OHAL döneminde on binlerce insan hukuki hiç bir değeri olmayan ithamlarla hapse atıldı. Halen 54 bin 614 kişi cezaevinde tutsak. Bir yıla yakın zamandır cezaevinde tutulan ev kadınları bile iddianame bekliyorlar. 

Aşırı sıcakların yaşandığı yaz ayıyla birlikte cezaevlerinde farklı bir işkence yöntemi uygulanıyor. Su kısıtlaması, yetersiz havalandırmayla birlikte cezaevlerinde koğuşlarda sıcaklık 50 dereceyi aşıyor. Bazı tutukluların bayıldıkları, bebeklerin pişik ve benzeri sorunum problemleriyle kesintisiz ağladıkları belirtiliyor. 

OHAL'le birlikte tüm hapishanelerde aşırı kalabalıklaştı, şartlar ağırlaştı. 10 kişilik koğuşlarda 40 kişi, 23 kişilik koğuşlarda 60 kişi kalıyor. Tutuklular yerlerde yatıyor. 1 tuvaleti 30 kişi kullanıyor. Su limitle veriliyor. Limit dolduğunda tutuklular şahsi temizlik ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyorlar. Sıcak su ise haftada 2 kez..

Yaz mevsimi başlamasıyla yer yer hissedilen ısı 50 dereceyi aşıyor. İzolasyonun olmadığı çatı katlarında ise fırına dönüyor. Kimi koğuşlarda aşırı ısıdan ve kalabalıktan bayılanlar oluyor. Şikayetler yüzlerce defa hapishane yetkililerine iletiliyor ama dilekçelere cevap bile verilmiyor. Olay tutukluların açık görüşe sırıl sıklam gelmeleriyle ortaya çıktı. Yakınlarının sorması üzerine fırına dönüşmüş koğuşlarla ilgili şartlar dışarı yansıyabildi. 

Cezaevlerinde sadece yetişkinler değil, hastalar, engelliler ve bebekler de kalıyor. Cezaevlerinde toplam 560 bebek ve yeni doğum yapmış anne kalıyor. Annelerin çocuklarının ağlamalarını kesmek için uyutucu ve sakinleştirici şurup kullandığı belirtiliyor. 

Hasta, yeni ameliyat olmuş pek çok tutuklu da cezaevinde aynı şartlarda kalıyor. Cezaevleri sistematik biçimde yapılan bu uygulamayla tutuklular için başlı başına işkenceye dönüştürülmüş durumda.