Çanakkale'ye atanan Vali Erkal şehrin gündemini değerlendirdi

Çanakkale'ye atanan Vali Erkal şehrin gündemini değerlendirdi
Çanakkale'ye yeni atanan Vali Hamza Erkal, gazetecilerle ilk kez biraraya gelerek şehrin gündemini değerlendirdi. İl Emniyet Müdürlüğü Deniz Polisevi'nde düzenlenen toplantıda Erkal, Çanakkale'ye geleli yaklaşık 45 gün olduğunu belirterek, ilk izlenimlerini anlattı. Şehrin doğasını çok beğendiğini belirterek, genel değerlendirmenin ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Şehrin en önemli problemlerinden biri olan nükleer santral sayısındaki artışın sorulması üzerine, 14 santralden bahsedildiğini belirterek, bunun çok fazla olduğunu söyledi. Erkal, "Bir bölge belirlenir, onun üzerinde şartlar belirlenir. Çevreye en az zararı olan bir sistem kullanılabilir. Bunun ayrıntılı şekilde incelenmesi lazım." şeklinde konuştu.

Şehir merkezindeki trafik sıkışıklığının, feribot iskelesinin burada olmasından kaynaklandığı belirtilerek, şehirdışına taşınıp taşınmayacağı yönündeki soruya karşılık ise Vali Erkal, bu konuda çalışma yaptıklarını ve kaynağın da hazır olduğunu, yer tespitinden sonra taşınma işlemine başlayacaklarını söyledi. Çanakkale'nin, göçmen kaçakçılığının en önemli güzergahlarından biri olduğunun hatırlatılması üzerine de şu açıklamayı yaptı: "Biz de arkadaşlarımızla bunu değerlendirdik. Nasıl önüne geçerizin formüllerini araştırdık. Bazı eksikliklerimiz var fakat şu an çalışmalarımız da var. Gelibolu, Biga, Yenice, Ayvacık yolu üzerine noktalar oluşturduk ve Ayvacık'a gelmeden yol üzerinde tespitini yapıp geri göndermeye çalışıyoruz. Bu çalışmayı özellikle ilk hafta çok sıkı yaparsak, bize olacak gelişlerin önüne geçeriz diye düşündük. Geçen hafta başladık ve ilk hafta başarılı olduğumuzu söyleyebilirim, çünkü Biga'da ana yoldan gelemeyeceklerini farkeden göçmen kaçakçıları, otobüslerini ara yollara vurarak köy yollarından geçmeye çalıştılar. Burada ağaçlara takıldılar. Bizim bilgimiz olduğunda işlem yapıldı ve geri gönderildi. Suriyelilerle ilgili özel bir statü var biliyorsunuz. Biz onları yakalayınca bir belge düzenleyip tekraren Urfa, Mardin, Antep bölgesine geri gönderiyoruz ama bunu yaparken eğer ki çok ısrarcı olup tekrar tekrar gelen olursa onun sınırdışına gönderilmesini de sağlayabiliyoruz ancak ilk defa yakalanıyorsa onunla ilgili bir işlem yapılıyor, parmak izi alınıyor ve geri gönderiliyor. Diğer göçmenlerle ilgili, bizim bekletme merkezimiz var biliyorsunuz, göçmen bekletme merkezi. O merkezimizi geçen gün ziyaret ettim, gördüm. Çok iptidai bir yer ama Göç İdaresi yeni bir yer yapıyor. O bitene kadar burada idare edeceğiz. Belki biraz daha yaşanabilir hale getireceğiz ama bu yer bitince daha rahat edeceğiz. Oradaki insanlarda, özellikle Suriyeli dışındakilerde iki sıkıntımız var. Birincisi, pasaportu olanlar ve olmayanlar diye ayırmak durumundayız. Yani elinde bir belgesi olmayanların nereli olduğunu tespit etmek. İkincisi, ilgili konsolosluk ve büyükelçilik, belgesi olmayanı kabul etmiyor. Biz bunu deport edeceğiz ama belgesi olmayınca büyükelçilik kabul etmiyor. Pakistan mesela, kabul etmiyor. 'Benim vatandaşım olduğunu belgeleyemezseniz kabul etmiyorum.' diyor. Adam geldikten sonra geri göndermekte zorlandıklarımız oluyor. Belgesi olanların uçak biletini biz ayarlıyoruz. Türk Hava Yolları'na bildiriyoruz. Büyükelçilik veya konsolosluk, onunla ilgili deport bilgilerini dolduruyor ve onları ülkelerine geri gönderiyoruz. Bu çalışmalar neticesinde şu an bizim bölge, zor geçilir bir hale geldi. Şuna inanıyorum ki bir iki hafta sonra bu sayı çok çok düşecek. Belki de yüzde 80-90 civarında azalma olacak, çünkü biz işi sıkı tuttukça o insanlar başka bölgelere gitmek zorunda kalacaklar." CİHAN
16 Ekim 2015 14:14
DİĞER HABERLER