17-25 Aralık sonrası mesnetsiz iddialarla hapse konulan polisler, bu kadarına da pes dedirten bir muameleye maruz kaldı. Algı operasyonunda tutuklanan Anadolu Atayün, Yücel Özaşık ve Kerim Doğan, buldukları mısır tanesini bir duvar köşesine yerleştirdi. Mısır tanesi orada tuttu, filizlendi. Ancak buna bile tahammül edilmedi. Gardiyanlar bitkiyi hışımla söktü.
Sincan 2 No'lu Cezaevi'nde tutuklu bulunan 3 polis, temmuz ayı başında havalandırmaya çıktıkları bir sabah yerde bir mısır tanesi gördü. Sık sık ‘ziyaretlerine' gelen güvercin ve serçelerden birisinin gagasından düşmüş olacağını düşündüler. O 3 polis, Konya'daki algı operasyonunda tutuklanan eski Emniyet Müdürü Anadolu Atayün ve polis memurları Yücel Özaşık ile Kerim Doğan'dı. 25 Mayıs'ta tutuklanan polisler, kısa bir süre sonra da Konya'dan Sincan'a nakledilmişti. Mısır tanesini yerden alan Kerim Doğan, zeminle yan duvarın birleştiği bir yerde ufak bir çatlak gördü. Çatlakta toz birikintileri vardı. Elindeki taneyi oraya yerleştirdi. Birkaç gün sonra mısırın çatlakta yeşerdiğini gördüler. Bu onlara bir umut ve moral kaynağı olmuştu. Sabah, akşam fideye su veriyorlardı. Anadolu Atayün, 21 Temmuz'da yeğeni Elif'e yazdığı bir mektupta bu mısırdan sevinçle bahsetti. Ancak bu sevinç, mısır filizinin sonu olacaktı. Çünkü mektuplar, cezaevi yönetimi tarafından okunuyor ve ‘can sıkıcı' bir durum varsa ‘gereği' yapılıyordu. Nitekim mektubun gönderilmesinin ardından havalandırmaya gelen genç bir gardiyan, yeşeren filize gereğini yaptı. Mısırı kökünden sökerek götürdü.
Anadolu Atayün, 2008 yılında Konya'da KOM Şube Müdürü iken yaptığı ‘Okyanus Operasyonu' nedeniyle cezaevinde. Bu operasyonda ihaleye fesat karıştırmaktan 170 yıl hapse mahkûm olan bir işadamının açıklamaları üzerine ‘paralel yapı' iddiaları çerçevesinde tutuklanmıştı. Havalandırma, bir kuyuyu andırsa da bütün mahkumlar gibi onun için de ‘gökyüzü' ile, ‘özgürlük'le, ‘dünya' ile temas kurulabilen yegane boşluktu. Bu boşlukta yeşerttikleri filiz ise onlar için adeta bir arkadaş olmuştu. Anadolu Atayün, Silivri Cezaevi'nde kendisi gibi tutuklu bulunan eski emniyet müdürü kardeşi Yurt Atayün'ün kızı Elif'e yazdığı mektupta, “Dışarıdaki hayatı da umudu da gösteren bir olayımız var.” cümlesiyle mısır fidesinden özel olarak bahsetmişti. Mektupta, “Yaklaşık 3 hafta oldu mısır tanesini çatlağa koyalı. Bugün mısırımız 40 santimlik falan oldu.” diye söz etti.
'ELLERİN KOPSUN'
Fakat o filiz, sadece 10 santim kadar daha uzayabildi. Yanlış zamanda yanlış bir yerde bitmişti. ‘Mevzuata aykırı' papağanların, ‘paralel' diye sürgün edildiği bir zamanda filizlenmişti. Varlığının hem polis farkındaydı hem de gardiyan. Bundan sonra yaşananları da Atayün'ün avukatına yazdığı bir başka mektuptan öğreniyoruz: “ Havalandırmamız 16 çarpı 27 ayak boyutlarda. Dört tarafı yaklaşık 8'er metre yüksekliğinde beton duvarlarla kaplı. En üst dört taraf da jiletli tellerle çevrili. Zemini de komple beton. Toprak namına hiçbir şey yok. Bir sabah, ki yaklaşık iki ay kadar önce havalandırmaya çıktığımızda beton zeminde bir tek tane mısır tanesi bulduk. Nereden geldiği ile ilgili tek bir izah var. O da sıklıkla misafirimiz olan kuşlar. Bunlar da çoğunlukla güvercinler ve serçeler. Bu kuşlardan birisi muhtemelen gagasından düşürüyor. Biz Konya davasından tutuklu 3 polis aynı odada kalıyoruz. Polis memuru Kerim Doğan bu mısır tanesini buldu ve duvarla zeminin birleştiği yerde oluşan çatlağa koydu. Orada sıvalardan az bir şey birikmiş toz yığını gibi bir yer vardı. Normalde elbette yeşermez. Fakat Allah'ın işi, duvar çatlağına konan o mısır tanesi orada tuttu, filizlendi. Sabah akşam, betonda yetişen bu mısır tanesini sulamaya başladık. Zaman içinde yaklaşık 40 santime kadar uzadı. Hatta üçümüz bu bitkimizle hatıra fotoğrafı bile çektirdik. Derken bitkimiz yaklaşık yarım metre boya geldiğinde bir sabah havalandırmayı açıp sayıma gelen gardiyanların en genci olan 20'li yaşlardaki birisi bitkiyi gördü ve gitti hışımla kökleyip söktü. Arkadan gülmeye başladı ve elinde sallayarak diğerlerine gösterdi. Sonra da gülerek sallaya sallaya mısırı yanında götürdü. O an ağzımızdan bir anda ‘Ellerin kopsun' cümlesi döküldü.”
‘Yuvasından' sökülüp alınan mısır fidesinin yerinde şimdi bir başka bitki yeşeriyor. 3 polis, “Ellerin kopsun” dedikleri gardiyana inat, yedikleri karpuzun bir çekirdeğini aynı ‘çatlağa' ekmişler. Atayün, geçtiğimiz günlerde avukatına verdiği el yazısı notta, bunu şöyle anlattı: “Şimdi son durum şu; onların yeşil düşmanlığına inat, biz aynı çatlağa yediğimiz karpuzun çekirdeğinden bir tane ektik ve o çekirdek de tuttu. Şu an dördüncü yaprağını çıkarıyor...”
Şu anda karpuzun kaç yaprağı var bilinmiyor ama bu haberden sonra artık daha da büyüyemeyeceği kesin gibi...
AKILLARA 'UÇURTMAYI VURMASINLAR' FİLMİ GELDİ
Olay, ‘Uçurtmayı Vurmasınlar' filminde cezaevi müdürünün, mahkûmların umudunu yeşerten gökkuşağı rengindeki uçurtmaya tahammül edemeyişini hatırlattı.
Zaman