Gazeteci yazar Ahmet Altan ve Mehmet Altan'ın babası ünlü gazeteci ve yazar Çetin Altan 88 yaşında hayatını kaybetti. Çetin Altan, bir süredir Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Maltepe Hastanesi'nde tedavi görüyordu.
Duayen gazeteci ve edebiyatçı Çetin Altan, saat 11.05'te son nefesini vererek hayata gözlerini yumdu. Usta gazetecinin, hastanede zatürreye bağlı solunum yetmezliği sebebiyle tedavi görüyordu. Duayen gazetecinin ölüm sebebinin ise septik şok olduğu öğrenildi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce (TGC), yapılan açıklamada, "Basınımızın usta kalemlerinden gazeteci-yazar Cetin Altan'ı yitirdik. Üzüntümüz büyüktür" denildi.
Basın Konyesi de Çetin Altan'ın ölümüyle ilgili mesajında, "Romanları, oyunları ile edebiyat dünyasının renkli yazarı, eserleri dünya dilerine çevrilmiş 20. yüzyılın güçlü kalemi, eski milletvekili, duayen gazeteci-köşe yazarı Çetin Altan'ı kaybettik. Başta Ailesi’ne, sevenlerine, dostlarına ve basın camiasına başsağlığı diliyoruz. Çetin Altan ışıklar içinde uyusun..." ifadelerine yer verdi.
Çetin Altan’ın kızı: Babam yine kalkacak diyordum ama olmadı
Tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren gazeteci yazar Çetin Altan’ın (88) kızı Zeynep Bakan, “Babam yine kalkacak diyordum ama olmadı.” dedi.
Maltepe’deki Fatih Üniversitesi Hastanesi’nde yaşamını yitiren Çetin Altan’ın kızı Zeynep Bakan, babasının hayatını kaybettiğini anlattı. Gözyaşlarını tutamayan Bakan, “Babamı kaybettik, ne diyeyim? Babamla birlikte buradaydık. Bir ayı geçmişti, ümitlerim devam ediyordu. Babam yine kalkacak diyordum işte olmadı.” şeklinde konuştu.
HASTANEDEN AÇIKLAMA
Bu arada, Fatih Üniversitesi Hastanesi, Çetin Altan’ın vefatıyla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, “Gazeteci yazar Çetin Altan, 19.05.2015 tarihinde idrar yolu enfeksiyonu sebebiyle hastanemize yatırılmıştır. Takip eden günlerde tedavisi ayakta devam edilmiştir. Son olarak Eylül ayında hastanemize yatışı yapılan hastamız, KOAH olarak bilinen Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı, solunum yetmezliği, bronşektazi, zatürre, idrar yolu enfeksiyonu ve sepsis tanılarıyla takip ve tedavi edilmekteydi.
Hastamız, 22.10.2015 tarihinde saat 11.05 itibariyle zatürreye bağlı solunum yetmezliği ve septik şok nedeniyle 88 yaşında vefat etmiştir. Yakınlarına ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyoruz.” denildi.
YARIN DEFNEDİLECEK
Tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren gazeteci yazar Çetin Altan'ın (88) yarın defnedileceği açıklandı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden (TGC) yapılan açıklamada, Altan'ın cenazesinin yarın öğle vakti Teşvikiye Camii'nde kılınacak namazın ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedileceği belirtildi.
ÇETİN ALTAN KİMDİR?
22 Haziran 1927'de İstanbul'da doğdu. Dedesinin babası Kırım'dan göç eden arabacı Ahmet Kıpçakski, dedesi Tatar Hasan Paşa idi. Babası hukukçu Halit Bey, annesi Nurhayat Hanım'dır. Galatasaray Lisesi'ni, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1943-1944'de Çınaraltı, Varlık, İstanbul ve Kaynak'da şiirleri ve düz yazıları çıktı. İlk kitabı Üçüncü Mevki 1946'da yayınlandı. Ulus gazetesinde muhabir olarak başladığı gazeteciliğe Hür Ses'de fıkra yazarlığı ile devam etti. Daha sonra Halkçı, Tan, Akşam, Milliyet, Yeni Ortam, Hürriyet, Güneş gazetelerinde ve Çarşaf dergisinde köşe yazıları yazdı. 1959 yılında Abdi İpekçi'nin teklifi üzerine Peyami Safa'nın (1899 - 1961) yerine Milliyet gazetesinde yazmaya başlamıştır. Daha sonra Devrim, Akşam, Hürriyet, Güneş, Sabah, Milliyet gazetelerinde köşe yazıları yazdı. Dünyanın en çok köşe yazısı yazmış yazarlarındandır.
Çetin Altan 1965-1969 arasında Türkiye İşçi Partisi'nden milletvekilliği yaptı. Önce dokunulmazlığı kaldırılan, sonra da iade edilen ilk milletvekilidir. Yine aynı dönemde, 1968 yılında meclisteki bir konuşması sırasında başlayan tartışma Nazım Hikmet'e kadar sıçramış ve başta o dönemin Adalet Partisi milletvekili Cavit Şadi Pehlivanoğlu ve Hamit Fendoğlu olmak üzere Adalet Partisi milletvekilleri ile karıştığı kavga ile çokça gündeme gelmiştir. Bu dönemdeki anılarını "Ben Milletvekiliyken" adıyla kitaplaştırdı.
1960'lı ve 1970'li yıllardaki köşeyazıları, Taş, Sömürücülerle Savaş, Suçlanan Yazılar, 'Kahrolsun Komünizm' Diye Diye, Onlar Uyanırken, Kopuk Kopuk, Geçip Giderken, Gölgelerin Gölgesi, Şeytanın Aynaları, Bir Yumak İnsan (1978 Türk Dil Kurumu Ödülü), Nar Çekirdekleri adlı kitaplarda toplandı. 9 Mart 1971 darbe teşebbüsünü destekleyen "Devrim" gazetesi mensubu olduğu gerekçesiyle, bu "Millî Demokratik Devrim" darbesi planlarına karşı çıkan zamanın 1. Ordu Komutanı Orgeneral Faik Türün tarafından tutuklanarak sorguya çekildi.
Altan'ın dört romanı vardır: Büyük Gözaltı (1973 Orhan Kemal Ödülü), Bir Avuç Gökyüzü, Viski ve Küçük Bahçe. Dördü de Fransızcaya çevrilen bu eserlerden Büyük Gözaltı İsveçce, Yunanca, Bulgarca ve İspanyolca; Bir Avuç Gökyüzü ise İspanyolca ve Rumence dillerinde yayınlandı. Büyük Gözaltı Fransız liselerinde seçmeli ders kitabı olarak okutuldu.
Yazarın tümü oynanmış oyunlarından basılı olanlar; Çemberler, Mor Defter, Suçlular, Dilekçe ve Tahtaravalli, basılmamış olanlar ise, Beybaba, Yedinci Köpek, Islıkçı ve Telefon Kimin İçin Çalıyor'dur. Kavak Yelleri ve Kasırgalar'da çocukluk anılarını anlatan Altan'ın Aşk Sanat ve Servet ve Atatürk'ün Sosyal Görüşleri adlı iki incelemesi vardır. Rıza Bey'in Polisiye Öyküleri ile Türk yazınında pek az denenmiş olan polisiye türünde eser veren yazar Zurnada Peşrev Olmaz'da mizahi yazılarını topladı. 2027 Yılının Anıları ise onun fütürist bir çalışmasıdır. Çok yönlü bir yazar olan Altan'ın gezi yazıları Al İşte İstanbul ve Bir Uçtan Bir Uca adlarıyla yayınlandı. Tarihinin Saklanan Yüzü ise onun Osmanlı tarihi üzerine yaptığı bir araştırmadır.
Tüm yapıtlarından örneklerin toplandığı "Seçmeler" 1992'de yayımlandı. 1997'de Seçmeler genişletilerek Dünyada Bırakılmış Mektuplar adıyla tekrarlandı. Son 15 yılın günlük gazete yazıları da Şeytanın Gör Dediği kitabıyla okuyucuya ulaştı. Yazar son olarak çocuklar için özel bir yapıtı gerçekleştirdi, Alfabe. Elli yıllık yazı yaşamında yazılarından ötürü pek çok kez mahkemeye verilen Altan hakkında ağır cezada 300'den fazla dava açıldı. 1972 yılında gözaltı süresi 24 saat olmasına karşın 15 gün gözaltında tutuldu. Üç kez tutuklandı, iki kez mahkûm oldu ve iki yıl cezaevinde yattı. Son olarak hakkında 159. Maddeye dayanılarak açılan davada tek celsede beraat etti. Oğulları Ahmet Altan ve Mehmet Altan’dır. Kızı Zeynep Bakan'dır.
Hayat hikâyesi, 1998 yılında eşi Solmaz Kâmuran tarafından İpek Böceği Cinayeti adlı kitapta kaleme alınmıştır.[1]