17 Aralık operasyonundan sonra başlayan hukuksuzluklar zinciri mahkeme kararının savcı tarafından geri gönderilmesiyle ayyuka çıktı.
Son bir buçuk yıllık süreçteki Sulh Ceza hakimliklerinin merkezinde rol aldığı onlarca hukuksuzluk yaşandı.
17 Aralık yolsuzluk ve hırsızlık soruşturmasının ardından Türkiye Cumhuriyeti’nde görülmeyen hak ve hukuk ihlalleri yaşandı. Bizzat siyasi irade tarafından proje olduğu belirtilen Sulh Ceza hakimliklerince kapalı devre yargılamalar gerçekleştirildi.
Hiçbir somut delil olmadan binlerce insan proje hakimlikler tarafından maddi ve manevi kayba uğratıldı. Bu yargılama süresinde yüzlerce hukuk devletlerinde yaşanması mümkün olmayan sayısız olay yaşandı. Özellikle son bir buçuk yıl içinde Türkiye hukuk devleri imajını tamamen kaybetti.
32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 63 kişi hakkında verdiği tutuklama kararıyla ilgili yetkisiz olan 10. Sulh Ceza hakimliği tarafından ‘yok hükmünde’ kararı alındı. Tahliye müzekkereleri üç defa savcı tarafından geri gönderildi.
Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca kanalda yayınlanan bir dizinin senaryosunda geçen Tahşiye ve Rahle kelimeleri nedeniyle tutuklandı. Dünya tarihinde ilk kez senaryo nedeniyle tutuklama kararı verildi.
ÖDÜLLÜ PROJE DELİL!
Adana’da Tib-Not yazılımı kullandıkları için polislere gözaltı yapıldı. Ancak bu operasyondan bir ay sonra İstanbul KOM Şube’nin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan kullanım izni istediği ortaya çıktı.
Adana’da emniyetin kendi iç yazışmalarında kullandığı yasal yazılım korsan gibi gösterilerek 13 polis gözaltına alındı. Yazılımı teşkilata kazandıranların emniyet tarafından ödüllendirildiği ortaya çıktı.
Sahur operasyonu ile gözaltına alınıp tutuklanan polislerden 9’unun hiçbir evrakta imzasının olmadığı üç ay sonra ortaya çıktı ve tahliye oldular. Benzer durumda olan diğer polisler de tahliye talep edince savcı ‘Pardon filmini izlediniz mi’ karşılığını verdi.
7 BİN DEDİLER 234 ÇIKTI
Selam Tevhid terör örgütü dosyasında polislerin ‘7 bin kişi dinlediler” ifadesiyle algı oluşturuldu. Üç yıl süren soruşturma çerçevesinde sadece 234 kişinin dinlendiği ortaya çıktı.
22 Temmuz operasyonunda tutuklama kararı veren hakim Bekir Altun’un tutuklama gerekçesi olan dinlemelerle ilgili 150’den fazla kararda imzası olduğu ortaya çıktı.
ÖĞRENCİYİ DİNLEMEYLE SUÇLADILAR
Savcılık ifadesinde müfettişlerin istihbarat şube arşivinde hiç araştırma yapmadan dinlemelerle ilgili rapor hazırladıkları tespit edildi.
KAÇ İSMAİL KAÇ
Yargılamalar sırasında mahkeme yargıcının odasında soruşturmada görev alan polis memurlarını MİT elemanları yer aldı. Bu durum kayıtlara “Kaç İsmail Kaç” skandalı olarak geçti.
Savcı talimatıyla gazetecilerin adliyeye girişi yasaklandı.
Suç isnat edilen tarihte Antalya ve Siirt’te görevli olan polislere İstanbul’daki dinlemeler soruldu.
KAYITLAR BULUNAMADI
Bir polise, öğrenci olduğu döneme ait dinlemeler soruldu.
23 yıl terörle mücadele etmiş müdürlere kelepçe takıldı. Aralarında en kıdemli olan Yurt Atayün’e ise en adi suçlarda bile uygulanmayan ters kelepçe takıldı.
Selam Tevhid soruşturmasında polislerin dönemin başbakanı Erdoğan’ı dinledikleri iddia edildi. Hiçbir yerde bu iddia kanıtlanmadı.
17 Aralık soruşturması fezlekesinde “dönemin başbakanı” ifadesi kullanıldı denildi. Bu iddia hiçbir şekilde kanıtlanamadı.
İstihbarat Dairesi eski Başkanı Ramazan Akyürek’in dairedeki log kayıtlarını sildiği iddia edildi. Akyürek “Bu kayıtlar Bilişim Daire Başkanlığı’nın arşivinde duruyor. Eğer yetkililer bulamıyorsa yerini gösterelim” dedi.
Mali Şube’ye yönelik operasyonda gözaltına alınacak teknik sorumlusu Murat Kaya yerine KOM Şube’deki Murat Kaya gözaltına alındı. Hata daha sonra fark edildi.
Mahkeme kararı ile yapılmış istihbari dinlemeler yasadışı dinlemeler gibi gösterildi.
Bugün