Cezaevindeki Hamile ve yeni doğum yapmış anneler için imza kampanyası

15 Temmuz’dan sonra binlerce kadın tutuklanarak cezaevlerine gönderildi. Özellikle yasaların engellemesine rağmen keyfi olarak hamile ve yeni doğum yapmış anneler bebekleri ile birlikte demir parmaklıklar arkasında tutulmaya devam ediyor. Bu hukuksuzlukları sona erdirmek için imza kampanyası başlatıldı.


Sayıları 700’ü aşan cezaevindeki bebek ve çocuklar ile hamile ve yeni doğum yapmış tutuklu annelere özgürlük için Change.org üzerinde başlatılan kampanyaya bir günde 4 binden fazla kişi imza verdi. Tutuklu bebek ve hamile, lohusa kadınların serbest bırakılmasını istedi.


İnsan hakları savunucusu ve HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun başlattığı kampanya ile haksız tutukluluk kararlarıyla onbinlerce anne ile 700’den fazla çocuğun haksız, Türk Ceza Kanunu, CMK ve anayasal ve evrensel özgürlüklere aykırı şekilde hapiste tutulduğuna dikkat çekildi. Savcı, hakim, cezaevi yönetimleri, Adalate Bakanlığı ve AKP hükümetinde kanunlara uyulması, bu mağdur ve masum insanlara, çocuklara özgürlük verilmesi istendi.

Kampanya metninde, tutuklama bir tedbir olmasına karşın ve  CMK md.100 deki tutuklama koşulları ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz olacağının somut delillerle kanıtlanması durumunda başvurulacak bir tedbir olmasına rağmen haksız tutuklulukların sürdüğü anlatıldı.



CEZAEVLERİNDE HAKSIZ YERE TUTULAN YÜZLERCE HAMİLE KADIN VE ANNE VAR

Elif Aydın’ın (5,5 Aylık Hamile) Gebze Kapalı Cezaevi’nde, Mualla Kübra Alvar’ın (7 Aylık Hamile) Tarsus Kapalı Cezaevi’nde, Merve Aydeniz Çokyılmaz’ın (7,5 Aylık Hamile) Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde, Emine Ay’ın (4 Aylık Hamile) Bitlis Kapalı Cezaevi’nde tutuklu olduğu örnekleri verildi. Bu isimler gibi yüzlerce kadının, hamile iken tutuklamaya sevk edilmiş, tutuklanmış ve halen tahliye edilmemiş olduğuna dikkat çekildi.

CHANGE.ORG’DA İMZALANIP; SOSYAL MEDYADAN PAYLAŞILABİLİYOR

Change.org’da yayınlanan ‘Hamile ve Yeni Doğum Yapmış Tutuklu/Hükümlü Anneler ve Bebeklerine Özgürlük!’ başlıklı kampanya elektronik olarak imzalandığı gibi, twitter ve facebook gibi sosyal medya hesapları üzerinden de duyarlı kitlelere ulaştırılabiliyor. İmza kampanyasına katılmak isteyenlerin aşağıdaki linkten elektronik imza vermesi yeterli oluyor.

Kampanyada önce yapılanların yasalara uygunsuzluğu sıralandı. Sonra imza istendi. Hamile, lohusa kadın ve bebeklere özgürlük isteyen kampanyanın metninde şu çağrıda bulunuldu.



İŞTE O AÇIKLAMANIN TAM METNİ;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin Uygulanması Hakkındaki Kanun, hamile kadınlara altı aydan daha küçük bebeği olan kadınların tutuklanmasını yasaklamıştır. 5275 sayılı Kanunun 16/4 maddesine göre, “Hapis cezasının infazı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadınlar hakkında geri bırakılır. Çocuk ölmüş veya anasından başka birine verilmiş olursa, doğumdan itibaren iki ay geçince ceza infaz olunur.”

5275 sayılı Kanunun 116. maddesine göre, yukarıdaki hüküm “tutuklular” hakkında da uygulanır. Kanunun 16/4 hükmünün kullandığı dil ile tutuklanan şüphelinin mahkûm oluncaya kadar masum olduğu ve 116. madde, Anayasanın 19 ile AİHS’nin 5. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, hamile ve altı aydan küçük bebeği olanların tutuklanması yasaktır. Bir suçtan dolayı mahkum olmuş kişiler için öngörülen yasak, tutuklama gibi bir tedbir açısından getirilen önlemlerde kesinlikle uygulanır. Zira tutuklanan kişinin atılı suçu işleyip işlemediği henüz bir mahkeme kararı ile tespit dahi edilmemiş yani henüz masumdur.

Tutuklama bir tedbir olup ancak CMK md.100 deki tutuklama koşulları ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz olacağının somut delillerle kanıtlanması durumunda başvurulacak bir tedbir olmasına rağmen,
Elif Aydın (5,5 Aylık Hamile) Gebze Kapalı Cezaevi
Mualla Kübra Alvar (7 Aylık Hamile) Tarsus Kapalı Cezaevi
Merve Aydeniz Çokyılmaz (7,5 Aylık Hamile) Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi
Emine Ay (4 Aylık Hamile) Bitlis Kapalı Cezaevi
adlı kadınlar, hamile iken tutuklamaya sevk edilmiş, tutuklanmış ve halen tahliye edilmemiş olanlar sadece bir kaç tanesidir.

OYSA 5275 S.LI CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN MADDE 16 ( ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ) AYNEN ŞÖYLEDİR;

“Cezanın İnfazının Ertelenmesi

Hapis cezasının infazının hastalık nedeni ile ertelenmesi

(1) Akıl hastalığına tutulan hükümlünün cezasının infazı geriye bırakılır ve hükümlü, iyileşinceye kadar Türk Ceza Kanununun 57 nci maddesinde belirtilen sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınır. Sağlık kurumunda geçen süreler cezaevinde geçmiş sayılır.

(2) Diğer hastalıklarda cezanın infazına, resmî sağlık kuruluşlarının mahkûmlara ayrılan bölümlerinde devam olunur. Ancak bu durumda bile hapis cezasının infazı, mahkûmun hayatı için kesin bir tehlike teşkil ediyorsa mahkûmun cezasının infazı iyileşinceye kadar geri bırakılır.

(3) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen geri bırakma kararı, Adlî Tıp Kurumunca düzenlenen ya da Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adlî Tıp Kurumunca onaylanan rapor üzerine, infazın yapıldığı yer Cumhuriyet Başsavcılığınca verilir. Geri bırakma kararı, mahkûmun tâbi olacağı yükümlülükler belirtilmek suretiyle kendisine ve yasal temsilcisine tebliğ edilir. Mahkûmun geri bırakma süresi içinde bulunacağı yer, kendisi veya yasal temsilcisi tarafından ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilir. Mahkûmun sağlık durumu, geri bırakma kararını veren Cumhuriyet Başsavcılığınca veya onun istemi üzerine, bulunduğu veya tedavisinin yapıldığı yer Cumhuriyet Başsavcılığınca, sağlık raporunda belirtilen sürelere, bir süre bulunmadığı takdirde birer yıllık dönemlere göre bu fıkrada yazılı usule uygun olarak incelettirilir. İnceleme sonuçlarına göre geri bırakma kararını veren Cumhuriyet Başsavcılığınca, geri bırakmanın devam edip etmeyeceğine karar verilir. Geri bırakma kararını veren Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, mahkûmun izlenmesine yönelik tedbirler, bildirimin yapıldığı yerde bulunan kolluk makam ve memurlarınca yerine getirilir. Bu fıkrada yazılı yükümlülüklere aykırı hareket edilmesi hâlinde geri bırakma kararı, kararı veren Cumhuriyet Başsavcılığınca kaldırılır. Bu karara karşı infaz hâkimliğine başvurulabilir.

(4) Hapis cezasının infazı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadınlar hakkında geri bırakılır. Çocuk ölmüş veya anasından başka birine verilmiş olursa, doğumdan itibaren iki ay geçince ceza infaz olunur.”

Hükümlerini ihtiva etmektedir.

Yukarıdaki hükümler tutuklular için de uygulanmaktadır.-5275 sy md.116

Ayrıca AİHM in Bujadzi- Moldova, Şahin ALPAY, Mehmet ALTAN kararları ile AYM nin son içtihatları da, tutuklamanın en son başvurulacak bir tedbir olduğu, mutlaka adli kontrol hükümlerinin sonuçsuz kalacağına ilişkin somut ve doyurucu nedenlerin gösterilmesini aramıştır.

Durum bu iken isimleri yazılı kadınlar iken tutuklanmış halen tahliye edilmeyerek tutukluluğu devam ettirilmektedir. Kanun yukarıda da görüldüğü üzere çok açık olduğu hiç bir yoruma gerek olmadığı halde kanununu uygulamayan savcı ve hakimler alenen görevi kötüye kullanma suçu ve hürriyeti tahdit suçlarını işlemektedir.

Kanunun tutuklu kadın ile ilgili vaz ettiği bu düzenlemedeki amaç, bebeği ve anneyi korumaktır. İnsanlık var olduğu günden bu yana doğum yapmış kadına ve hatta doğum yapan hayvanlara bile şefkatle yaklaşmıştır. Bu insan olmanın gereğidir. Bütün dinlerde bu vardır. Dünyadaki ülkelerin tamamında ve bunların kanunlarında da yine buna yönelik hükümler konulmuştur. Şikayet ettiğimiz konuda ise yargı görevlileri adeta düşman ceza hukuku uygulamaktadırlar. Dünyanın demokrasisi en geride ülkesinde bile uygulanmayacak bu tutukluluk işlemi maalesef ki maalesef Anadolu’nun bu topraklarında uygulanmakta, doğum yapmış ve hamile kadınlara adeta acımasızca muamele reva görülmektedir. İşin en kötü yanı ise topluma adalet dağıtma görevini üstlenen insanlar maalesef böyle vicdanları inciten yaralayan bu işlemlere imza atmaktadırlar.

Unutulmamalıdır ki 2018 yılındayız ve yaşadığımız bu çağa dijital çağ denmektedir. Bu dijital çağda hiç bir şey silinmiyor ve unutulmuyor ve her şey kayıt altındadır. Siyasi idarenin gücünü arkasına alarak zayıf insanları bu şekilde ezmeye yönelik uygulamalar yaparak kendilerine hiçbir şeyin olmayacağını düşününler bu durumun ilanihaye devam edeceğini sananlar aldanmaktadır. Yapılan bu zulümler unutulmayacağı gibi ilgilileri hakkında da cezai işlemler de eninde sonunda yapılacaktır. İŞKENCE VE İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARDA ZAMAN AŞIMI İŞLEMEZ. TCK MD.94 Tarihin kara sayfasına girilmek istenmiyorsa derhal hamile ve doğum yapmış ve halen cezaevinde tutuklu kadınlara yönelik kanun işletilmeli ve cezaevlerindeki hamile ve doğum yapmış kadınların tahliyesi derhal sağlanmalıdır.

”Hamile ve Yeni Doğum Yapmış Tutuklu/Hükümlü Anneler ve Bebeklerine Özgürlük Gelsin” diyorsanız sizde bu kampanyayı imzalamayı unutmayın;
12 Ağustos 2018 12:26
DİĞER HABERLER