"Irak, Ortadoğu’daki bütün problemleri kendi bağrında barındıran bir ülke. Ülke mezhep ve millet bağlamında bütün grupları bağrında barındırıyor. Amerika işgalinden sonra Baas’ın Sünni lideri Saddam Hüseyin’in baskıcı iktidarı özellikle Şii mezhebi ile Sünni Kürtler üzerinde büyük bir baskı oluşturdu. 

Saddam rejiminin yıkılmasından sonra ABD tarafından dizayn edilmeye çalışılan Irak geçmişten ders almak yerine belirli hataları yeniden tekrarlama hatasına düştü. Kürdistan’da bölgesel yönetim huzur adası oluştururken Irak’ın Şia ağırlıklı başbakanların özellikle Nuri Maliki döneminde Sünnileri küçümseyen ve baskı oluşturan anlayışları ülkedeki sorunları daha da artırdı. 

ABD işgaline direnişin simge şehirleri Felluce ve Ramadi’ye yönelik baskı IŞİD’i bölgedeki ismi ile DAŞ’ı güçlendirdi. Saddam döneminin son zamanlarında ülkeye girip yerleşmeye başlayan İslam’in gülen yüzünü karartan EL Kaide bu topraklarda zemin bulmaya başladı. El Kaide temelli IŞİD canice öldürme ve saldırı psikolojisi ile kısa sürede kendini ifade edemeyen cehalet ile yoğrulan Sünni İslamdan uzak Selefi anlayışla büyüdü. Irak’ta binlerce saldırıya imza atan IŞİD son dönemlerde özellikle Nuri El Maliki’nin baskı yöntemleri ciddi bir gerginliğe yol açan El Anbar eyaletinin iki büyük şehri Ramadi ve Felluce’yi ele geçirdi. 

Musul Vilayeti ile komşu olan ve Irak’ta en büyük toprak olarak yüz ölçümüne sahip eyaleti Sünni Anbar vilayetinde yaşanan gelişmeler aslında bugünün de habercisiydi. Ne ülkenin başbakanı Maliki ne Türkiye ne diğer ülkeler zamane Cengiz ordularının misyonuna sahip IŞİD harici zihniyetinin hortlamış hali olarak varlığını sürdürüyor. Ebubekir Bağdadi yönetiminde Sünni bölgeleri -Kürdistan bölgesi hariç- IŞİD terörüne teslim eden basiretsiz yöneticilerin vebalini katledilen mazlumlar çekiyor. 

Irak’ın 4 buçuk Milyon nufüslu 2. Büyük şehri Musul resmi ismi ile Ninova çok büyük bir katliama sahne oldu. Irak Meclis Başkanı Üsame Nuceyfi’nin kardeşi Esil Nuceyfi kısa bir süre önce 30 Nisan’da yapılan parlamento ve vali seçiminde yeniden Ninova valisi olarak çıkmıştı. Seçimde 1. Sırayı Sünni Araplar ardından KDP lideri Mesud Barzani’nin partisi 2. Olarak çıkmıştı. Büyük kısmı sünnilerden oluşan Ninova’da Arap nüfusun yanında Kürtler, Türkmenler (Telafer şehri) beraber yaşıyordu. 

Musul Dicle nehrinin ikiye böldüğü bir şehirdi. 3000’ne yakın IŞİD teröristi tarafından ele geçirilen şehirde kaç kişinin katledildiği belli değil. Bu sayı yerel rakamlarla binlerce ifade ediliyor. IŞİD bu gidişle Bağdat sınırlarına dayanacak gibi görünüyor. Buna en büyük engel ise Irak Kürdistan Bölgesi yönetimi. Maliki yönetimi tarafından 6 aydır hakkı olan ödeneği verilmeyen Bölgesel Kürt Yönetimi’nin bir Kürt Vali tarafından yönetilen (Celal Talabani’nin partisi KYB) Kerkük şehrini sonuna kadar koruyacak. Kürt yönetimi tarihsel süreçte IŞİD terörüne karşı bölgedeki en sağlam güç olma özelliği taşıyor. Kerkük bağlı Riyad kasabasında İŞİD ile peşmerge güçleri savaşıyor. Bu çatışmaların devam etmesi sürpriz olmayacak. Peşmerge Kerkük’ün güvenliğini de ele almış durumda. 

Türkiye her zamanki gibi üzerine gelen selin farkına varamadı. Yaşanılacak süreçlere ilişkin doğru analizler yapamadı. Başkonsolosu, diplomatları, aileleri, Tır Şoförleri olmak üzere 100’e yakın vatandaşı şu an IŞİD teröristlerinin elinde. Birçok Ortadoğu ve Avrupalı entelektüel ise Türkiye’nin bunlara zamanında destek verdiğini düşünüyor. En acı verici durumların başında bu geliyor. 

Türkiye’nin Dış Politika başarısızlığı ise geriye dönülmesi zor bir duruma sokuyor. Bölgeyi okuyamayan Dış Politikamızın kendini ciddi bir kritikten geçirmesi gerekiyor. IŞİD’in cehalet ile yoğurduğu vahşetle