Hamile ve hasta tutukluların tahliyesiyle ilgili bir kanun olmasına rağmen insanlara bile bile eziyet ediliyor. 

İki aylık hamileyken 27 Haziran 2019’da Osmaniye’de tutuklanıp Osmaniye T Tipi Cezaevine gönderilen Hanife Çiftçi’nin (36), bir ay sonra hapishane şartlarından etkilendiği için 29 Temmuz 2019’da bebeği karnında ölmüştü. 

O günden beri koğuşunda yerde uyuyan lohusa anne şimdi de sağlık sorunlarıyla mücadele ediyor.

Bold'a konuşan Hanife Çiftçi’nin eşi Salih Çiftçi, “Eşim koğuşta yer olmadığı için yerde yatıyor. Betondan soğuk almış ciğerlerine kadar. Öksürüyor, bademcikleri şişmiş. Çok hasta. Zatürre olmak üzere. Tansiyonu yükseliyor. El ayak ağrıları var. 3 haftadır cezaevine her gün dilekçe veriyor. Gardiyanlar her gün koğuşa geliyor, söylüyorum ama kimse aldırış etmiyor diyor. Ben de durumunu dün görüşte öğrendim.” dedi.

Eşinin tansiyon hastası ve toza karşı alerjisi olduğunu ifade eden Çiftçi, “Duman bile gelse öksürükten durmazdı. Üşüttü mü titrerdi devamlı, serum ile kendine gelirdi. Cezaevinin olduğu yer Osmaniye Organize Sanayi bölgesinin içinde. Akşama kadar sanayi dumanı tozu hepsi cezaevin içine doluyor.” ifadelerini kullandı.

Örgüt üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanan Hanife Çiftçi, 2 Ekim 2019’da Osmaniye 2'nci Ağır Ceza Mahkemesinde ilk duruşmasına çıkacak. 

5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu (CİK)’na göre hamile kadınlar gözaltına alınamaz, tutuklanamaz, doğumdan itibaren cezalarının 6 ay ertelenmesi gerekiyor. 

Fakat Hizmet Hareketi'ne yönelik cadı avında tutuklanan kadınlara bu madde uygulanmıyor.