağım. Sadece emekli maaşımla geçineceğim.
* O “birileri” kimler ve o “birileri”nin çıkar ilişkileri neler? “Sadece emekli maaşımla geçineceğim.” Diyen Arınç, başka bazı isimlerin illegal, meşru olmayan gelir kaynaklarına sahip olduğunu mu düşünüyor. Bu cümlesinden bunu mu anlamamız lazım?
* Gökçek, sayın demiyorum, bu yazdıklarıyla bir tek şeyi amaçlıyor. Bir: Bir yerlere yaranmak istiyor. İkincisi: Oğlunun milletvekilliği adaylığını garantilemek istiyor. Daha fazlasını bana söyletmesin.
* Daha fazlası ne/neler acaba? Bunlar her neyse neden şimdi söylemek, açıklamak istemiyor? Gökçek nerelere niçin yaranmak istiyor? Melih Gökçek, Bülent Arınç’ın istifasını talep ederken oğlu Osman Gökçek’in milletvekili adaylığını nasıl garanti altına alacak?
* Her şeyimle ortadayım. Amerika’ya giden, olimpiyatlara koşan benim, bu hizmetlerin ne kadar iyi olduğunu anlatan benim. Bunları gizlemedim ki. Ama Gökçek bunlardan daha fazlasını yapmıştır. Belediye başkanlığı adaylığında ve seçimlerde oy isterken bu yapının kucağında oturmuştur. Bu yapıya Ankara’yı parsel parsel satmıştır. Yurt yerleri vermiştir, zengin iş adamlarına okullar yaptırmıştır. 30 Mart seçimlerine kadar da ağzından da bu paralel yapıyla ilgili bir tek kötü cümle çıkmamıştır. Çok zor seçimi kazandıktan sonra birilerine yaranmak için mücadele ediyor görünmektedir.
* Gökçek, Başkent’i parsel parsel Cemaat’e sattı mı? Bu çok ciddi iddia ve itham. Bülent Arınç böyle bir bilgiye sahip idiyse bugüne kadar neden sustu? “Seçimlerde oy isterken bu yapının kucağına oturmuştur.” da ne demek? Siyasette “Kucağına oturmak” kavramının ne anlama geldiğini bu işlerle meşgul olanlar çok iyi bilir. Çok ağır olan bu cümlelerin altını nasıl dolduracak, Arınç?
* Biz o zaman devletin imkanlarını bu yapı için onların kucağına bırakmadık. 2009 ve 2014 seçimlerinde Gökçek’in adaylığına itiraz ettim. Dolayısıyla o günden kalan bir hıncını şimdi bir şekilde çıkarmaya çalışıyor.
* Arınç, 2009 ve 2014 seçimlerinde Gökçek’in adaylığına neden itiraz etti? Daha da önemlisi AKP’nin etkili birkaç isminden biri olmasına karşılık bu talebi neden uygun bulunmadı da Gökçek her iki seçimde de yeniden aday gösterildi?
* Benim aleyhimde konuşacak herkesi biliyorum. Arzu ederseniz size gizli bir mektup ile bunu veririm. 7 Haziran’dan sonra açmanız kaydıyla. Biz kimin nerede havlayacağını neler yazacağını itibarsızlaştırmak için neler yapacağını biliriz. Medyanın içinden de, AK Parti’nin içinden ve dışından da kimlerin cumartesi ve pazar konuşmalarını bir şekilde itibarsız kılmak için nasıl çalışacağını çok iyi biliriz. Ateş çemberinden geliyoruz.
* Nedir bu ateş çemberi? Arınç’ın bildiği isimler kimler? Bülent Arınç, 8 Haziran’da açılmasını istediği mektubunda hangi konulara ve hususlara yer verecek? Ankara Büyükşehir Belediyesi hakkında bildiği ve ortalığı ayağa kaldıracak güçte yolsuzluk iddiaları var da Arınç neden şimdi açıklamıyor, açıklayamıyor? Arınç’ın, “Benim aleyhimde konuşacak herkesi biliyorum.” Cümlesi ne anlama geliyor. Arınç aleyine konuşması beklenenler kim ve neden konuşacaklar? Arınç, “Biz kimin nerede havlayacağını neler yazacağını itibarsızlaştırmak için neler yapacağını biliriz.” Derken kimi ya da kimleri kasdetti?
* 8 Haziran’a kadar müsaade. Bunu kişisel olarak yaptığını düşünüyorum, 8’inden sonra hesabını sorarım. Ama birileri kuklacılık yaparak bunu kullanmak istemişse benim kulaklarım iyi duyar, onları da teşhir ederim. Onlar da şimdiden korkmaya başlasınlar.
* Neden 8 Haziran? Arınç daha öncesinde niçin susmayı tercih ediyor? Hangi hesabı/hesapları 8 Haziran 2015 tarihinden sonra soracak? İyi de, 3 dönem şartına takılan Bülent Arınç, 8 Haziran’da zaten milletvekili olmayacak, olamayacak. Politik açıdan da bu zamanlama sorgulanır olacak. Bülent Arınç’ın siyaseten en güçlü olduğu zaman şimdi. Şimdi konuşmayacaksa ne zaman konuşacak? Melih Gökçek’i kullanmak isteyenler kim? Kukla kim, kuklacılar kim?