Eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, 14’ü tutuklu 15 eski vali ve kaymakamın yargılandığı davada savunması yaptı, 17 Aralık Yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili ayrıntıları kendi penceresinden anlattı.
Eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, 17 Aralık operasyonununun nasıl öne çekildiğini anlattı:
“17 Aralık öncesiydi. İçişleri Bakanı Muammer Güler aradı. ‘Rıza Sarraf denilen iş adamının kendisini arayarak, etrafında kılıksız şahıslar gördüğünü, hayati tehlike derecesinde korktuğunu’ söylediğini aktararak bu durumu araştırmamı istedi. Ben de İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbal’a söyledim. O da ekipleriyle Saraf’ın gittiği yerlerde araştırma yaptı. Meğer Mali Şube de Rıza Sarraf’ı o günlerde takip ediyor ve operasyona hazırlık yapıyorlardı.”
“MUAMMER GÜLER İLE YAKIN OLDUĞUM İÇİN OPERASYON BİLGİSİNİ VERMEDİLER”
Beraber çalıştığı emniyet müdürlerinin 17 Aralık döneminde 4 tane devasa operasyonu aynı torbaya koyup, bir defada operasyon yaptıklarını belirten Çapkın, “Neden operasyon bilgisini bana vermediniz diye sorduğumda, ‘mevzuat öyleydi, savcı öyle talimat verdi’ diyorlar. Çünkü kendilerinden olmadığımı biliyorlar. Ben İçişleri Bakanı Muammer Güler ile çok eskiden tanışırım. Gaziantep’te birlikte çalıştık. Çocukları elimde büyüdü. Bunların bir yanlışını görürsem çocukları çağırır tokatlayacağımı bilirler. O kadar yakınım. Telefonlarımızı mutlaka dinledikleri için bunları biliyorlardı. O nedenle operasyonun bilgisini vermediler. Şimdi bunları dinlediklerini hiç bana söylerler mi? Geldiğimiz noktada bakıyorum kripto bir örgüt, bir yapı çıkıyor karşımıza. Hiç klasik polis gibi değillerdi” şeklinde konuştu.
“17 ARALIK OPERASYONUNU ÖNE ÇEKTİLER…”
Çapkın, 17 Aralık operasyonlarının nasıl öne çekildiğini de anlattı:
“17 Aralık öncesiydi. İçişleri Bakanı Muammer Güler aradı. ‘Rıza Sarraf denilen iş adamının kendisini arayarak, etrafında kılıksız şahıslar gördüğünü, hayati tehlike derecesinde korktuğunu’ söylediğini aktararak bu durumu araştırmamı istedi. Ben de İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbal’a söyledim. O da ekipleriyle Sarraf’ın gittiği yerlerde araştırma yaptı. Meğer Mali Şube de Rıza Sarraf’ı o günlerde takip ediyor ve operasyona hazırlık yapıyorlardı. Mali şube, İstihbarat şubesindeki polisleri görünce düşman görmüş gibi olmuşlar. Sonra da bu kripto operasyonları bozulacak endişesi ile operasyonu erken yapmaya karar verdiler. İstihbarat Müdürü hakkında da soruturmayı sekteye uğrattığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundular. İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbal da görevi benim verdiğimi söyledi. Ona bu görevi ben verdiğim için de sonrasında bana ulaşarak beni de tutuklamak istediler. Alelacele operason yapmalarının sebebi istihbarat ekiplerini fark etmeleriydi”
“OLAYIN PATLAYACAĞINI TAHMİN ETMİŞLER Kİ TAKIM ELBİSE İLE YANIMA GELMİŞLERDİ”
Operasyon olduğunda İçişleri Bakanı Muammer Güler’in kendisini aradığını dile getiren Çapkın, “Ben de şaşkınım bilgim yok dedim. İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbal’ı aradım onun da bilgisi yoktu. Nazmi Ardıç’ı aradım ‘bizim operasyonumuz’ dedi. bağırdım çağırdım, yanıma gelmelerini söylerim. O ve Yakup Saygılı, olayın patlayacığını tahmin etmişler ki takım elbise ile yanıma gelmişlerdi hatta bilgi notunu bile hazırlamışlardı” diye konuştu.
Çapkın, burada eski İçişleri Bakanı Güler’in tekrar kendisini aradığını, sorulan sorulara söz konusu iki şube müdürlerine sorarak Güler’e cevaplar verdiğini belirterek, şöyle devam etti: “İkisine ‘bu durum sizi yakacak’ dediğimde, Nazmi Ardıç, ‘Herşeyi göze aldık’ dedi. Saygılı da başını salladı. Herşeyi göze alarak, amirlerinden habersiz savcılarla birlikte dar bir kadro ile bunu yaptıkları ortala çıktı. Tarihte ilk kez poliste bir paralel bir yapılanmayla yüzyüze geldiğimizi anladık. Daha sonra tüm Türkiye’de karşılaştık”