CHP İstanbul İl Örgütü'nden Dilek Doğan'ın ailesine destek ziyareti

CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat ve CHP'li milletvekilleri, polis kurşunuyla öldürülen Dilek Doğan'ın ailesini ziyaret etti. CHP'li avukatların 17 Şubat Çarşamba günü görülecek ilk duruşmada hazır bulunacağını söyleyen Canpolat, "Biz her konuda sizin yanınızdayız. Onlar bir değil her gün ölecekler ama Dilek bütün insanlığın vicdanında yaşayacak" dedi.

İstanbul'un Sarıyer ilçesine bağlı Armutlu Mahallesi'nde 18 Ekim'de düzenlenen terör operasyonunda polis tarafından vurulan Dilek Doğan, vurulduktan tam bir hafta sonra 25 Ekim'de tedavi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırması Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Dilek Doğan'ı ölümüne sebep olan polis memuru Y.M.'nin yargılanacağı davanın ilk duruşması ise 17 Şubat Çarşamba günü saat 10.00'da Çağlayan Adliyesi'nde görülecek. Duruşma öncesinde CHP İstanbul İl Örgütü de bugün kalabalık bir heyetle Dilek Doğan'ın Armutlu'da yaşayan ailesini ziyaret ederek, aileye destek oldu. Ziyarete CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat'ın yanı sıra CHP İstanbul Milletvekilleri Selina Doğan, Sibel Özdemir, Sezgin Tanrıkulu, Onursal Adıgüzel ve CHP Parti Meclisi Üyeleri Canan Kaftancıoğlu ile Turhan Hançerli de katıldı.

Dilek Doğan'ın annesi Aysel Doğan ve babası Metin Doğan tarafından karşılanan CHP heyeti, Dilek Doğan'ın öldürülmesi olayı ve hukuki süreçle ilgili aileden bilgi aldı. CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, "Türkiye'de artık hukuk devleti var diyemiyoruz. Velev ki örgüt üyesi olsun, yakalanır, mahkemeye çıkarılır. Onun kararını verecek irade polise ait değildir. Hukukun olmadığı yerde böyle olur. Ortadoğu'da oluyor böyle. İnancını beğenmiyor, vuruyor. Yerinde infaz anlayışını diktatörlüklerin olduğu yerde olur. Biz her konuda sizin yanınızdayız. Duruşmaya da milletvekili arkadaşlarımız gelecek, hep beraber orada olacağız. Biz sadece sizin yanınızda olduğumuzu belirtmek için geldik. Yapılan haksızlığı söylemeye bile gerek yok, dünya alem biliyor. Onlar, bütün vicdanlarda mahkûm oldular. Onlar yüz sefer ölmüş olacak bir sefer değil. Dilek bütün insanlığın vicdanında yaşayacak" ifadelerini kullandı.

Bazı gazetelerde Dilek Doğan hakkında yazılanların acısını daha da derinleştirdiğini söyleyen anne Aysel Doğan ise "Kızıma teröristmiş, bombacıymış denmesi beni çok üzdü. Eve 5 dakika geç kalsa, biz endişelenirdik acaba kızıma bir şey mi oldu diye. Ben ona hiç kıyabilir miydim? Biz sadece adalet istiyoruz. Başkan Dilek'ler ölmesin" dedi.

Dilek Doğan'ın vurulduğu anlarda aileyle polis arasında yaşananlar nedeniyle haklarında polise mukavemet suçlamasıyla soruşturma açıldığını söyleyen baba Metin Doğan da "Kızımı öldürüp bir de hakkımızda suç duyurusunda bulunmuşlar. Yani ben şaşırıyorum. Polise mukavemetten, polise görev yaptırmamaktan suçluyorlar. Ben Savcı'ya diyeceğim ki; "Benim polise mukavemet ettiğimi söylüyorsunuz. Nasıl bir görev yapacaklardı? İçeride benim kızımı katlettiler. Nasıl bir görev istiyordunuz, onu anlatın. Adalet anlayışınızı anlatın ben de ona göre adalete güveneyim. Savcının hazırladığı iddianamede de çok fazla bir ceza istemiyorlar. İddianamede suçu ne kadar hafifletirim diye bakıyorlar" ifadelerini kullandı.

Olay gecesinde yaşananları anlatan baba Metin Doğan, polisin delilleri karartmaya çalıştığını iddia etti. Doğan, şöyle konuştu: "Dilek'e birkaç defa isim sordular. Kimliğini istedi, getirdik verdik. 'Dilek Doğan sen misin?' dedi. Dilek de 'Evet benim' dedi birkaç sefer. Annesini oraya oturttu. Panik ataktır annesi. 'Anne sakin ol, aramasını yapsınlar gitsinler' dedi. Sonra üstümü giyindim ben de çıktım o ara. Birini sordu, falan filan burada mı diye. Ben onu ne görmüşüm ne de tanıyorum. Öyle bir insan zaten bu tür evlere gelmez. Canlı bomba arıyorsun tamam da çekmece içinde ne arıyorsun. Adam vurmaya gelmişti. Burada herhangi bir patlayıcı madde bulsaydı direkt katliama dönüştürecekti. Çatışma süsü de vermişler. Burada hiç kimse yokken kendi kafalarına göre koltukları çıkartmışlar, mutfaktaki masayı kırmışlar ve barikat süsü vermişler. Sıkılan merminin kovanını aramışlar. Onu biz bulduk savcıya teslim ettik. Delil karartmak için her şeyi yapmışlar"
CİHAN
15 Şubat 2016 18:32
DİĞER HABERLER