Büyüyen, kanayan, renk değiştiren benler kanser habercisi olabilir

Daha çok estetik sorun olarak algılanan cilt lekelerinin güneşe bağlı olarak yazın daha fazla artış gösterdiğini belirten uzmanlar, büyüyen, kanayan ya da renk değiştiren benlerin kanser riski taşıdığının altını çizdi. Uzmanlar, erken teşhise dikkat çekerek erken evrede fark edilen tümörün cerrahi olarak çıkarılmasının yeterli olduğunu ifade etti.

Liv Hospital Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Gonca Gökdemir, sadece estetik olarak değil, ciddi sağlık sorunlarına da yol açabilen benlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Vücutta mevcut benlerin cilde renk veren hücrelerin cilt altına normalden farklı şekilde yerleşmeleriyle ortaya çıktığını belirten Gökdemir, açık tenli ve mavi-yeşil gözlü olanlar, sarı-kızıl saçlı olanlar, çillenme eğilimi olanlar, güneşte kolay yanabilen cilt tiplerinde benlerin daha fazla görülebildiğini belirtti.

Doğuştan mevcut olanlarda, kahverengi lekeler şeklinde bu benlerin başlayabildiğini belirten Gökdemir, "Zamanla lekelerin üzerinde kabarıklıklar görülür. Üzerinde kalın kıllar bulunabilir. Boyutları yaşla birlikte artabilir. Doğuştan benlerin kanser gelişim riski fazladır. Cilt üzerinde mevcut bir benin büyümesi, kanaması, renk değiştirmesi veya üzerinde kanayan yaralar olması kanserleşme lehine bulgulardır. En önemli nokta erken teşhistir. Erken evrede yakalanan melanomda tümörün olduğu alanın cerrahi olarak çıkarılması yeterlidir" uyarısında bulundu.

Genellikle kenarları düzensiz olan, açık-koyu kahverengilerin bir arada bulunduğu benlerin kanser oluşturma riski bulunduğunu anlatan Gökdemir, şöyle devam etti: "Renk yapısında değişiklik; açık renkli bir bende koyulaşma, kırmızı-siyah renk değişikliği olması, benin boyutunda büyüme, kenarlarının düzensizliği, benin üzerinde kaşıma, benlerin üzerine kanamaların görülmesi, yaraların açılması, bu durumlarda mevcut ben zaman kaybetmeden alınmalıdır"

Benleri aldırmanın tehlikeli olmadığını da kaydeden Gökdemir, ancak işlem öncesi benlerin bir dermatolog tarafından incelenmesi gerektiğinin de altını çizdi. Gökdemir, teşhis ve tedavi konusunda şu uyarılarda bulundu: "Kozmetik açıdan kötü bir görünüm varsa ve kişiyi rahatsız ediyorsa ve kanserleşme riski olan benler mevcutsa bunlar alınabilir. Riskli olan benlerde kanserleşme oranı normale göre 27 kat daha fazla olduğu için benin tamamı alınmalıdır. Riskli benler alındıktan sonra inceleme için mutlaka laboratuara gönderilmelidir. Ciltteki lekelerin gerçekten ben olup olmadığı dermatoloji muayenesi ile belirlenir. Benlerin kansere dönüşme riski olan ben olup olmadığı ayırt edilmelidir. Bu ayrım için özel bir muayene metodu olan dermoskopi kullanılır. Bu yöntemle benler belirli büyütme sistemleri ile fotoğraflanır, kanser riskini belirlemek için puanlama sistemi uygulanır. Benin risk durumuna göre 6-12 ayda bir aynı işlem tekrarlanır. Bu muayeneden sonra yüksek riskli olan benlerin alınması gerekebilir. Sağlam deriden köken alan melanomda önce deride kahverengi yama şeklinde lekeler şeklinde başlayabilir. Bu evrede tanı konulamazsa lekenin rengi giderek koyulaşır ve kalınlaşır. İleri evrelerde deriden kabarık, kanamalı, kırmızı-siyah renklerin bulunduğu yaralar şeklini alabilir. Erken evrede yakalanan melanomda tümörün olduğu alanın cerrahi olarak çıkarılması yeterlidir. İleri evrelerde vücutta başka organlara yayılabilir. Önce kanserin bulunduğu alandaki lenf bezlerini etkiler. Sonra sırasıyla akciğer, kemikler, karaciğer, beyin gibi organları etkileyebilir. Bu evrede cerrahi müdahale ile birlikte kemoterapi yapılması gereklidir. Riskli grupta bulunanların mutlaka belli aralıklarla dermatoloji muayenesi olması gerekir.
CİHAN
26 Aralık 2015 12:14
DİĞER HABERLER