Bursa Ovası, plansız yapılaşma ve sanayileşme

Bursa Ovası, plansız yapılaşma ve sanayileşme kıskacında -Şeftali, siyah incir ve deveci armudu gibi ünü ülke sınırlarını aşan meyvelerin yetiştirildiği ovada, kullanılabilir tarım arazilerinin, giderek daraldığı bildirildi -UÜ Ziraa
BURSA (A.A) - Haluk Yüksel - Şeftali, siyah incir ve deveci armudu gibi ünü ülke sınırlarını aşan meyvelerin yetiştirildiği Bursa Ovasında, kullanılabilir tarım arazilerinin, plansız yapılaşma ve sanayileşme yüzünden giderek daraldığı bildirildi.
     Uludağ Üniversitesi (UÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi ve TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Doç. Dr. Ertuğrul Aksoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sanayi kenti Bursanın, aslında her şeyden önce bir tarım kenti olduğunu, kent merkezi dışındaki nüfusun hala yüzde 70e yakınının tarım sektöründen geçindiğini belirtti.
     Aksoy, tarımın üretim alanları açısından değerlendirildiğinde, Bursa Ovası ve Bursanın ovalarının çok sıkıntılı bir durumda olduğunu vurgulayarak, tarım topraklarının özellikle sanayi ve yerleşim olarak, amaç dışı kullanıldığını ve bunun giderek arttığını bildirdi. Bursanın da aralarında bulunduğu, iş gücü gerektiren sanayiye sahip illerde, ova topraklarında tarım arazilerinin hızla yok olduğunu anlatan Aksoy, şunları kaydetti:
     1984 yılında Bursa kent merkezi ve bütününün kapladığı alan uydu görüntülerinden tespit edilen rakam bu; 5 bin hektarlık bir alanı kaplıyordu. Bu, 1993 yılına geldiğimizde 9 bin hektara çıktı ve şu anda günümüzde ise 12 bin hektar civarında bir alanı kaplıyor. En son durumu söyleyeyim; Bursa Ovasının, 1976 yılında korunması gereken alanı 11 bin 245 hektar olarak belirlenmişti. Bursanın, bütün ileri gelenleri, paydaşları tarafından belirlenmişti. O ova, şeftalinin, armudun, ayvanın yetiştiği, seracılığın yapıldığı sebzelerin yetiştirildiği Gürsuyu da, Çeltikçiyi de kapsayan, o ovanın şu anki durumu, yüzde 17si, hatta son rakamlara göre yüzde 20si kaybedilmiş durumda. 8 bin 800 hektarlık bir alan kalmış durumda. Üretim alanları böylesine daralıyor.
    
     -En büyük kayıp şeftalide-
    
     Aksoy, bu süreçte üretim alanları açısından en büyük kaybın şeftali bahçelerinde yaşandığına işaret ederek, Şeftalide neredeyse, Türkiyenin yüzde 40ına 50sine yakınını üreten bir Bursadan, şu an şeftali üretimini Çanakkaleye, başka illere kaptırmış bir ile dönüştü Bursa. 1990lı yıllarda 150 bin tonlardan günümüzde 85 bin tonlara, 100 bin tonlara geriledi üretim. Tabii aslında şeftali üretim alanlarındaki kayıplar fazla olmasına rağmen, verimliliğin artması ağaç başına, bunu biraz gölgeliyor. Sanki durumun ciddiyetini biraz daha azaltıyor. Aslında, insanlarımız şeftali üretiminden çıkmış durumda... ifadelerini kullandı.
     Ağırlıklı salçalık domates ve diğer sebzelerin üretildiği Bursanın Karacabey, Mustafakemalpaşa ve Yenişehir ovalarında da otoyol ve hızlı tren gibi projelerle, ileriye dönük sanayileşme ve yapılaşma tehdidinin söz konusu olabileceğine de değinen Aksoy, özellikle Yenişehir Ovasında bazı projeler yüzünden şimdiden sıkıntılar yaşandığını dile getirdi.
     Aksoy, kirliliğin de bu süreçte etkili olduğuna işaret ederek, Nilüfer Deresinin kirliliğine ilişkin hazırladıkları bir raporu, Bursa Valiliğine bildirdiklerini kaydetti.
    
     -Borçlanmalar toprak satışını körüklüyor-
    
     Bursa Ziraat Odası Başkanı Sabri Akçalar da deveci armudu ve siyah incirin yetiştirildiği Bursa Ovasında durumun pek iç açıcı olmadığını, üretim alanlarının giderek daraldığını söyledi. Akçalar, kredi borçlarından dolayı köylünün elindeki toprakların yavaş yavaş çıktığını belirterek, Şeftali ekim alanları da armut ekim alanları da daralıyor. Deveci armudu buzhanede duruyor hala, satamadık. Çiftçi, bankaya borçlarını ödeyemiyor, imara açılsın, satalım para kazanalım diye bakıyor. Bundan dolayı da tarım alanları bayağı kısıtlanıyor, bitiyor dedi.
     Bursanın çok göç aldığını, Uludağ yönüne büyüyemeyen kentin ova tarafına genişlediğini vurgulayan Akçalar, sözlerini şöyle sürdürdü:
     Artık köylü de sanayiye açılmasını istiyor. Bir yerden yol geçeceği, sanayiye, imara açılacağı zaman, eskiden köylü, burası tarım alanı niye açtırıyorsunuz- diyordu. Ziraat odalarına gelip baskı yapıyordu. Şimdi artık baskı yapan da yok. Diyorlar ki; sesinizi çıkarmayın, geçsin. Tarım ile uğraşmış, para kazanamamış, bankalara borçlanmış... Dolayısıyla bu borçlanmalar toprak satışını körüklüyor. Toprak da bilhassa iş adamlarının eline geçtiği zaman altın oluyor. 10 tane iş adamı bir yerden toprak aldıysa, dönümü orada 50 bin liraysa bir anda 300 bin lira oluyor. Tabii 300 bin lirayı köylü tarımda kazanamadığı için çıkarıyor elinden, hiç olmazsa borçlarımı kapatayım, oğluma düğün yapayım diyor, ama toprak gidiyor tabii.
     Akçalar, Bursa Ovasının şeftalisi, deveci armudu, siyah inciri, Mudanya ve Gemlikteki sofralık zeytiniyle adından söz ettirdiğini, bunların kentin sembolleri olduğunu vurgulayarak, Şeftali üretimi bundan 15 yıl evvel 450 bin tondu Bursada, bugün 140 bin ton. Tabii bu hava şartlarına göre değişiyor. Önümüzdeki günlerde Uludağ bir kar yaparsa, ovayı da kırağı yapar, şeftali karaborsa olur. Yani 50-60 bin tonlara düşer dedi.
     Mudanya tarafında da zeytinliklerin yapılaşma yüzünden tehdit altında olduğunu belirten Akçalar, Ovanın belli bir yeri kalacak da ikinci sınıf tarım arazileri bitecek herhalde görüşünü dile getirdi.
    
     Yayıncı: Doğan Sarıtaş
05 Nisan 2013 11:49
DİĞER HABERLER