AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, 2011'de yapılacak genel seçimlere kadar TBMM'de ciddi anlamda bir anayasa çalışmasının zor göründüğünü söyledi.
Çelik, partisinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Genel Başkan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan toplantıda, iç ve dış siyasi gelişmelerin, ekonomik ve sosyal konuların detaylarıyla ele alındığını belirten Çelik, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın Hakkari ve Şırnak'ın yanı sıra Kuzey Irak'a yaptığı ziyaretler hakkında kurula bilgi verdiğini kaydetti. Çelik, Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz'un da Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz'la bölgeye yaptıkları taziye amaçlı ziyaret hakkında bilgi sunduğunu söyledi.
Seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek'in de referandum sonuçlarıyla ilgili MKYK üyelerini bilgilendirdiğini ifade eden Çelik, 81 ilde referandum sonuçlarıyla ilgili detaylı bir anket ve analiz yapıldığını anlattı. Çelik, anket ve analizlerin Ekim ayının 15'inden itibaren Kızılcahamam da yapılacak istişare ve değerlendirme toplantısında milletvekilleriyle, sonraki süreçte de kamuoyu ile paylaşılacağını bildirdi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın toplantıda, dünya ve Türkiye'deki ekonomik gelişmelerle ilgili sunum yaptığını belirten Çelik, ''Türkiye'deki ekonomik gelişmelerin çok umut verici olduğu ve özellikle küresel krizin hala hüküm sürdüğü dünyada Türkiye'nin adeta çölde bir vaha görünümünde olduğunu ifade etmiştir. Bunun kendi ifadeleri olarak değil OECD yetkililerinin ve dışarıdan Türkiye'ye gelen gözlemcilerin ifadeleri olduğunu ifade etmiştir'' diye konuştu.
Çelik, 2011'e Türkiye'nin büyük bir güvenle girdiğini vurgulayarak, referandum sonuçlarının da piyasalar tarafından olumlu algılandığını kaydetti.
Hüseyin Çelik, 2010'un ilk yarısında özel sektörün 79 milyarlık yatırım yaptığını belirterek, ''Bu çok önemlidir. Devletin bir yılda 20 milyarlık yatırım yaptığı, eski tabirle, eski ifadeyle 20 katrilyonluk yatırım yaptığı bir ülke düşünün, 2010'un ilk yarısında özel sektörümüz güven ve istikrar ortamından dolayı ve önünü gördüğü için, bu konuda herhangi bir endişe taşımadığı için ciddi manada, 79 milyarlık bir yatırım yapmıştır'' dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve bazı bakanlarla birlikte gerçekleştirdiği BM'deki temaslarıyla ilgili kurula bilgi verdiğini anlatan Çelik, Türkiye'nin bütün dünyada küresel ısınmadan nükleer silahlara, ekonomik krizden dünyadaki açlık meselesine varıncaya kadar sözü ve hatırı sayılan, dinlenen ülkeler arasında olduğunu bildirdi.
-SORULAR-
Çelik, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin ''tek tip askerlik'' konusunda son durumun ne olduğunu ve MKYK da gündeme gelip gelmediğini sorması üzerine, konunun toplantıda gündeme gelmediğini belirterek, daha önce açıklamalar yaptığını, ilave edecek bir şey bulunmadığını söyledi. Çelik, ''Netice itibarıyla son kararı, son hükmü Bakanlar Kurulu verecektir. Ancak gereksiz beklentiler oluşturmamak gerekiyor, basınımızın da bu konuda çok duyarlı olması gerekiyor. Kışlalarda ''erken terhis var'' söylemi Mehmetçiği heyecanlandırmaktadır, sürekli bu tür haberler yapıldığı zaman bu beklenti yükseliyor ve bu insanlara da bence iyilik yapmıyoruz'' diye konuştu.
Bir gazetecinin, Cumhurbaşkanı Gül'ün yasama yılının açılışı dolayısıyla yaptığı konuşmada Mecliste tüm kesimlerin temsil edilmesine yönelik ifadesi olduğunu ve bu söylemle seçim barajının düşürülmesi mesajını verdiğinin anlaşıldığını belirterek, ''Sizin yaklaşımınız nasıl olacak bu konuya?'' sorusunu, şöyle yanıtladı:
''Anayasamızın amir hükmü şudur, yönetimde istikrar temsilde adalet. Hem yönetimde istikrarı sağlayacaksınız hem de temsilde adaleti temin edeceksiniz. Tabii bu çok kolay değil. Dünyanın her tarafında bu bir mesele olarak dünyanın önünde durmaktadır ama mevcut TBMM aşağı yukarı seçmen kitlesinin yüzde 87'sinin temsil edildiği bir meclistir. Ümit ediyoruz ki önümüzdeki süreçlerde bu temsil oranı daha da yükselir ancak 'barajın indirilmesiyle ilgili gündemde bir şey var mı' diye sorarsanız, şu anda gündemde barajın indirilmesiyle ilgili bir konu yok.''
''Öcalan'ın İmralı-Kandil telefon hattı isteğiyle ilgili son durum nedir?'' şeklindeki soruya karşılık Çelik, ''Kim ne istedi, herkes farklı bir talepte bulunabilir. Birileri de bir avucuma güneşi, bir avucuma ayı koyun diye talepte bulunabilir. Herkes her türlü talepte bulunabilir. Talepte bulunmak başka bir şeydir, o talebin karşılanması da takdir edersiniz ki çok daha başka bir şeydir. Herkesin gönlünün arzu ettiği olmuyor'' dedi.
Askerlik süresinin kısaltılması ve farklı bir sisteme geçilmesi konusunda bir girişimlerinin olup olmayacağına yönelik soruya karşılık da Çelik, bunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a da sorulduğunu söyledi. Çelik, şöyle konuştu:
''Genelkurmay elbette meselenin taraflarıyla ilgili raporlarını hazırlayacaktır, bize sunacaktır ama her konuda tek tip askerlikle ilgili de bedelli askerlikle ilgili de ve askerlikle ilgili diğer konularda da teknik çalışmaları, teknik detaylarla ilgili elbette Genelkurmayımız bir çalışma yapacaktır, bir rapor sunacaktır ancak bunun nasıl olması gerektiğiyle ilgili nihai kararın siyasi irade tarafından verilmesi gerekiyor. Baştan itibaren söylediğimiz budur. Genelkurmay'ın bir ısrarı, veyahut da bir şeyi çok istemesi, istememesinden ziyade bu ülkedeki ihtiyaçlar neyi gerektiriyorsa, aklın mantığın gereği neyi gerektiriyorsa, bu konudaki güvenlik ihtiyacımız neyi gerektiriyorsa, yani rasyonel bir zeminde mesele ele alınıyor. Meselenin duygusal boyutu söz konusu olamaz. Türkiye NATO içerisinde en büyük ikinci orduya sahip bir ülkedir. Bizim elbette bu coğrafyada çok güçlü bir ordumuzun olması gerekiyor. Eğer bir değişiklik yapılacaksa tabii ki yapılabilir, aksamalar, eksiklikler aksaklıklar varsa elbette bunlar yapılabilir ancak dünyadaki örnekler gözününde bulundurularak Türkiye'nin ihtiyacı gözardı edilmeden bu konuda bir çalışma yapılacaktır ve nihai kararı da şüphesiz ki nihai irade verecektir, yani hükümetimiz verecektir.''
-YENİ ANAYASA-
Bir gazetecinin, ''Yeni anayasa çalışmalarıyla bir harita ortaya çıktı mı?'' şeklindeki soruyla ilgili Çelik, referandumda 26 maddelik değişiklik paketinin kabul edildiğini, en seri ve acil olarak yapılması gerekenin bu 26 maddeyle ilgili uyum yasalarının TBMM'den geçirilmesi olduğunu kaydetti.
Hüseyin Çelik, 2011'in seçim yılı olduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu:
''Ben size uygun görürseniz bir takvim vereyim, bu takvim içerisinde Anayasa değişikliği nereye sığacak siz karar verin. Bugün TBMM resmen açıldı, salı gününden itibaren de çalışmalarına devam edecek. Önümüzde çok önemli konularda uyum yasaları var. Arkasından bütçe geliyor, bütçe görüşüldüğü zaman biliyorsunuz araya başka bir şey alamazsınız. Bütçeyle 2010 bitti demektir. 2011'e geçtiğinizde, şu anda bin 500 maddelik Ticaret Kanunu TBMM gündeminde, her ne kadar temel kanun olarak bölümler halinde görüşülüyorsa da muhalefet çoğu zaman tıkamak amacıyla, engelleme çıkarmak amacıyla her madde üzerinde ayrı ayrı önerge verebiliyor, bu da süreci son derece uzatıyor. Bir madde bir saatte çıkabiliyor. Tabii muhalefetin bu dönemde tavrı bu mu olacak bunu göreceğiz. 600 maddelik Borçlar Kanunu var, o da bekliyor. Bu arada bizim AB sürecimiz var, onunla ilgili çıkması gereken kanunlar var. Bu söylediklerimin dışında da TBMM'de Genel Kurula inmiş, komisyonlarda bekleyen alt komisyona sevk edilen Türkiye için olmazsa olmaz yasalar var. Bu arada seçimin bir ay öne alınacağını varsaydığınız zaman Haziran ayında da seçim yapacaksınız. Haziran ayında seçim yaptığınız zaman seçim takvimi 3 ay önce başlar. Bu şu demektir, Nisan, Mayıs, Haziran kampanyayla geçecek.
Size burada Şubat ve Mart kalır. Anayasa değişikliği çok ciddi bir iştir. 26 maddenin arkasında yıllar var arkadaşlar ama biz halkımıza taahhütte bulunduk. 2011 yılında halkımız tekrar bize yetki verdiği zaman TBMM'de oluşacak kompozisyona göre Türkiye yeni, çağdaş, demokratik standartları yüksek, devleti birey karşısında garantiye alan değil, bireyi devlet karşısında garantiye alan, işte bu bizim anayasamızdır diyeceğimiz, göğsümüzü gere gere göstereceğimiz bir anayasayı biz millet olarak hep birlikte hazırlamak zorundayız. Ama bu dönemde Anayasa ile ilgili ciddi bir çalışma olmasını kimse beklemelidir. Anayasa Mahkemesi Başkanının bugün basına yansıyan bir ifadesi var, doğrusu ben de ona katılıyorum, 'millet çok yoruldu, şu anayasa meselesine biraz ara vermek lazım' demiş.
Bu dönem, yani 2011 seçimlerine kadar ciddi anlamda bir Anayasa çalışması TBMM çatısı altında zor görünüyor. Bunu herkesin böyle bilmesi gerekiyor. İktidar partisi olarak bizim duruşumuz, tavrımız budur.''