CHP Torba kanunun 23 maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Bu maddeler arasında, Risale-i Nurları devlet tekeline alınan 87 maddede yer alıyor.
Anamuhalefet partisi CHP, aralarında Risal-i Nur’ların devletleştirilmesinin de bulunduğu son torba yasasında yer alan 23 maddenin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamza Çebi, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'da yapılan değişikliğe sert tepki göstererek "Eser piyasada bulunuyor, hak sahipleri ‘biz bu eseri basmayacağız’ demiyor, hiçbir sorun yok. Ama devlet diyor ki, ‘ben istediğim eseri kamuya mal edeceğim, devletleştireceğim’. Bu mülkiyet hakkına aykırıdır." diye konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Akif Hamza Çebi, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında CHP olarak Soma maden faciasından sonra hükümetin Meclis’ten geçirdiği 146 maddelik torba yasasının 23 maddesinin iptali istemi ile Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurduklarını bildirdi. Daha önce ivedi olarak 3 maddeyi AYM’ye götürdüklerini hatırlatan Çebi, anayasa aykırı olduğu gerekçesi ile yüksek yargıya taşıdıkları 23 maddeden yedisi hakkında görüşlerini paylaştı. Birinci madde olarak taşeron uygulamasının iptalini istediklerini ifade eden CHP Grup Başkanvekili, kabul edilen torba yasası ile taşeronluk sisteminin daraltılmasının aksine hükümetçe kapsamının genişletildiğini anlattı.
‘GÖZÜ İNŞAATTAN BAŞKA BİR ŞEY GÖRMEYEN BİR ANLAYIŞ VAR YÖNETİMDE’
Anayasaya göre meraların devletin koruması altında olduğunu ifade belirten Çebi, Torba yasaya eklenen bir madde ile Bakanlar Kurulu’nun istediği merayı yapılaşmaya açabildiğinin altını çizen Çebi, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında meraların ülke yüz ölçümüne oranının yüzde 56 olduğunu, bugün bu oranın yüzde 16’ya düştüğünü aktardı. Meraların elden gittiğini söyleyen Çebi, “Gözü inşaattan başka bir şey görmeyen bir anlayış var yönetimde.” dedi.
ÇEBİ: DEVLET, ‘İSTEDİĞİM ESERİ DEVLETLEŞTİRECEĞİM’ DİYOR
Torba yasa ile Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda değişikliğe gidildiğini aktaran Akif Hamza Çebi, yapılan değişiklikle doğrudan doğruya mülkiyet hakkı ile fikir özgürlüğüne müdahale olduğunu vurguladı. Mevcut kanunda yer alan bir hükme göre memleket kültürü bakımında önemli bulunan eserler (hak sahiplerinin münasip bir bedel talep etme hakkı saklı kalmak üzere) koruma süresi bitiminden önce kamu mal edilebileceğini ancak bunun iki şartı olduğunu aktaran Çebi, birincisinin bu eserin iki yıldan fazla bir sürede piyasada bulunmuyor olması olduğunu belirtti. İkinci olarak da hak sahibi ya da mirasçılarının da ‘ben bu eseri artık yayınlamayacağım’ demesi şartı. Böyle bir durumda aranıp da bulunamayan bir esere devletin seyirce kalmasının düşünülemeyeceğini ifade eden Çebi, “Şimdİ yapılan değişikle bu iki şart ortadan kaldırılıyor. Yani eser piyasada bulunuyor, hak sahipleri ‘biz bu eseri basmayacağız’ demiyor, hiçbir sorun yok. Ama devlet diyor ki, ‘ben istediğim eseri kamuya mal edeceğim, devletleştireceğim’. Bu düşünce özgürlüğüne aykırıdır, mülkiyet hakkına aykırıdır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesiyle güvence altına alınmış olan düşünce ve ifade özgürlüğü hükümlerine açıkça aykırıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
‘GİZLİ SANSÜR UYGULAMASI GETİRİLEBİLİR’
Devletin burada eserleri müsadere etmesinin söz konusu olduğunu kaydeden Çebi, yeni düzenleme ile devletin eserlerin içeriğe de karışabilmesinin yolunun açıldığını vurguladı. Çebi, burada gizli şekilde bir sansür uygulamasının getirilmesinin söz konusu olduğunu sözlerine ekledi.
‘TÜRGEV’E HANGİ TAŞINMAZLARIN VERİLDİĞİ DİKKATE ALINDIĞINDA DÜZENLEMENİN HEDEFİ ORTAYA ÇIKMAKTADIR’
Torba yasası ile belediyelere ait binaların da bir takım dernek ve vakıflara verilmesinin önünün açıldığını ifade ederek arsaların kiraya verilmesinin anlaşılabileceğini ancak hazır bitmiş bir binanın belediye tarafından bir takım vakıflara verilmesine anlam veremediklerini söyledi. Çebi, “Bunun kamu yararı ile bir ilgisi yoktur. TÜRGEV’e hangi taşınmazların verildiği dikkate alındığında bu düzenlemenin hedefinin ne olduğu çok açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır.” diye konuştu.
DEİK DÜZENLEMESİ AYM’YE TAŞINDI
Özel bir kurum olan Dış Ekonomik İlişkiler Kurumu’nun (DEİK),kamulaştırılmasını da AYM’ye taşıdıklarını ifade eden Akif Hamza Çebi, özel sektör kuruluşunun devletleştirilmesinin altında piyasa ekonomisinde faaliyet gösteren özel sektör kuruluşunun denetim altına almak yattığını söyledi.
Avukatlık kanunda yapılan düzenlemeyi de iptal istemiyle AYM’ye taşıdıklarını kaydeden Akif Hamza Çebi, Gelir İdaresi
Başkanlığı’nda bir kadrolaşmaya yol açacak bir düzenlemenin söz konusu olduğunu ve bu maddeyi de yüksek yargıya taşıdıklarını belirtti.