Kalp yetmezliğinde cerrahi bir müdahale olmadan ayaktan tedavi ile kalp kasının güçlendirilmesini mümkün kılan yeni yöntem “EECP” Ankara'da uygulanmaya başlandı.
Bacaklara sarılan manşonlarla kalp ritmi ile senkronize şekilde yüksek basınçlı hava verilen “Enhanced External Counter Pulsation (EECP)” yöntemi, kılcal damarları kuvvetlendirerek kalp kasının daha iyi beslenmesini sağlıyor.
By-bass ya da balon tedavisi yapılamayacaklar ile kalp nakline uygun
olmayan hastalara umut veren yöntem, bunların dışında diyabet, solunum ya da böbrek yetersizliği gibi eşlik eden sağlık sorunları bulunan hastalarda da uygulanabiliyor.
Türkiye'de birkaç yerde uygulanan yöntem, Başkentte Medicana Intarnational Ankara Hastanesi'nde uygulanmaya başlandı.
Günde birer saatten toplam 35 seans uygulanan yöntem, tamamen ayaktan tedavi esasına dayanıyor. Seansı tamamlandıktan hemen sonra günlük yaşamına dönebilen hastanın, seansları tamamlandığında yaşam kalitesi artıyor, anjin ataklarının görülme sıklığı azalıyor, daha az ilaç gereksinimi duyuyor, sosyal ve iş yaşamına dönebiliyor.
Medicana Intarnational Ankara Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı hekimlerinden Doç. Dr. Erdem Diker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, EECP yönteminin bacaklara tansiyon aletinin manşonları gibi hızla hava dolan ve boşalan hava torbalarının sarılarak, kalp ritmi ile senkronize şekilde bu torbaların yüksek basınçlı hava ile dolup boşalması esasına dayandığını söyledi.
Yöntemin, koroner arter hastalıklarında ve kalp yetmezliği tedavisinde kullanılan bir tedavi olduğunu ifade eden Diker, “Yöntem, bypass veya balon tedavisi görmüş, ancak tekrar damar tıkanması gelişmiş hastalarda, bütün ilaçlarını aldığı halde veya girişimsel tedaviler yapıldığı halde göğüs ağrısı veya nefes darlığı devam eden hastalarda başarı ile uygulanıyor” dedi.
EECP'nin göğüs ağrısı şikayeti olan ancak ilaçlara ya da başka bir tedaviye cevap vermeyen, yapılacak başka bir tedavi seçeneği bulunmayan kalp hastalarda da etkili olduğunu belirten Diker, EECP'nin kalp yetmezliği hastalarına uygulandığında olumlu etki yaptığını anlattı.
Diker, kalp yetmezliğinin tamamen düzeltilmesinin mümkün olmadığını, tedavi protokolünde ancak şikayetleri azaltacak, bir miktarda da hayatı uzatacak ilaçların bulunduğunu ifade ederek, bu durumda ilaç dışı tedavi metotlarının devreye girdiğini vurguladı. Bu gibi durumlarda hastaların kalbine pil yerleştirildiğini, bundan da fayda elde edilmediğinde ya da hastanın pil tedavisine uygun olmaması halinde kalp naklinin söz konusu olduğunu belirten Diker, “Eğer, hasta bu müdahaleye de uygun değilse EECP deneniyor” diye konuştu.
Diker, EECP yönteminin, her kalp yetmezliği tanısı konulan hasta için uygun bir tedavi seçeneği olmadığını vurgulayarak, tedaviden ancak seçilmiş hastaların yararlanabildiğini söyledi.
“GÖĞÜS AĞRISI ATAKLARININ GÖRÜLME SIKLIĞI AZALIYOR”
EECP tedavisinden sonra hastaların yaşam kalitelerinin arttığını belirten Diker'in verdiği bilgiye göre, hastalar tedavi sonrasında ağırlık taşıyabiliyor, göğüs ağrısı ataklarının görülme sıklığı azalıyor, daha az ilaç gereksinimi duyuyor, sosyal ve iş yaşamına dönebiliyor, kendilerine güven kazanıyor ve egzersiz yapabilir hale gelebiliyor.
Tedavi esnasında kılcal damarlar kuvvetlendirildiğinden kalp kasının daha iyi beslenmesi sağlanıyor. Bilimsel çalışmalar esas alındığında başarı oranı yüzde 80'lerin üzerine çıkıyor. EECP tedavisi hastalarının 5 yıl içerisinde tekrar şikayet etme oranı da düşüyor.
“MODERN TEDAVİYLE CEVAP ALINAMADIĞINDA EECP”
Ortalama 5 hafta süren tedavide, kalp damarlarının kolleteral dolaşımının artırılması amaçlanan yöntem, mevcut tedavi yöntemlerinden faydalanamayan hastalar için umut ışığı oluyor.
Örneğin, bazı kalp damar hastalarının damarları, balon ve stenle açılabiliyor, kalp damarlarını köprülemek için by-pass yapılabiliyor ve bunlar ilaç tedavisi ile destekleniyor. İlaçlar, kalbin oksijen tüketimini azaltıyor, kalbin beslenme düzeyini yükseltiyor, dolayısıyla göğüs ağrısı şikayetini ortadan kaldırmaya çalışıyor.
Kişinin kalp damarlarında hastalık ve göğüs ağrısı şikayeti bulunması halinde mevcut yöntemlerden bir tanesiyle tedavi görebiliyor. Bu tedavi metotları tek tek ya da birlikte de uygulanabiliyor. Ancak, kimi zaman öyle bir noktaya geliniyor ki hastanın, teknik olarak artık herhangi bir damarına balon ya da stent yapılamıyor. Bir daha by-pass yapılması mümkün olmuyor ya da damar yapısı itibariyle zaten by-passa hiçbir zaman uygun olamıyor. Maksimum dozda ilaç veriliyor, ancak buna rağmen kalp damarlarındaki darlığa bağlı göğüs ağrıları devam edebiliyor. Hastaya, hiçbir müdahale yapılamıyor. Hiçbir modern tedaviyle cevap alınamadığında EECP denilen tedavi yöntemi uygulanabiliyor.
NASIL UYGULANIYOR?
Yöntem, tamamen ayaktan tedavi esasına dayanıyor. Bir hasta için toplam 35 seans uygulanıyor. Her seans yaklaşık bir saat sürüyor.
Uygulama öncesinde, mutlaka hastadan “tedavi için bir sakınca yoktur” raporunu belgelemesi gerekiyor. Raporda, kişinin yüksek tansiyonunun bulunmaması, ayak damarlarında damar tıkanıklığı olmaması, son dönem (terminal) kalp yetmezliğinin olmaması şart koşuluyor. Hasta, bu aşamadan sonra bir programa alınıyor ve röntgen masasına benzeyen ancak çok daha konforlu bir masaya yatırılıyor. Hastanın bacaklarına ve kalçasına içine hızla yüksek havanın girip çıktığı özel plastik torbalarla (manşonlar) sarılıyor. Hastanın kol ve bacaklarına sarılan manşonlar, kalp atımı ile senkronize olacak 200 milimetre civa basıncına kadar şişiyor ve iniyor. Kalbin kasılma anında, kan vücutta rahatça ilerlesin diye torbalar boşalıyor, kalbin gevşeme anında ise şişiyor. Böylece, manşonların şişmesi ile kan kalbe hızla gönderiliyor.
“YÖNTEM İLK KEZ ANKARA'DA”
Her yaş grubuna uygulanabilen yöntem, ilk seansta hastalarda biraz huzursuzluğa yol açabiliyor. Hasta alıştıktan sonra çoğunlukla hastalar seans süresince uyuyor. Uygulama, birbirine takip eden 35 gün devam ediyor. Tedavi sonrasında hasta, günlük yaşantısına devam edebiliyor. Seanslar tamamlandığında, tedaviden objektif fayda elde ediliyor.
Yöntem ilk kez Ankara'da bir hastane çatısı altında, Medicana Ankara International Hastanesi'nde uygulanıyor.
“YÖNTEM, BİLİMSEL OLARAK KANITLANMIŞ”
Yöntem, 1995 yılında FDA (Food&Drug Administration) Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi tarafından onaylanmasından sonra Amerika'da yaygın olarak uygulanıyor.
EECP, günümüzde Amerika'da bini aşkın üniversite veya özel hastanede rutin klinik kullanımda bulunuyor ve birçok Avrupa ülkesinde uygulanıyor.