CHP'li Sertel'den Digiturk tepkisi: Bugünler geçer, utanç yanlarına kâr kalır

CHP'li Sertel'den Digiturk tepkisi: Bugünler geçer, utanç yanlarına kâr kalır
Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti eski Başkanı, CHP İzmir milletvekili adayı Atila Sertel, Digiturk'ün Samanyolu TV, Mehtap TV, S Haber (Samanyolu Haber), Bugün TV, Kanaltürk, Yumurcak TV ve Irmak TV kanallarını platformdan çıkardığını açıklamasına sert tepki gösterdi. Türkiye'de çok uzun bir süredir hukuk, adalet ve özgürlük olmadığını iddia eden Sertel, "Var diyen, bunu kanıtlamak zorunda. Bu yedi kanal, daha önce de diğer platformdan çıkarılan kanallar. Bu kanallar neden cezalandırılıyor, ona bakmak lazım. Bu kanallar, iktidarın işine yaramıyor. Şu an iktidar, bu kanallardan rahatsız. Kaçak saraydaki, bu kanallardan rahatsız, çünkü gerçeği ve doğruyu halka aktarmakla görevliler." dedi.

'CEZALANDIRILAN KANALLAR DEĞİL, HALKIN HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜ'

Digiturk'un yedi kanalı platformdan çıkarmasıyla kanalların cezalandırılmadığını, asıl halkın haber alma özgürlüğünün cezalandırıldığını söyleyen Atila Sertel, "Halk doğru bilgiye ulaşmasın diye her türlü zulmü yapıyorlar ama bu geçici bir süre olacak. 1 Kasım, bütün bu kötülüklerin sonu olacak diye düşünüyorum. Yumurcak TV'den ne olabilir, ne gibi bir yayıncılık sorumsuzluğu olabilir? Çocuklara öyküler yayımlayan bir kanalın ya da Samanyolu TV'nin, Bugün TV'nin ne zararı olabilir topluma? Aksine bu kanallar, Türkiye'de olup biteni vermeye ve kendi izleyicilerini, kendi seyircilerini bilgilendirmeye çalışıyor." dedi.

'BENİM GİBİ DÜŞÜNMÜYORSAN YOKSUN ANLAYIŞI'

Yedi kanalın Digiturk platformundan çıkarılmasının, "Benim gibi düşünmüyorsun öyleyse sen yoksun" anlayışından kaynaklandığını söyleyen CHP adayı Sertel, "Yani benim gibi düşünmüyorsun, öyleyse yoksun. Bu son derece yanlış. Victor Hugo'nun bir sözü var, 'Benim gibi düşünmüyorsun ve asla senin düşüncelerine katılmıyorum, hattâ senin düşüncelerinden nefret ediyorum ama senin düşüncelerinin yaşaması için, hayata geçmesi için yaşamımı dahi veririm.' demesi bir örnektir. Bizim ülkemizde tam tersi, eğer beni yağlamıyorsan, benim için yalakalık yapmıyorsan, benim için yalan söylemiyorsan, benim için düzmece haber yapmıyorsan, benim geleceğim için toplumu manipüle etmiyorsan sen yok olursun, seni yok ederiz. Eğer benim için o dediklerimi yapıyorsan, yağcılık, yalakalık, toplumu manipüle etmeyi yapıyorsan seni desteklerim, beslerim, güçlendiririm, bir noktaya getiririm. Bu son derece yanlış. Bunun ne özgürlüklerle, ne demokrasiyle, ne basınla, hiçbir şeyle ilgisi yok. Bunlar son bulacak. Öylesine kötü bir anlayış var ki bu anlayışa AKP'nin içindeki bazı milletvekillerinin, eski bakanlarının, hattâ kurucularının isyan ettiğini biliyorum. 'Böyle bir şey olamaz.' diyorlar, yani, 'Bu haksızlık.' diyorlar ama seslerini yükseltemiyorlar. Ya siz bir kere geldiniz bu dünyaya. Neyse haksızlık, o haksızlığın karşısına çıkın, konuşun. Bunu konuşmazsanız, bizim konuşmamız zaten karşı taraf olarak göründüğümüz için çok ciddiye alınmıyor ama onların konuşmasının önemine dikkat çekmek istiyorum. Bugünler gelip geçer, yarın toplumun yüzüne nasıl bakacaksınız? Bu kanalları her platformun dışına atmakla sorunu çözeceklerini mi zannediyorlar? Böyle bir anlayışla sorun çözümlenebilir mi? Mümkün değil. Bugünler gelir geçer, acılar geçer. Cezaevindeki gazeteciler, yıllarca yatırılan gazeteciler çıktılar, çıkarlar. Hayat devam eder ama yaptıkları utanç olarak onların yanına kâr kalır. Bu utancı daha fazla yaşamasınlar istiyorum. İstiyorum ki özgürlük olsun, barış olsun, kardeşlik olsun. Türkiye normalleşsin istiyorum." diye konuştu. CİHAN
08 Ekim 2015 15:05
DİĞER HABERLER