Ordu'da Muhtarlar ve STK Temsilcileri Buluşması'nda açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP hükümetine yönelik eleştirilerde bulundu. Ekonomik sorunlara ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu," 84 milyon insan hep beraber bir avuç insana çalışıyoruz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenlerin burnundan fitil fitil getirmezsem ben niye siyaset yapıyorum, getireceğim" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ordu'da; Muhtarlar, STK Temsilcileri ve Kanaat Önderleri Buluşması'nda konuştu.
Cumhuriyet'in haberine göre Kılıçdaroğlu'nun açıklamasının satır başları şöyle;
Ordu'nun kültürünü de yaşama tarzını da kucaklaşmasını da biliyoruz. Bu toplantı sıradan bir toplantı değil. Bu toplantı aynı zamanda oturup beraber bu ülkenin sorunlarını nasıl çözebiliriz toplantısıdır. Türkiye öyle bir noktaya geldi ki toplum ayrışmaya ve kutuplaşmaya başladı. Türkiye'yi buradan çıkarmamız lazım. Öyle bir noktaya getirdiler ki komşumuzun kimliğini, yaşam tarzını, inancını sorgulamaya başladık. Buradan Türkiye'nin çıkması lazım. Mücadelenin beraber ve birlikte yapılması lazım. Bu Ordu'da yapılacak ama Hakkari'de de İzmir'de de Mersin'de de yapılacak.
Ayrışma bir topluma huzur getirmez. Kutuplaşma yaratanlar kendi tabanlarını domine etmek için kutuplaşmayı büyüteceklerdir. Bundan kaçınmamız lazım.
84 MİLYON İNSAN HEP BERABER BİR AVUÇ İNSANA ÇALIŞIYORUZ
Asıl sorunumuz memleketin yönetimi. Türkiye düşündüğünüzden zengin bir ülke. 2018'de yeni bir sisteme geçtik. Bu sistem kimin için çalışıyor? Kimlere çalışıyor? Bunun sorgulanması lazım. 84 milyon insan hep beraber bir avuç insana çalışıyoruz.
Milyar dolarlık ihale yapıyorsunuz. Çağırıyorsunuz dostunuzu, partinize yardım edeni 'Sana bu ihaleyi verdim' diyorsun. Adrese teslim iş yapıyorsun. Adam 'param yok' diyor. 'Git dışardan borç al ben garanti olacağım' diyor. Bir de dolar ve euro bazında gelir garantisi veriyorsun. ABD'deki enflasyonu da bu milletin sırtına yıkıyorlar.
İktidar değişir birisi gelir bizden hesap sorar diye yetkili mahkemeleri İngiliz mahkemeleri yapıyorlar. Bunların hepsi sözleşmelerde var. Söz veriyorum bu haksızlığı ve adaletsizliği ben çözmezsem, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenlerin burnundan fitil fitil getirmezsem ben niye siyaset yapıyorum getireceğim.
BU SOYGUNA BERABER DUR DİYECEĞİZ
Helal, haram ona kararı siz vereceksiniz. Bu soyguna beraber dur diyeceğiz. Her biriniz yarın sandığa gidip oy kullanacaksınız. Bu haksızlık devam etsin diyorsanız iktidar sahiplerine oy vermeye devam edin. Bu haksızlıktır, adaletsizliğe dik ve onurlu durması gerekiyor diyorsanız tek yol var bize katılacaksınız.
Herkes kazansın ancak herkes hak ettiği kadar kazansın.
Bugün Kur Korumalı Mevduat diyorlar. 'Vatandaş neden bankada dolar tutuyor' diyorlar. Kardeşim devleti yöneten olarak sen kendi vatandaşından dolarla borçlanıyorsun. Türk Lirasını erittin. En rahatsız olduğum da bunları yapanların milliyetçi geçinmesi. Siz kim milliyetçi kim?
LİYAKAT OLMAZSA ADALET OLMAZ
Devlette liyakat nedir? Devlette memur olmak için KPSS'ye gireceksiniz, kazanacaksınız, memur olarak atanacaksınız, belli süre stajınız olacak. Sonra şef olmak için 7-8 yıl memuriyet yapacaksınız. Şeflik sınavına gireceksiniz en düşük kademe şef olacaksınız. Bakan olmak için iki şeye ihtiyaç var. İlkokul diploması ve iyi hal kağıdı o kadar. O yüzden siyaset ile devlet yönetimi ayrıdır. Partiler devleti yönetmek üzere gelirler, devlet olmak için değil. Yetkiyi halktan alırlar. Liyakat olmazsa adalet olmaz.
Güreşçinin banka yönetiminde ne işi var? Arkeologun Merkez Bankası'nda ne işi var? Bir kişi çıkıp 'her şeyi biliyorum' derse bilin ki hiçbir şey bilmez.
'SANIYORLAR Kİ BEN BUNLARDAN ÇEKİNECEĞİM, FERİŞTAHINIZ GELSE KORKMAM'
Ben bürokratlara neden çağrı yaptım? Yanlışın altına imza atmayın söyledim. Bana 'Niye tehdit ediyorsun?' diye kızıyorlar. Tehdit etmiyorum, yasalara, kanuna, adalete uyun diyorum. Yanlış yaparsanız yarın bunların hepsi gider sen hesap vermek zorunda kalırsın. Baskı kuruyorlar 'Kılıçdaroğlu neden doğruları söylüyor' diye. Tazminat davaları açıyorlar. Sanıyorlar ki ben bunlardan çekineceğim, korkacağım. Feriştahınız gelse korkmam. Rahmetli babamın nasihati vardır. 'Oğlum sen doğru dur, eğri belasını bulur' diye. Biz doğru duracağız.
'BU MEMLEKETE 6 AYDA NEFES ALDIRIRIZ'
Bu memlekete 6 ayda nefes aldırırız. Her şeyimiz var. Birikimli insanlar bir köşeye atılmış. Fiyat istikrarı diyoruz. Fiyat istikrarından Merkez Bankası sorumlu. Merkez Bankası Başkanı ne yapıyor? 'Faizi düşüreceğiz' diyorlar. Tam tersi. Beylerin ne yaptığını biz çok iyi biliyoruz. Birisi 'Fiyatlar düşecek' diyorsa bilin ki zam gelecek. 'Enflasyon düşecek' diyorsa bilin ki yükseliyor. 'Faiz düşecek' bilin ki artacak. Çünkü yönetemiyorlar.
Rüşvet alan adamdan büyükelçi olur mu? Ülkücü, milliyetçi olarak kendisini tanımlayan kardeşlerime de sesleniyorum. Eğer ülkücülükse, eğer milliyetçilikse ben asla rüşvet alan birisinin kendi arabasında Türk Bayrağı taşımasını kabul edemem. Toparlanmamız lazım. Çok sorunumuz var ama bütün bu sorular çözülebilir. Dinamik bir yapımız var.
"DEVLETİ ÇÖKERTTİLER VE ÇIKARTMAMIZ LAZIM"
6'lı masayla ilgili de şunu söyleyeyim. Her bir vatandaş oraya baktığında kendi temsilcisini orada görüyor. Muhafazakarı da liberali de sağcısı, solcusu da kendi temsilcisini görüyor. Bizi birleştiren bu ülkenin içinde bulunduğu durumdur. Devleti çökerttiler ve çıkartmamız lazım.
Ben helalleşme kavramını bunun için dillendirdim. Artık ayrışmayalım, bölünmeyelim. Bizim de kusurumuz, yanlışlarımız vardı. Yanlışlar yaptıysak, birisine zarar verdiysek oturup onunla helalleşmemiz lazım. Helalleşmek demek kul hakkı yiyen kişiyle helalleşmek değil. O ayrı bir şey, onlarla hesaplaşacağız.