Cemaati bitirmek için tasarlanan talimatın asıl amacı...

Cemaati bitirmek için tasarlanan talimatın asıl amacı...
Bugün Yazarı Gültekin Avcı Hizmet Hareketi'ne yönelik hukuksuz, tutarsızlıklar dolu soruşturma ve bu soruşturmanın altında yatan asıl amaçlarla ilgili çarpıcı değerlendirmelerini köşesine taşıdı.

'Açık söylemek gerekirse, darbe dönemlerindeki sıkıyönetim savcılarının bile bu şekilde sınırsız ve vuzuhsuz talimatlar verdiği vaki değildir.' diyen Avcı ," Elde silahlı örgüte dair silah ve mühimmat, illegal eylem gibi “somut delile dayalı” doneler yoksa zihinlerde önceden planı çizilen suç kalıplarına delil ve fail aranıyor, hatta üretilmeye çalışılıyor demektir." ifadelerini kullandı.

Hizmet Camiası'na adli soruşturma

Elde terör delili (eylem/silah/mühimmat) olmadan terör soruşturması yürütül(e)mez.

Hele art arda çıkan yargı paketlerinden sonra hiç mümkün değil.

Paketlerle gelen değişikliklerle; adli soruşturma, arama, şüphelilerin fiziki takibi/iletişimin tespiti işlemlerini silahlı örgüt konusunda “somut delil” olmadan yürütmek imkânsızdır.

Ama Gülen Camiası’na yönelik Ankara merkezli adli soruşturma tam da bu ceza muhakemesi grafiğinin dışında başladı, halen de dışında yürüyor.

Amaç; Gülen Hareketi’ni TCK’nın hükümeti cebir ve şiddete dayalı silahlı örgüt kurmak suretiyle yıkmaya teşebbüs etmek olarak tanımlanan suç kalıbına sokabilmek.

Silahlı terör örgütlerine (DHKP-C, PKK/KCK, Hizbullah, MKP, TKP/ML, Devrimci Karargâh) yönelik tüm adli soruşturmalar silahlı eylemler sonrasında başladı.

Hatırlarsanız Ergenekon soruşturması Ümraniye’de bulunan 27 adet el bombası ve bağlantıları ile başlamıştı.

Balyoz’da ise kriminal laboratuvarlarca/askeri savcılıkça doğrulanan TSK içinde ıslak imzalı resmi belgelere dayanan silahlı bir kalkışma planı söz konusuydu.

Emsalsiz genişlikteki talimat

Cebir ve şiddet unsuru veya silahlı örgüt konusunda “somut delil” olmadan, hükümeti illegal şekilde yıkma soruşturması yapamazsınız.

Ama savcının 30 il emniyet müdürlüğüne gönderdiği emsalsiz genişlikteki yazılı talimatlarla Hizmet Camiası’na yönelik adli soruşturma resmen başlamış oldu.

Açık söylemek gerekirse, darbe dönemlerindeki sıkıyönetim savcılarının bile bu şekilde sınırsız ve vuzuhsuz talimatlar verdiği vaki değildir.

Savcı Serdar Coşkun’un hiçbir terör örgütü soruşturmasında görülmemiş derecedeki şümullü/sınırsız takip ve tarassut içeren emirleri, Gülen Hareketi mensupları bir yana, bu camiaya uzaktan gönül vermiş tüm insanları terör şüphelisi konumuna soktu.

Tarihe geçecek bu zorlama ve çakma soruşturma emirleriyle Ceza Yargılaması Kanunu kenara itilmiş oldu.


Savcıya hedef gösterilen dünyaya yayılmış koca bir camianın “elinde silahlı güç bulunup bulunmadığı” sorusuyla yürütülen ve 30 il emniyet müdürlüğüne tamim yapılan emir yazısı, bu konuda terör soruşturmasına başlamayı/takip/tarassut emirlerini işin başında CMK, Anayasa ve AİHS dışına çıkarıyor.

Elde silahlı örgüte dair silah ve mühimmat, illegal eylem gibi “somut delile dayalı” doneler yoksa zihinlerde önceden planı çizilen suç kalıplarına delil ve fail aranıyor, hatta üretilmeye çalışılıyor demektir.

Tıpkı böcek soruşturmasında mahkemenin tahliye kararlarına itiraz eden savcının “daha sonra ortaya çıkacak tanıklar” şeklindeki ceza yargılaması kanununda yer almayan hukuksuz ifadesi gibi.

Soruşturma tutarsızlık ve hukuksuzluklarla dolu…

Demokrasi içi yıkıcı eleştiriler

—TCK. 312’ye dayalı soruşturmalarda; Savcı Serdar Coşkun’un yazılı emirlerinde olduğu gibi, “silahlı gücü bulunup bulunmadığı” araştırılmaz. Somut delil soruşturmanın başında elde olması gerektiği için mevcut silahlı güçlerin yakalanması ve iltisaklarının tespiti istenir.

—Savcı Coşkun’un emrinde yer aldığı üzere; “anayasal düzen ile hükümeti yıkabilecek gücünün olup olmadığının araştırılması” talimatı verilmez. Zira illegal örgütler için silahlı yapının somut delillere dayalı varlığı önemli olup, bu yapının hangi güçte olduğu önem taşımaz.

Kaldı ki bırakın hükümeti, dünyayı değiştirebilecek potansiyelde sosyal/ekonomik/siyasal bir güç sahibi olan topluluklar ve örgütler de mevcut olabilir.

Hedef alınan yapı, silahlı bir örgütse, terör faaliyeti yürütüyorsa anayasal düzen ve hükümeti yıkabilme potansiyeli olmasa bile silahlı terör örgütüdür.

—Demokrasi ve hukuk devletlerinde hükümet yıkmak suç değildir.

Hükümetleri illegal yollarla, silahlı örgüt/cebir ve şiddetle yıkma girişimleri suçtur. (TCK.312.)

Aksi halde temel hak ve hürriyetlerin, daha doğrusu demokrasinin bir manası kalmazdı.

Hükümetleri hukuk ve demokrasi içi yıkıcı eleştiri ve propagandalarla yıkabilmek, siyasal iktidarları değiştirebilmek her siyasal muhalefet grubunun ve iktidardan şikâyetçi olan her sosyal baskı grubunun temel hak ve hürriyetlerindendir.

Devam edeceğiz.

08 Temmuz 2014 08:27
DİĞER HABERLER