Darbe, örgüt ve izinsiz gösteri suçlarından yargılanan ve beraat eden Çarşı grubuyla ilgili gerekçeli karar açıklandı.
Mahkeme, Gezi olaylarının bazı gruplar tarafından provoke edildiğini, polisin de orantısız güç kullandığını belirtti. Bu nedenle oluşan şiddet olaylarına sanıkların karıştıklarına dair yeterli delil bulunmadığı anlatıldı. Mahkeme, anayasal demokratik bir hak olarak toplantı ve gösteriye katılan sanıkların, ‘toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu’ anlamında suç teşkil eden eylemlerinin bulunmadığını kaydetti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Çarşı davasında gerekçeli kararını hazırladı. 35 sanık hakkında darbeye teşebbüs, silahlı terör örgütü kurmak ve üye olmak, suç örgütü kurmak ve üye olmak, izinsiz gösteri ve polise direnme suçlarından verilen beraat kararının gerekçesi anlatıldı.
Sanıkların, Beşiktaş taraftarı olduklarını ve Çarşı grubu olarak adlandırıldıklarını belirttiği kaydedildi. Aralarında takım taraftarlığından ve sosyal paylaşımlardan kaynaklanan arkadaşlık ilişkisi dışında, örgütsel yapı bulunmadığını beyan ettikleri hatırlatıldı.
35 sanıktan 32’sine ‘terör örgütü kurmak ve yönetmek’ suçundan dava açıldığını hatırlatan mahkeme, iddianame içeriğine ve gösterilen delillere göre, sanıkların ne şekilde silahlı terör örgütü kurdukları, kimlerin yönetici, kimlerin üye olduğu, ne tür faaliyetlerde bulundukları, aralarındaki hiyerarşik yapı, amacı ve bu amaç için kullandığı araçlar, maddi kaynakları, silah mühimmatı, gizlilik esasları gibi terör örgütlerini teşkil eden somut olgu ve veriler tespit edilemediğini belirtti.
Tüm sanıklar hakkında darbeye teşebbüs suçundan dava açıldığı ifade edilen kararda, sanıkların İstanbul ve Ankara'daki Başbakanlık Çalışma Ofisini işgal ederek darbeye kalkışmakla suçlandığını belirtti. Sanıkların bu suçu uygun vasıtalarla işleyerek amaca ulaşmaya yetecek plan ve organizasyon dahilinde, hiyerarşik yapı içinde hareket ettiklerine dair her türlü şüpheden uzak, yeterli, kesin ve somut delil bulunmadığını kaydedildi.
İddianamede, sanıklara hem silahlı terör örgütü kurmak ve üye olmak hem de suç örgütü örgüt kurmak ve üye olmak suçlarının yöneltildiğine dikkat çeken mahkeme, sanıkların iki farklı örgüt kurmak ve üye olmak suçlarından yargılamalarının mümkün olmadığını vurguladı.
Polise direnme suçu yönünden sanıkların kabul etmediğini hatırlatan mahkeme, kamera görüntülerinde de bu yönde bir delil bulunmadığını kaydetti. Dosyada müşteki-mağdur olan polislerin de sanıkların kendilerine karşı bir eylemde bulunmadıklarını söyledikleri belirtildi.
ANAYASAL HAK OLARAK GÖSTERİ YAPTILAR
İzinsiz gösteri suçu yönünden beraat gerekçesini de izah eden mahkeme, “Sanıkların bireysel veya topluluk halinde, anayasal bir hak olan ve demokratik ifade özgürlüğü içinde kalan anlamda, Taksim Gezi Parkı protestolarına katılmalarına rağmen, protestoların zaman içinde farklı kişi veya grupların provokasyonu veya kolluk güçlerinin orantısız güç kullanmaları sonucunda oluşan olumsuz durumlara ve suç teşkil eden eylemlere, sanıkların bireysel veya topluluk halinde katıldıkları hususunun her sanık için ayrı ayrı, gün, zaman ve eylem belirtilerek somutlaştırılamadığı, sanıkların suç teşkil eden hiç bir eylemi kabul etmedikleri, bu hali ile sanıkların, anayasal demokratik bir hak olarak toplantı ve gösteriye katılmalarına rağmen, ‘toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu’ anlamında suç teşkil eden eylemlerinin bulunmadığı, dosyada delil olarak dayanılan dinleme tapelerinin bu suç açısından delil niteliğinde olmadığı, sanıkların cep telefonu sinyal bilgilerine dayalı tespitlerin de sanıkların suç teşkil ettiği iddia edilen eylemlerini ortaya koymadığı, ayrıca sanıkların işledikleri iddia edilen eylemleri ile ilgili hemen akabinde düzenlenen bir tutanağın da bulunmaması karşısında ‘şüpheden sanık yararlanır’ genel ilkesi gereğince sanıkların ayrı ayrı beraatlerine” ifadelerini kullandı.
Telefon dinlemelerinin usule uygun olmadığını belirten mahkeme, bazı sanıklarla ilgili olduğu belirtilen olay yeri görüntülerin de isnatlarla örtüşmediğini kaydetti. Sanık Erol Özdil’den ele geçen 19 adet ses bombası ve 14 adet meşale ile İbrahim Halilullah Turan'dan ele geçirilen birer adet gaz fişeği, gaz kapsülü ve gaz el bombasının ‘tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma’ suçu kapsamında olduğu belirtildi.
Çarşı davasında ana suçlamalardan beraat kararı çıkmıştı. Sadece sanık Bülent Ergenç’e ruhsatsız tabanca taşımak suçundan 10 ay, Erol Özdil’e 19 adet ses bombası ve 14 adet meşale, İbrahim Halil Turan’a da gaz fişeği, kapsülü ve gaz bombası nedeniyle 2’şer yıl 6’ar ay hapis cezası vermişti. Kaan Kabaş’a da ‘muşta’ bulundurduğu gerekçesiyle 5 ay hapis cezası verilmişti.
BAŞSAVCILIK TEMYİZ ETMİŞTİ
Çarşı davasında beraat kararını Başsavcılık temyiz etmişti. Başsavcıvekili Mehmet Akif Ekinci, sanıkların darbeye teşebbüs ettiğini ileri sürerek beraat kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştü.
CİHAN