Eşi öğretmenken sadece bankaya yatırdığı altınları gerekçe(!) gösterilerek tutuklanan bir hanımefendinin eşinin yazdığı mektup
Ülkemizde devam eden hukuksuz operasyonlar sonrasında insanların içlerini parçalayan birçok hayat hikâyesi ortaya çıkmaya devam ediyor. Bu seferki hikaye daha önce Denizli’de ikamet eden E. Ailesine ait. 3 yaşlarında ikiz çocukları olan ve çocuklarından birinin sindirim sistemi çalışmayan Z.E.’nin 2014 yılında çocuklarının altınlarını bir bankaya yatırması nedeniyle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında gözaltına alınarak tutuklandı.
Eşinin tutuklanması sonrası biri hasta iki çocuğu ile ortada kalan baba İ.E. ise ne yapacağını şaşırdı. Bu süreç içerisinde çok sıkıntılar çeken ve hala çekmeye de devam eden çaresiz baba duygularını kâğıda döktü.
“KADİRİ MUTLAK OLAN MUTLAK ADALET SAHİBİ OLAN RABBİME” diye başlayan bu mektup şu şekilde devam etmektedir.
“Rabbim itirazımı ve dava dilekçemi sana yazıyorum, Allah’ım senin emrin, Habib’in efendiler efendisinin kavli ile aldığım senin bana helal kıldığın; sana İman akdinden sonra en büyük akit olan nikah akdiyle üzerime aldığım iki çocuğumun annesini elimden aldılar,
Geceleri uyurken bile karanlıktan rahatsız olup gece lambası ile uyurken alıp 2 gün boyunca karanlık bir odada tahta sedirin üzerine tek başına koydukları için, seslenmesine rağmen dönüp bakmayan bu vicdansızlardan davacıyım…
On yıllardır en samimi arkadaşlarıma dahi yüzünü göstermeye haya ettiğim eşimi bir sürü jandarmanın içinde elleri kelepçeli saatlerce beklettikleri için, hiç bir şekilde profil resimlerine bile kendi resmini koymayan, hiçbir yerde fotoğrafını paylaşmayan, o gittikten sonra, fotoğraf çektirmeye bile imtina ettiği için elimde üç-beş resimden başka resmi bile olmayan eşimi bütün televizyonlarda ve internette fotoğraflarını ve videolarını paylaşanlardan davacıyım.
Cennetin dahi ayakları altında olan anne olan ikiz çocuklarımın annesini yavrularımdan ayıran, geceleri doğuştan beri erken doğumdan dolayı gelişmeyen sindirim sisteminden dolayı acı çeken evladımı geceleri koynunda yatıran şimdi ise her gece çocuklarımın anne anne diye ağlattıkları için davacıyım,
Aylardır senin bana helal kıldığın cennet bahçem olan evimde yanmayan ocaktan dolayı, gideli bir sefer kaynamayan çorbamdan, sağda solda kalan evlatlarımın baba biz burada uyumak istemiyoruz evimize gidelim diye ağlayan evlatlarımdan dolayı, şakadan dahi yalan söylemeyi sana karşı saygısızlık kabul ederken anneniz hastanede diye yalan söylemek zorunda kalmaktan dolayı davacıyım,
Çocuklarıma marketten dondurma alırken baba, anneme niye dondurma almıyoruz diye soran kuzularıma anne hasta demekten dolayı davacıyım,
Geçen görüş günü Arife’sinde düşüp başını kaldırıma çarpan hastane hastane dolaşıp anne anne diye feryat ettirip, bir gün sonra başı sarılı olduğu için hanımımı üzmemek için görüşe götüremeyip tek başıma gittiğim, bütün görüşte gözyaşı döken eşimin gözyaşlarından, evlatlarım nasıl dediğinde iyi deyip geçiştirdiğimden dolayı davacıyım.
Baba, annem neden bu kadar gelmiyor deyip ağladığı için davacıyım.
Çocuklarımın yolda yürürken gördüğü kedi yavrusuna bile bakıp baba, annesi nerde bunun, afişte gördüğü resimdeki çocuklara bakıp “baba, annesi nerde çocuğun” dedikleri için, yüreğimi yaktıkları için davacıyım.
Her gün bunca sıkıntının içinde sesini duyup rahatladığım, belki de Rabbimin beni anlaması için bana özel gönderdiği can parçam, beni anlayan dert ortağımı arayamadığım için davacıyım,
Devletin bir tek bir tek kâğıdını dahi kullanmayan kamu hakkıdır deyip, kamuya ait bir tek kalemi dahi kullanmayan hanımıma hain diyen ona vatana ihanetle suçlayan kişilerden davacıyım
Benden başkasına bir sefer dahi başını kaldırıp bakmayan, namahreme karşı terzisinden doktoruna kadar dikkat eden eşimi bir sürü namahremin yanında rezil edenlerden dolayı davacıyım,
Senin rızandan başka bir Gaye’si olmayan, bir tek gönül kırmayan, tutuklandıktan sonra dahi öğrencilerimle helalleşmedim onlara çikolata alın dağıtın, helallik isteyin diyen eşimin haksız bir şekilde ellerinde hiç bir delil yokken en azılı canilere dahi tanınan ama bize tanınmayan haklarından dolayı davacıyım,
Son olarak Rabbim, bize yapılan bu zulümleri reva görüp, “SİZİN ÇOCUKLARINIZ BİZE KİNLE BÜYÜYECEKLER, ÇOCUKLARIN DA İCABINA BAKMAK LAZIM” diyen başı kapalı, namaz kılan o teyzeden de davacıyım…
Yukarıda bahsettiğim sebeplerin göz önüne alınarak bize bu zulümleri yapanlardan davacıyım, davamızın tez zamanda görülüp suçluları senin engin adaletine teslim edilmesini istiyorum. Eşimin de bir an evvel ailesinin yanına gelmesini talep ediyorum.
Rabbim seni biz ve bizim gibilerin vekili tayin ediyoruz. Sen hem hâkim sin hem de bizim vekilimizsin…”
magduriyetler.com