CHP Antalya Milletvekili Devrim Kök, 25. dönem yasama yılının ilk kanun teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na verdi. Yapılacak değişiklik ile milletvekillerinin parti değiştirmesi imkansız hale getiriliyor.
Gerekçe bölümünde Kök, yasama üyeliğine seçilen temsilcilerin, seçildikleri bölgelerin temsilcisi olup seçmenlerin kararlarının uygulayıcısı durumunda olduklarına dikkat çekti. Türkiye'de temsili vekalet anlayışının hakim olduğu 1982 Anayasası çerçevesinde milletvekillerinin seçmenlerine karşı birebir sorumlu olmayıp, seçim sonrası politikalarında bağımsız olmaları anlayışının benimsendiğini hatırlatan Kök, öte yandan, bu bağımsızlık durumunun milletvekilleri tarafından parti transferlerinde kullanıldığı, bu durumun sık sık partiler arası hareketliliğe yol açtığının görüldüğünü kaydetti.
"Parti değiştirme, ülkemizde başka ülkelerde görülmeyen oranda yaygın hale gelmiş, bu durum TBMM'de istikrarın oluşmasına hem de seçmen iradesinin Meclise yansımasına engel olmuştur." diyen Kök, şunları söyledi: "Milletvekillerinin siyasi düşüncelerinin değişmesi ya da parti yönetiminin başlangıçtaki beklentilerle uyuşmaması durumlarında, seçildikleri partilerden istifa etmeleri kabul edilebilir bir durum olmasına rağmen, her seçim öncesi ve sonrasında, anayasa değişikliklerinde ve diğer kritik siyasal dönemlerde örneğin bir parti genel başkanının yüce divana sevkinde ya da gensoru önergesinde, gerçekleştirilen milletvekili transferleri, seçmenlerce 'maddi veya siyasi bir çıkar karşılığında' gerçekleştiği kuşkusuyla karşılanmakta ve siyasal etik bakımından da önemli bir yer tutmaktadır. 1982 Anayasasında milletvekilliğinin düşmesinin düzenlendiği 84. maddenin orijinal metninde '..partisinden istifa ederek; başka bir partiye giren..' milletvekilinin üyeliğinin düşmesine, üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar verilir hükmü yer almaktaydı. Yine ayrıca 'Partisinden istifa eden milletvekili bir sonraki seçimde, istifa tarihinde mevcut herhangi bir partinin genel merkez organlarınca aday gösterilemez' hükmü de yer almaktaydı. Ancak transferden yararlanmak isteyen milletvekilleri bu yasağı paravan bir parti kurarak aşma yollarına gitmişlerdir. Yine yakın bir zamana kadar transfer yoluyla 3 milletvekili toplayabilmiş bir partinin hazine yardımlarından yararlanabilmiş olması, kamuoyunda 'maddi veya siyasi bir çıkar karşılığında' gerçekleştiği kuşkusunu güçlendirmiştir.
1995'te yapılan değişiklikle, parti değiştirme, milletvekilliğin düşürülme gerekçelerinden birisi olma durumundan çıkarılmış olmasına ve paravan parti kurma yöntemleri ortadan kaldırılmasına rağmen milletvekili transferleri devam etmiş, en çok transfer ANAP ve AKP'de olmuştur. Bu nedenlerle, farklı gerekçelerle partisinden istifa eden bir milletvekili bir başka seçim dönemine kadar bağımsız olarak milletvekilliğini sürdürebilmeli ancak bir diğer partiye de transfer olamaması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Son dönemlerde neredeyse 100'ün üzerinde milletvekili transferinin gerçekleşmesi ve bu transferlerin bazılarının grup olarak gerçekleştiği göz önüne alındığında, hem seçmen iradesine saygı, hem de milletvekilliğinin etkinliğinin, sorumluluğunun ve verimliliğinin artması açısından bu değişiklik son derece önemlidir."
PARTİSİNDEN İSTİFA EDEREK BAŞKA BİR PARTİYE GİREN MİLLETVEKİLİNİN ÜYELİĞİNİN DÜŞMESİNE DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- Seçildiği partisinden istifa eden milletvekili seçildiği dönem sona erinceye kadar görevine bağımsız olarak devam eder. Seçildiği partisinden istifa ederek başka bir partiye giren milletvekilinin üyeliği kendiliğinden düşer.
MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ve Bakanlar Kurulu yürütür.
CİHAN