CHP Antalya Milletvekili Niyazi Nefi Kara, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tutuklanmasına tepki gösterdi.

Yazılı bir basın açıklaması yapan Kara, ülkeyi yönetenlerin övgüyle bahsettikleri Osmanlı'nın İstibdat Dönemleri'nde bile basına bu kadar gözdağı verilmeye çalışılmadığını savundu. Basın özgürlüğünün halkın doğru ve gerçek haber alma hürriyetinin teminatı olduğunu vurgulayan Kara, hükümetin bu baskıcı ve sindirme odaklı politikalarının daima karşısında dimdik duracaklarını belirtti. Dündar ve Gül'ün 'MİT Tırları' ile ortaya çıkardıkları gerçeklerin iktidarda bir panik havası yarattığını öne süren Kara, Cumhurbaşkanı'nın konuya ilişkin tehditkâr açıklamalarını hatırlattı. Kara, mahkemenin talimatla verdiği bu karar ile gazetecilerin haberinin devletin değil iktidar partisi AKP'nin sırrını ortaya çıkardığının tescillendiğini belirtti.

Geçen günlerde Cumhurbaşkanı'nın yaptığı bir konuşmayı da hatırlatan Niyazi Nefi Kara, 'Bu tırlarda silah var ise ne olacak?' cümlesinin itiraf niteliği taşıdığını ve Can Dündar ve Erdem Gül'ün bu itirafa rağmen 'Devletin gizli kalması gereken belgelerini siyasal ve askeri casusluk amacıyla temin etme ve açıklama' suçundan tutuklanmalarının anlaşılamadığını kaydetti.

Osmanlı'nın son dönemlerinden örnekler veren CHP'li Kara, şu ifadeleri kullandı: "Nasıl ki, Enver Paşa Sarıkamış Harekâtı'ndan intihar derecesinde bir risk alarak on binlerce askerin şehit olmasına sebep olan bir karara imza atmış ve o dönemde bu harekâtın basında herhangi bir şekilde yayınlanmasını engellemişse, nasıl ki, Damat Ferit İtilaf Devletleri'ne sevimli gözükmek adına ülkeyi fiilen parçalayan Sevr Antlaşması'nı imzalamışsa, 2. Abdülhamit insanların haber alma özgürlüğünün kendi saltanatına son verebileceğini düşünüp Meşrutiyet'i rafa kaldırmışsa, şimdi de devleti yöneten Cumhurbaşkanı, Başbakan ve damat bakan kendi iktidarları ve siyasi mevcudiyetleri için halkın gerçekleri öğrenme özgürlüğüne gözlerini kırpmadan müdahale edebiliyor ve ülkeyi intihara götürecek adımlar atabiliyorlar."

Kara, Orta Doğu'da oyun kurucu olabileceğini düşünen hayalperest troykanın, hesapsız politikalarının ülkeyi Orta Doğu bataklığına sapladığını savundu. Kara, bunu eleştiren veya haber yapan basın mensuplarının da siyasi iktidarın gazabına uğradığını ve diğerlerine bu şekilde gözdağı vermeye çalıştıklarını kaydetti. CİHAN