CHP Trabzon Milletvekili Pekşen: Fındıkta devlet politikası gerekiyor

CHP Trabzon Milletvekili Avukat Haluk Pekşen, Türkiye'nin üretim ve ticaretinde dünya lideri olduğu fındıkta devlet politikasının uygulanması gerektiğini belirtti.

Fındığın çok fazla satıcısının, az miktarda alıcısının olduğu homojen olmayan bir piyasada arz ve talep dengesine bırakılmasının sektördeki sorunları ağırlaştırdığını savunan Pekşen, fındık sektöründe katma değeri yüksek üretime geçilmesi, markalaşmaya yönelik planlama yapılmasının zorunlu olduğunu kaydetti.

Fındık sektöründe yaşanan sorunları TBMM gündemine taşıyan Milletvekili Pekşen, fındık sektöründe yaşanan sorunların araştırılması ve gerekli politikaların oluşturulması için verdiği araştırma önergesi verdi. Türkiye'de yaklaşık 700 bin hektar arazide aile işletmeciliği biçiminde 400 bin kadar çiftçinin fındık üretimiyle uğraştığına dikkat çeken Pekşen, fındığın, yetiştirildiği bölgede doğrudan ya da dolaylı olarak 8 milyon nüfusu ilgilendirdiği, bu durum ürünün sosyo-ekonomik önemini artırdığına işaret etti.

Pekşen, son 5 yıl ortalamasına bakıldığında 778 bin tonluk dünya fındık üretiminin yaklaşık yüzde 68'ini (530 bin ton), 675 bin ton kabuklu fındık karşılığı dünya ihracatının yüzde 76'sını Türkiye'nin gerçekleştirdiğini dile getirdi. Türkiye'nin fındık üretiminin ortalama yüzde 85'ini ihraç ettiğine değinen Pekşen, "2015 yılında Türkiye, fındık ihracatının yüzde 59'unu iç fındık olarak, yüzde 41'ini ise işlenmiş fındık olarak gerçekleşmiştir. Türkiye, 2015 yılında 240.137.287 kg fındık ihracatı karşılığında, 2.827.316.418 dolar ihracat geliri elde etmiştir." dedi.

Dünya fındık tüketiminin yüzde 91'ini gerçekleştiren Avrupa ülkelerinin, fındığın yüzde 80'ini çikolata ve şekerleme sanayinde ham madde olarak kullandığını anlatan Pekşen, şunları kaydetti: "Dünyadaki en büyük fındık ithalatçısı ülkeler İtalya, Almanya, Fransa, Kanada, Rusya, Belçika ve İsviçre'dir. Bu ülkeler ithal ettiği fındığı çikolata ve şekerleme sanayisinde işleyip ihraç ederek çok daha yüksek katma değer elde etmektedirler. Fabrikalarında kullandığı fındığın yüzde 80'ini Türkiye'den ithal Ferrero, 2014 yılında 24 bin 836 kişi çalışanıyla, 8,4 milyar Euro ciro elde etmiştir. 400 bin üreticisiyle Türkiye'nin 2015 sezonu fındık ihracat gelirinin sadece 2,8 milyar dolar olması fındığa dayalı sanayinin neden halen geliştirilmediğinin ve fındığın katma değerinin Türkiye'de kalması için neden halen bir planlama yapılmadığının sorgulanması gerektiğini göstermektedir."

Pekşen, fındığın çok fazla satıcısının, az miktarda alıcısının olduğu homojen olmayan bir piyasa da arz ve talep dengesine bırakılmasının sektöründeki sorunları ağırlaştırdığını savundu. Fındık üretiminde ve ticaretinde dünya lideri olan Türkiye'de fındık sektöründe katma değeri yüksek üretime geçilmesi, markalaşmaya yönelik planlama yapılmasının zorunlu olduğunu vurgulayan Pekşen, şöyle devam etti: "İç ve dış pazara uygun, piyasaların talep ettiği fındık üretiminin gerçekleştirilmesi; pazar odaklı üretim ve ürün çeşitlendirilmesi çalışmalarına ağırlık verilerek işlenmiş ürün ihracatını artırmaya yönelik bölgesel bazda sektörel destekleme araçlarının geliştirilmesi için araştırma ve incelemelerin yapılması gerekmektedir. Ürünün mülkiyetine sahip olan üretici, ürün satış işlemlerini üretici birlikleri veya kooperatifler üzerinden gerçekleştiremediğinden dolayı piyasa fiyatlarının belirlenmesinde etkin bir rol oynayamamaktadır. Rakamlar ortadayken 'fındık fiyatı arz-talep dengesiyle oluşuyor' söyleminin arkasına saklanmak fındık üreticisinin sorunlarını görmezden gelmek demektir."

Türkiye'nin üretim ve ticaretinde dünya lideri olduğu fındıkta devlet politikası gerektiğinin altını çizen Pekşen, şu değerlendirmede bulundu: "Çikolata sanayinde faaliyet gösteren firmaların ham madde giderlerini azaltmak amacıyla Azerbaycan ve Gürcistan'da fındık yetiştiriciliğini teşvik ederek Türkiye'nin pazardaki etkinliğini azaltmaya yönelik faaliyetlerinin incelenmesi gerekmektedir. Üretim ve ticaretinde dünya lideri olduğumuz bir ürünle ilgili devlet politikasının olmayışı sürdürülebilir bir anlayış değildir. Fındık sektöründe, katma değer kazandırılmış ürün yelpazesinin oluşturulması; bölgesel ve ürün bazlı yatırım teşviklerinin belirlenmesi; yüksek marka değerli ürün yelpazesinin oluşturulması; yabancı yatırımcılarla işbirliğinin geliştirilmesi; kooperatifçilik kültürünün geliştirilmesi, optimal büyüklükte işletme tesisinin oluşturulması, tam rekabetçi piyasa şartlarının tahsis edilmesi, kalite ve verimliliğin artırılması, sektöre yön verecek kurumsal yapının (Lisanslı Depoculuk, Fındık İhtisas Borsası, Üretici Birlikleri vb.) oluşturulması, fındık ticaretiyle iştigal eden tacirler için bir standart belirlenmesi; sektörün sorunlarının tüm yönleriyle ele alınıp incelenmesi ve gerekli politikaların üretilmesi amacıyla Anayasa'nın 98 inci ve TBMM İçtüzüğü'nün 104'üncü ve 105'inci maddeleri gereği, Meclis araştırmasına ihtiyaç duyulmaktadır." CİHAN
04 Şubat 2016 14:20
DİĞER HABERLER