Çakma Louis Vuitton tartışmasına katkı

Bir okuru, Sivilay Abla'ya, BDP milletvekili Aysel Tuğluk'un çakma Louis Vuitton çantası hakkında ne düşündüğünü sormuş. O da şöyle cevap vermiş: "Beş bin liralık çantanın taklidini yüz elli liraya alıp, "Ben bir çantaya beş bin lira verebilenlerin sınıfındanım" mesajını vermek açıkça yalan söylemektir. Bu yalanın başka bir yalandan farkı yoktur. Bir siyasetçi bunu yapıyorsa, benim gözümde inandırıcılığı yitirir." (Taraf, 20 Eylül) Sivilay Ablamızın sadece Aysel Tuğluk'un değil, çakma mal kullanan birçok kişinin günahını aldığını düşünüyorum. Haklı olduğu durumlar var, olmadığı durumlar var. Tişörtler de mi yalancı? Geçen gün, az ötedeki inşatta çalışan iki genç Kürt işçi, mesai çıkışı şakalaşarak bizim evin önünden geçiyordu. Bu sıradan olay aklımda kaldı. Çünkü üstlerinde, birinin University of Chicago, diğerinin Boston University yazan tişörtler vardı. Elbette çakma. Bu işçiler, bırakın "Ben bilmem ne üniversitesindenim" demeyi... Hatta bırakın o üniversitede okumayı hayal etmeyi... Okulların adını bile duymamıştır... Pazara gidip en ucuz tişörtlerden, rengini beğendiklerini satın alıyorlar. Tişörtün üzerinde İngilizce bir şeyler yazması belki bazı hayalleri (daha müreffeh bir yerde yaşamak) gıdıklıyor... O kadar. Bu tip çakmaların yalan mesaj olduğu günler geçmişte kaldı. Hiçbir kadın "yemez"! PKK arkaik sol söylemine rağmen düpedüz ulusalcı bir hareket ve her ulusalcı hareket gibi arkasında birtakım burjuva gruplar var. (Hangi gruplar olduğu ayrı bir tartışma.) BDP'li -bilhassa kadın- vekillerin ve avukatların kılık kıyafetlerine baktığımızda fakirliğin değil, orta sınıfın izlerini görüyoruz. 2010 Ağustos sonunda yazdığım, "Diyarbakır: Kalıyor mu, gidiyor mu?" başlıklı üç yazıda bu durumu anlatmaya çalışmıştım. Üstelik kentteki burjuvalaşmaya dikkatimi çeken, İslamcılıktan Kürtçülüğe kayan, bugünün BDP vekili Altan Tan olmuştu. Sözünü ettiğim burjuvalaşmaya rağmen... BDP'li bir kişinin, "Bakın ben koluma beş bin liralık çanta takıyorum" diye hava atmaya kalkışacağını sanmıyorum. En azından özerklik ilan edilmeden böyle bir şey yapmazlar. Sivilay Ablamızın -herhalde yaşı ilerlediği için- göz ardı ettiği bir nokta daha var: Louis Vuitton markasının bilindiği bir çevrede yaşayan her kadın, gerçek LV ile çakma LV'yi şıp diye birbirinden ayırır. Yani sahtesiyle hava atılamaz! Asıl erkeklerin takıntısı Yalnız şunu da söyleyeyim: Kadınları kandıramazsınız ama erkekleri kandırırsınız. Şöyle... Yıllar önce çalıştığım gazetenin reklam servisiyle birlikte Nice'e gitmiştik. Oradan İtalya'nın San Remo kasabasına geçtik. Otobüsten iner inmez bütün kadınlar San Remo pazarına hücum etti. Döndüklerinde tamamının elinde çakma LV'ler vardı. Yemekte bizimkilerle dalga geçmeye kalkıştım... "Mecburuz" dediler... Niye ki? " Çünkü kapısını çaldığımız (erkek) işadamı ve yöneticiler, kolunda LV çanta, boynunda LV eşarp olmayan reklamcının lafını dinlemiyor. Biz de aslını alamadığımız için sahtesiyle idare ediyoruz..." Çakma LV kullanan bir kadına -işin aslını bilmeden- laf etmemeyi o gün öğrenmiştim.
21 Eylül 2012 07:11
DİĞER HABERLER