Gazeteci Yazar Veysel Ayhan TR724 . com internet sitesinde Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 1688 sayfalık çatı iddianameyi incelemeye devam ediyor.
İddianameyi yazan Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun'un uydurma bilgilerle doldurduğunu anlatan Ayhan bir çok yanlış bilgiyi tashih etti
İşte Veysal Ayhan'ın yazı dizisinin üçüncüsü
Savcı Serdar Çoşkun Çatı İddianamede bol bol tahrifat yapmış. Ya uydurmuş veya Fethullah Gülen’e ait olduğunu iddia edilen her sözü kaynak sorgulamadan kullanmış. Hukuk okumuş bir savcı nasıl bu kadar sahtekârlık yapar, nasıl pervasızca tahrifat yapar anlamak çok zor. Örneklere bakalım:
“hakikaten Allah dostu bir er kişi gibi gösterme sanatında mahirdir. ‘Müslüman gerektiğinde Allah’ı bile inkâr edebilir’ diyecek kadar takiyyede ilerlemiştir.”
Gülen’in ne kitapların da ne de binlerce saatlik sohbet ve vaazlarında böyle bir söz yok.
“hatta bazı kaynaklarda ‘Kader Yazabilme’ gibi yaratıcının sıfatlarını da üzerinde taşıyarak insanüstü bir konumda bulunduğu…”
O kaynaklar neymiş neredeymiş cevabı yok.
“Fetullah Gülen için kadın mekruh ve şeytandır. Onlarla konuşulması yasaktır.”
NERDE DEMİŞ? KİME DEMİŞ? YOK.
“Fetullah Gülen, örgütüne tabi olanlar dışındaki herkesin, yabancı ve düşman olduğunu ve dolayısıyla savaşılarak imha edilmesini emreder”
Kime emretmiş, nerede emretmiş cevabı yok!
“Bizzat Fetullah Gülen tarafından belirtilen ‘hizmetin bekası ümmetin bekasıdır, bundan dolayı hizmetin bekası için haramlar helaldir’ prensibine göre”
Bu prensip nerden çıkmış? Kaynak yok. Savcı korkunç bir yalan makinesi.
“Fetullah Gülen’in öğretisiyle örgüt, diğer dini cemaat ve grupları ‘insan ve Müslüman’ saymaz. Onlar imha edilmesi gereken hain, dinsiz, kandırılmış, inançsız insanlardır.” “‘Hizmet hayatımın gayesi, fıtratımın neticesidir demeyenler Müslüman olsalar da kardeş görülmeyecektir’ talimatı …”
Savcının dini hassasiyeti varsa Gülen için bunları uyduracağına Erdoğan’ın, Eğemen Bağış’ın Efkan Ala’nın ve bir sürü AKP’linin orijinal yayında söylediği dinen küfrü istilzam eden sözlerini toplasın dava açsın!
PARALAR PROJELER ÜRETİLİR
Savcı uydurmaya doyamamış. Kim demiş, kime demiş? Nerde geçiyor yok.
“Işık evleri Fetullah Gülen’e göre; şarj evleridir. Bu evlerde kişiler dolar, metafizik gerilime geçer. Paralar, projeler üretilir. Evde yetişenin yüreği ve imanı pektir. Hakiki iman etmiş adamdır…”
Gülen’in kitaplarına aşina olanlar bu sözlerin O’na ait olmadığını anlar. “Paralar, projeler üretilir.” gibi anlatımı bozuk, saçma; “Evde yetişenin yüreği ve imanı pektir… adamdır.” gibi insicamsız cümleler Gülen’in kitaplarında ve kasetlerine yok.
YAYINLANMAYAN SOHBETTEN SUÇ İCAT ETMEK…
“Bamtelinde yayınlanan bir konuşmasında Fetullah Gülen’in Cumhurbaşkanının eşinin İran asıllı olduğunu, menşeinin Ermeni olduğunu, İran tarafından Türkiye’ye musallat edildiğini, bu sohbetin yayınlanmadığını ancak cemaatin bildiğini…”
Yayınlanmamış ama cemaat biliyormuş! Bu icatlar savcıya çok yakışıyor.
Savcının nerden icat ettiğini çözemediğim bir de kitap var. “Kevser” Kitap içinde kitap. Meğer “Fasıldan Fasıla” isimli kitap Kevser isimli bir kitaptaymış! Fethullah Gülen’in veya hizmet yayınevlerinin böyle bir kitabı yok. Savcı eline geçen her metni hizmete izafe edip suç üretiyor. Biri bu isimde kitabı okumuşmuş. Bir şeyler gevelemiş. Savcı da her iftiraya inandığı gibi buna da inanmış.
“Kevser adlı 17 sayfalık kitaptan paralel bir nevi din öğretildiğini, bu kitaba göre … beş vaktin topluca kılınmasının mümkün olduğunu, zorda kalınması halinde içki içilmesi, porno film seyredilmesi, abiden cevaz alınarak cinsel ilişkiye girilmesi…”
“Kevser isimli derleme kitabında yer alan Fasıldan Fasıla adlı kitabında şu şekilde açıkça dile getirmiştir:”
…KİTABINDA YER ALAN… KİTABINDA…
Cümledeki tuhaflığı görüyorsunuz herhalde. “…kitabında yer alan… kitabında…”
“hizmetin devamını sağlamak için alkol almak, zina yapmak, kılık kıyafet değiştirmek lüks hayat sürmek ve lüks araçlara binmek, yapının önem verdiği davranışlar olduğunu, hayalet yapı işleyişinde bunların helal sayıldığını”
Savcı Hizmet prensiplerini açık kaynaklardan değil de yalancı şahitlerden bulmuş. Bu prensipler ne Gülen’in sözlerinde var ne de Hizmet yayınevlerinin bastığı kitaplarda.
“Fetullah Gülen’in sohbet sırasında bir anda bazen ayağa kalktığını, bazı embesil il imamlarının neden kalktığını sorduklarını, sohbet ettiği kişilere dönüp siz görmediniz mi peygamber efendimiz şereflendirdi dediğini”
Böyle bir olay vaki değil. Ne Gülen böyle bir şey anlatmış ne de gören var. Savcı veya kaynakları uydurdukça uydurmuş.
“Fetullah Gülen’in ‘bir gün bana Ankara’da bin evimiz olduğunu söyleyin, devletin paçasından şöyle bir tutacağım, devlet uyandığında yapacağı hiçbir şey kalmayacak’ dediğinden bahsedilirken” (Yani birisi demişmiş!)
“Fetullah Gülen’in verdiği fetvada ‘hizmetin bekası, ümmetin bekasıdır bundan dolayı hizmetin bekası için haramlar helaldir’ prensibine göre”
Hangi birini yalanlayacaksınız!
ABİLERDEN GELEN EMİR…
Savcının tahrifatta ve iftirada üstüne yok. Kendince devlette çalışanların abilerinden gelecek emirleri dinlemelerine delil üretecek. Şöyle diyor:
“…hiyerarşik üstünden gelen emir doğrultusunda seferber etmeye hazır olacak şekilde bir ideolojik eğitimden geçirilmektedir. Bu durumu Fetullah Gülen, “hizmet insanı” başlığı altında “Cemaate bağlı kişinin azimli, kararlı ve hizmete karşı itaatkâr her şeyin sorumluluğunu alması gereken, darbe yediğinde azmi bozulmayan, yüksek rütbelere geldiğinde kendi rütbesi değil de hizmetin rütbesini ön planda tutan, hizmet içerisinde yapacağı görevlerin zor olabileceğine inanan ve bütün varlığını, canını, sevdiklerini hizmet için feda etmeye hazır olması [1]” şeklinde açıklamaktadır.
[1] M. Abdülfettah Şahin mahlasıyla Fetullah Gülen’in yazdığı iddia edilen, “Ölçü ve Yoldaki Işıklar” isimli kitabın 57 ve 58’inci sayfalarında “Hizmet İnsanı” başlıklı bölüme bakılabilir.”
Nasıl olsa Gülen’in kitapları yasaklı, internet siteleri sansürlü.
Yalan o kadar açık ki! Bir kere Gülen böyle kötü bir Türkçe kullanmaz. “Cemaate bağlı kişi” demez. “Hizmetin rütbesi” gibi tuhaf bir tamlama kullanmaz. Pek sayın savcı iddianameyi okuyacak hâkimlerin kendi gibi cahil ve Türkçe bilmez olduğunu düşünüp uydurdukça uydurmuş. Beyefendi çok kurnaz ya alıntıyı “bakılabilir” diye bitirmiş. Alıntıda dipnot nasıl olur? Kaynağı söylersiniz biter.
NASIL OLSA KİTAPLAR YASAKLI…
Peki, orijinal metin nasıl:
“Hizmet insanı, gönül verdiği dâvâ uğrunda kandan-irinden deryaları geçip gitmeye azimli ve kararlı; varıp hedefine ulaştığında da her şeyi sahibine verecek kadar olgun ve Yüce Yaratıcı’ya karşı edepli ve saygılı.. hizmet adına her ses ve soluğu zikir ve tespih, her ferdi mübeccel ve aziz bilip, muvaffakiyetlerinden ötürü alkışlayacağı kimseleri de, putlaştırmayacak kadar Rabb’in iradesine inanmış ve dengeli.. ortada kalmış herhangi bir iş için herkesten evvel kendini mes’ûl ve vazifeli addedip, hakkı tutup kaldırmada, yardıma koşan herkese karşı hürmetkâr ve insaflı.. müesseseleri yıkılıp plânları bozulduğu ve birliği dağılıp kuvvetleri târumâr olduğunda fevkalâde inançlı ve ümitli; yeniden kanatlanıp zirvelerde pervaz ettiği zaman da mütevâzi ve müsamahalı.. bu yolun sarp ve yokuş olduğunu baştan kabul edecek kadar rasyonel ve basiretli; önünü kesen cehennemden çukurlar dahi olsa, geçilebileceğine inanmış ve himmetli.. uğruna baş koyduğu dâvânın kara sevdalısı olarak, cânı-cânânı feda edecek kadar vefalı ve geçtiği bu şeylerin hiçbirini bir daha hatırına getirmeyecek kadar da gönül eri ve hasbî olmalıdır.”
Bir Gülen’in Türkçesine bakın bir de Savcının bir üstteki tahrifatına…
Peki, savcı bu metinleri niye tahrif ediyor veya sözler uyduruyor? Nedeni basit. İddianamesinde Cemaati suçlayacak delilleri yok. Gülen’in kitapları yasaklı. Attığı yalanları kimse suratına çarpamayacak. E halk da Havuz gazete ve TV’lerinden besleniyor…
Bu sebeple uydur uydurabildiğin kadar…