Yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgınında hasta mahpusların durumuna dair açıklama yapan İnsan Hakları Derneği, “Adli Tıp Kurumu tek belirleyici olmaktan çıkarılmalı, Cumhurbaşkanı tahliye yetkisini ayrım gözetmeksizin kullanmalı.” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) tespit edebildikleri kadarıyla, Türkiye hapishanelerinde 591’i ağır hasta olmak üzere toplam 1.564 hasta mahpus bulunduğunu açıkladı ve gerçek sayının çok daha yüksek olduğunu ekledi.
Meclis’e dün sunulan infaz düzenlemesine dair açıklama yapan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Grup Başkanvekili Cahit Özkan, “Kadınlar, çocuklar ve hastalar için de düzenlemeler öngörüyoruz. 65 yaşını dolduran, 0-6 yaş çocuğu bulunan kadınlar, kendisine bakamayacak durumda olan hastaların konutta infazını mümkün hale getiriyoruz.” demişti.
Teklifin 15'inci maddesinde sadece hükümlülerin değil, “cezaevinde kalamaz” şeklinde sağlık raporu bulunanların da tahliye edilebilmesinin önü açılıyor.
Ancak uygulamanın nasıl işleyeceği henüz bilinmiyor. Teklifin haftaya Meclis Genel Kuruluna gönderileceği açıklandı.
591’İ AĞIR HASTA, 1.564 HASTA MAHPUS
İHD, alınması gereken önlemleri daha önce açıkladıklarını ancak bu acil önlemlerin alınmadığını ve durumun giderek daha vahim bir noktaya gittiğini belirtmek isteriz.
İHD Merkezi Hapishane Komisyonu, “Ağır Hasta ve Hasta Mahpus Listesi” güncelledi, buna göre derneğe ulaşabilen ve tespit edebildikleri kadarı ile Türkiye hapishanelerinde halen 591’i ağır hasta olmak üzere toplam 1564 hasta mahpus bulunuyor.
İHD, bu sayının çok daha yüksek olduğunu da ekledi ve şu açıklamayı yaptı:
“Ağır hasta mahpusların salgın hastalık durumunda ciddi risk grubunda bulunması nedeniyle serbest bırakılarak infazlarının ertelenmesini, tutuklu olanların derhal serbest bırakılmasını bir kez daha talep ediyoruz.
“İnfaz sistemindeki sorunlar ve özellikle de 2005 yılında yürürlüğe giren “5275 Sayılı Ceza Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun”un insani olmayan bir yaklaşım üzerine kurulu olması; otoriteyi ve kuralları dayatan, yaşama hakkını ve özgürlükleri değil, güvenliği öne çıkaran bir anlayışla hazırlanması ve uygulamada yaşanan sıkıntılar sorunları artırıyor.
“Siyasi iktidarın uzun zamandır gündeminde bulunan infaz kanunu değişikliği, COVID-19 salgını da gözönüne alınarak infazda koşullu salıverme sürelerinin eşitliği ilkesine uygun yapılmalı. Hasta mahpuslar başta olmak üzere dezavantajlı grupların kısa sürede tahliyesini sağlayacak düzeyde düzenlemeler içermeli.”
NELER YAPILMALI?
İHD, alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:
* Hapishanelerde bulunan ağır hasta mahpusların tümü tam teşekkülü herhangi bir hastane raporuna istinaden derhâl salıverilmeli, tedavileri ailelerinin yanında sürdürülmeli ve sağlık sigortası devlet tarafından karşılanmalıdır;
* Adli Tıp Kurumu sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi raporlarında son ve tek merci olmaktan çıkarılmalıdır;
* Sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi kararlarında cumhuriyet savcılarının takdir yetkisi kaldırılmalı, hastanelerin verdiği raporlar esas alınarak cezaların infazları ertelenmelidir;
* Hasta mahpusların infaz ertelemesi önündeki “toplum güvenliği bakımından tehlike” kriteri kanundan çıkarılmalıdır;
* Hasta mahpusların infaz ertelemesinin önündeki engel teşkil eden infaz kanununun 25. maddesindeki “infaza ara verilemeyeceğine” dair düzenleme ile 107. maddenin 16 fıkrasındaki düzenleme kaldırılmalıdır;
* AİHM’in Kaytan - Türkiye kararı uyarınca mahpusların müddetnamelerinde yaşları ve sağlık durumları dikkate alınarak tahliye olabilecekleri uygun bir tarih yer almalıdır;
* AİHM’in Gülay Çetin - Türkiye kararında belirttiği hususlara uyulmalı, hasta mahpusların tahliye edilmemesinin AİHS’in 3. maddesinin ihlali olduğu hatırda tutulmalıdır;
* Cumhurbaşkanının sağlık sebebi ile mahpusları af yetkisini düzenleyen genelgesi değiştirilmeli, Adli Tıp Kurumu tek belirleyici olmaktan çıkarılmalı, Cumhurbaşkanı ağır hasta mahpuslar ile ilgili yetkisini ayrım gözetmeksizin kullanmalıdır.