Can Dündar: MİT TIR'ları yayınlansa ne olur yayınlanmasa ne olur

Can Dündar: MİT TIR'ları yayınlansa ne olur yayınlanmasa ne olur
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara sorumlusu Erdem Gül, silah taşıdığı belirtilen MİT TIR'larıyla ilgili haber nedeniyle haklarında açılan soruşturmada ifade vermek için adliyeye geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın MİT TIR'larıyla ilgili 'silah olsa ne olur olmasa ne olur' ifadesini hatırlatan Dündar, "O halde yayınlansa ne olur yayınlanmasa ne olur." dedi. Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'in yemin ederek silahların Türkmenler'e gitmediği açıklamasını da hatırlatan Dündar, "Herhalde soruşturmamızda tanıklık yapacaktır." diye konuştu. Dündar, hükümetin suçüstü yakalandığı için panik halinde olduğunu söyledi.

Cumhuriyet gazetesinin MİT TIR'larında silah taşındığına dari haber ve görüntüleri yayınlaması üzerine o dönem terör savcısı olan Başsavcıvekili İrfan Fidan soruşturma başlatmıştı. Gazete hakkında, 'devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, siyasal veya askeri casusluk ve gizli kalması gereken bilgileri açıklama' suçlarından açılan soruşturma kapsamında savcılık dün telefonla arayarak Can Dündar ve Erdem Gül'ü ifadeye çağırdı.

Dündar ve Gül bugün İstanbul Adalet Sarayı'na geldi. CHP Genel Başkan Yardımcıları Enis Berberoğlu, Sezgin Tanrıkulu, CHP milletvekilleri Barış Yarkadaş, Mahmut Tanal, Utku Çakırözer, gazeteciler Hasan Cemal, Pelin Batu'nun da aralarında bulunduğu grup destek için adliyeye geldi.

GAZETECİLİĞİ, HALKIN HABER ALMA HAKKINI SAVUNMAYA GELDİK

Adliye girişinde açıklama yapan Dündar, şikayetçinin bizzat Cumhurbaşkanı olduğunu kaydetti. Gazeteciliği, halkın haber alma hakkını savunmaya geldiklerini ifade eden Dündar, "Kamuoyunun, hükümet bir yalan söylüyorsa bunu bilme hakkını savunmaya geldik. Biz buraya hükümetlerin hiçbir şekilde illegal yollara sapmaması gerektiğini göstermeye, kanıtlamaya, bunun savunmasını yapmaya geldik." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konuyu kişisel davası gibi ele aldığını söyleyen Dündar, "Biliyorsunuz 'takipçisi olacağım, peşini bırakmayacağım onun' dedi ve bizzat şikayetçi oldu. Neden Cumhurbaşkanının tek başına şikayetçi olduğunu bilmiyorum. Bu sır devlete ait sır mı yoksa kendi şahsi sırrı mı bunu da herhalde bu soruşturma gösterecek. Casuslukla suçlanıyoruz. Vatana ihanet olduğunu söyledi Cumhurbaşkanı. Bizler casus, hain değiliz, kahraman değiliz. Biz gazeteciyiz. Burada yapılan şey baştan sonra bir gazetecilik faaliyetidir." diye konuştu.

SUÇ ÜSTÜ YAKALANMIŞ BİR HÜKÜMET VAR

Olayın bu boyuta gelmesini, bu kadar büyük çapta bir suçlamayla karşı karşıya olmalarını anlayabildiğini kaydeden Dündar, "Çünkü bir suç üstü var. Suç üstü yakalanmış bir hükümet var ve bunun yarattığı bir panik var. Bu anlaşılabilir bir şey. Ama bütün bu soruşturma sürecinin bu paniği daha da büyüteceğini düşünüyorum. Uluslararası boyuta taşıyacağını, bize de burada yapılan usulsüzlüğü, gizli damgası altında yapılan silah ticaretini, insan ticaretini belgeleme ve bütün dünyaya kanıtlama şansı vereceğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önceki gün 'silah taşınsa ne olur taşınmasa ne olur' dediğini hatırlatan Dündar, "Ben de anyı şekilde o halde yayınlansa ne olur yayınlanmasa ne olur?" dedi.

HERHALDE TUĞRUL TÜRKEŞ TANIKLIK YAPACAKTIR

Büyük bir panik halinde önce 'böyle bir şey yok' dediklerini, 'gıda yardımı' dendiğini belirten Dündar, "Sonra silah olduğu çıktı ortaya. Bu sefer 'Türkmenlere gidiyordu' dediler. Bugün Başbakan yardımcısı olan Tuğrul Türkeş 'vallahi de billahi de Türkmenlere gitmiyordu' dedi. Herhalde bizim soruşturmamızda tanıklık yapacaktır hükümet adına. O sözünü tekrarlayacaktır diye düşünüyorum. Sonra da yalan olduğu ortaya çıkınca, yani Türkmenler de 'bize gelmedi' deyince bu kez asıl suçluları değil bu suçu ortaya serenleri soruşturma konusu yaptılar." diye konuştu.

Rus uçağının düşürülmesi üzerine MİT TIR'larının tekrar gündeme getirildiği, Türkmenlere gittiği şeklinde algının tekrar oluşturulmaya çalışıldığı günde ifadeye çağrılmasını nasıl değerlendirdiği sorulan Dündar, "Hikmet diyelim." cevabını verdi.

KARŞILARINDA SİNECEK GAZETECİ YOK

Dün Suriye sınırında bazı TIR'ların Rus uçakları tarafından bombalandığını da hatırlatan Dündar şunları kaydetti: "Devlet bir şey yapıyorsa milletin bunu bilmeye hakkı var. Bu devlet bizim devletimiz ve biz gazeteci olarak bu millet adına kamuyu denetlemekle görevliyiz. Biz o denetimi yaptığımıza inanıyoruz. Bu kez karşılarında hemen sinmeye hazır bir gazete ve gazeteciler yok. Bu kez kararlılıkla bu işi takip edecek ve dik duracak ve sonuna kadar sözünün arkasında duracak gazeteciler var. Bunu görecekler. Bu yargılama eğer olacaksa veya bu soruşturma bunu kanıtlama şansı verecek bize."

BELKİ TÜRKİYE'Yİ BÜYÜK BİR BELADAN KURTARDIK

Dündar konuşmasını şöyle tamamladı, "Belki de Türkiye'yi büyük bir beladan kurtaracağız. Çünkü gördünüz yani o bombaların gönderilen silahların nelere yol açtığı, kimlerin eline ulaştığı bütün bunlar aydınlatılmaya muhtaç. Ve elbette bu soruşturma sadece bizim bu haberi nasıl yaptığımızı değil bütün bu sürecin nasıl işlediğini de aydınlatmaya hizmet edecek."

Cumhuriyet Gazetesi Ankara temsilcisi Erdem Gül de "Gazeteci aynı zamanda şöyle bir şeydir; eğer ülke tehdit ve tehlike altındaysa bu tehlikeyi halka bildirmek zorundadır gazeteciler. Geriye doğru dönelim, Suruç katliamı var, Ankara katliamı var. Bu haberler bununla da biraz ilgili haberler. Dolayısıyla ülke tehlike altındaysa, halk tehlike altındaysa gazeteci bunu yazmak zorundadır." dedi.

CİHAN
26 Kasım 2015 12:24
DİĞER HABERLER