ÇGD Başkanı Abakay: AK Parti döneminde medyanın yüzde 80'i devletleştirildi

ÇGD Başkanı Abakay: AK Parti döneminde medyanın yüzde 80'i devletleştirildi
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Çağdaş Gazeteciler Derneği ve DİSK Basın İş, 'Tek Tip Gazeteciliğe Karşı Gazetecilik' konulu toplantı düzenlendi. AK Parti döneminde gazeteciliğin devletleştiğini söyleyen Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, "Medyanın yüzde 80'i devletleştirildi, iktidarlaştırıldı. Bunların genel yayın yönetmenleri, muhabirleri devlet tarafından tayin ediliyor. Çizgi dışına çıkanlar yine devlet tarafından görevden alınıyor." dedi.

Basın meslek örgütleri, gazeteciliğin tek tipleşmesine karşı bir araya geldi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nde yapılan toplantıda, medya üzerindeki iktidar baskının son dönemlerde arttığına dikkat çekildi.

Gazetecilerin kendi arkadaşlarına bu kadar kötülük yaptığı başka bir dönem yaşanmadığını ifade eden TGC Başkanı Turgay Olcayto, "İktidara yaranacağım diye gazetecileri ve gazeteleri hedef gösteren başka bir dönem hatırlamıyorum. Meslek etiğine uyun dedik. Etik falan kalmadı. Etik yerine tetikçiler var şimdi. İktidar ve sermayenin çok büyük etkisi var. Tek tip gazeteciliğe karşı özgür gazetecilik nasıl karşı koyar? Özgür gazetecilik batıda var, bizde de olur. Birbirimize destekle olur. İktidarın baskılarından ne çekiniyoruz, ne korkuyoruz. Doğru bildiklerimizi halka aktarmaya devam edeceğiz. Elimizden geldiğince bunu sürdüreceğiz. Türkiye 1960'taki ihtilal sonrası sahada çalışan gazeteciler için yapılan bir değişiklik dışında gelen bütün iktidarlar sermayeyle sarmaş dolaş olmuştur. Hiçbir zaman sahada çalışan gazetecilere yönelik olumlu bir icraat göstermemişlerdir. Burada kendimize düşen hisseyi söylememiz lazım. Hiçbir zaman birlik olup, gücümüzü gösterip güçlü sendikalar olarak bir araya gelip hakkımızı almadık. Kendi hakkını almayan bir gazetecilik de sonunda başkasının verdiği haklara yetinmek zorunda kalıyor." diye konuştu.

UĞUR GÜÇ: BİRBİRİMİZE VURUYORUZ

Türkiye'de basına uygulanan şiddeti bütün dünyanın bildiğine dikkat çeken Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Uğur Güç, "Uzun süredir gazeteciler görevlerini yapamıyorlar. Buna yabancı muhabirler de eklendi. İktidarın herhalde saklamak istediği bir şeyler var. Biz zaten bir çok gazetede Güneydoğu'da yaşananları göremiyoruz. Nokta dergisinde cumhurbaşkanının selfi yaptığı fotoğraf, kendisinin verdiği fotoğraflar da çok farklı değildi. Tabutun üstüne elini koymuştu. Bu dergi toplatıldı. Hürriyet'e saldırı yapıldı. Güneş gazetesinde Aydın Doğan hesap verecek diyor. Birbirimize vuruyoruz. Tek tip gazeteciliğe her zaman karşı çıktık. Bu tek tip gazetecilik 1993'te Avrupa Birliği tarafından üye ülkelerde uygulanmaya çalışıldı. Fakat her ülkenin bir basın kanunu olmasına karar verildi. Gazetecilik için bir standart ortaya koymak mümkün değil. Son günlerde en çok muzdarip olduğumuz olay, cumhurbaşkanına hakaret davaları. Yüzlerce gazeteciye dava açıldı. Savcıların kendilerini sorgulaması gerekiyor. Bu kadar hakaretin olduğu bir ülkede bir cumhurbaşkanı kendisini nasıl meşru görüyor. Onu da merak ediyorum." ifadelerini kullandı.

ABAKAY: GERÇEKLERİN YAZILMASINI İSTEMEYEN BİR İKTİDARLA KARŞI KARŞIYAYIZ

Basının görevini yerine getiremediğini söyleyen Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, "Basının görevi ülkedeki olumsuzlukları sergilemek, hırsızlıkları, yolsuzlukları, usulsüzlükleri ortaya çıkarmaktır. Bugün, gerçeklerin yazılmasını istemeyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Türkiye'de basın ifade özgürlüğü tarihi aynı zamanda gazeteciler, yazarlar, aydınlar için cinayetler, baskılar tarihidir. Son aylarda bu tempo daha da yükseldi. Aynı zamanda bu sektörde çalışan döneklerin tarihidir. Medya, alo Fatih ve penguen medyası olarak simgeleniyor artık Türkiye'de. Birkaç cümle tweet atanlar bile Cumhurbaşkanına hemen hakaret kabul ediliyor ve dava açmasa bile savcılar kendiliğinden cumhurbaşkanımıza hakaret etti diye davalar açıyorlar. Cumhuriyet tarihi boyunca gazeteciler ve yazarlar hakkında dava açma rekorunu elinde bulunduran bir kişi. Haber yazmak ve muhabirlik yapmak casusluğa dönüştü, suç işlemek gibi bir şey oldu. Cumhurbaşkanı 'Ey Doğan medya ey Aydın Doğan' diyor televizyonlarda, ardından gazete bürosu basılıyor. Ve bunların başında da AKP milletvekili var. Saklamıyor da kendini." dedi.

Medyanın önemli bir bölümünün devletleştirildiğini söyleyen Abakay, şöyle devam etti: "Yüzde 80'i iktidarlaştırıldı. Bunların genel yayın yönetmenleri, muhabirleri devlet tarafından tayin ediliyor. Çizgi dışına çıkanlar yine devlet tarafından görevden alınıyor. Bağımsız gazetecilik maalesef çok zor bir süreci yaşıyor. Genetiği değiştirilmiş bir gazetecilik türü ortaya çıktı. Tetikçilik var. Ahmet Hakan örneğinde olduğu gibi yok ederiz seni diyorlar. Cem Küçük, MİT TIR'ları olayları Amerika'da yaşansaydı CIA o muhabiri yok ederdi, öldürürdü diyor. Örneğe bakın. 'Şükret ki yaşıyorsun'a getiriyor konuyu. Bu yanaşma, saray gazeteciliğinin önemli bölümü AKP'den önce yoktular. AKP'yle birlikte ortaya çıktı birçoğu. AKP gittikten sonra bunlar yine olmayacaklar. Bunların içinde bir de eskiler var. Kaşarlanmış duayenler de var. Her dönemde iktidara yakın vaziyet alıp yeni iktidara hizmet etmeye başlıyorlar. Bunlar toplu gezelerler, deri değiştirirler, tüy dökerler, sahiplerine hizmet etmekte çok mahir ve yeteneklidirler. Bunlara geçmişte yaptıkları hatırlatıldığında biz değişmedik dönem değişti diye de kendilerini savunmaya geçerler. Belki de bunlar buna helal gazetecilik falan diyorlardır."
CİHAN
16 Eylül 2015 13:41
DİĞER HABERLER