Bir kısmının 28 Şubat sürecinde yazılanlardan derlendiği anlaşılıyor. Eklenen kısımlar 28 Şubat'ın bile gerisinde bir zihin yapısıyla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Raporun altındaki imza dikkat çekici: Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Zeki Çatalkaya. Kariyer bilgilerinde “Beş yıllık Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü sırasında PKK'nın şehir yapılanması KCK'yı deşifre ederek büyük başarıya imza attı.” diye yazıyor. Cemaat ‘KCK'yı içeri tıktı' diyenler için bu bilginin bir anlamı var mı bilmiyorum.

Raporun evlere şenlik tanımlamasını hak etmesine yol açan komiklikler var. Gazetelere parça parça servis edilen rapora göre Fethullah Gülen üç kod ismi kullanıyormuş. Bu büyük istihbaratçıların sandığının aksine Şemseddin Nuri'nin Latif Erdoğan, Safvet Senih'in A.A. olduğunu ortaokul talebeleri bile bilir. Hocaefendi'nin bazı kitaplarında Abdülfettah Şahin mahlasını kullandığı ad öyle.

Gelelim Gülen'e şükran kısmına. Yine rapora göre 2006'da Terörle Mücadele Kanunu yapılırken, Gülen bazı şeyler dikte etmiş. AKP'li Adalet Bakanı Sadullah Ergin de bunu emir telakki edip gerçekleştirmiş. 2008'deki kapatma davasında AKP'nin temel savunma tezini o madde oluşturdu. İddia edildiği gibi bunu Gülen sağlamışsa başta AKP'liler olmak üzere hepimiz ona teşekkür etmeliyiz. AKP suçlu bulunmasına rağmen kapatılma yerine para cezası aldı. Türkiye'yi büyük siyasi krizin eşiğinden döndüren TMK'daki sözü edilen değişiklikti.

Bir de şu CIA ilişkisindeki borsa endeksi gibi anlık değişiklikler iyice kabak tadı verdi. Tuğçe Kazaz bile daha istikrarlı. Bir gün MİT-CIA cemaati birlikte bitirecek diye yazıyorlar; ertesi gün cemaati CIA'nın yönettiğini iddia ediyorlar. Aynı kişiler hem ‘Onu FBI koruyor' cümlesini kuruyor hem de ‘Çember daralıyor, FBI Gülen'in en yakınlarını hedef aldı' haberi yapıyor. Taraftarlarının zekasıyla bu kadar alay etmek hakikaten ayıp!