CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi, biri engelli iki hanım memurunu asfalt şantiyesine gönderdi.
Belediyeye bağlı Eşrefpaşa Hastanesi'nde memur kadrosunda çalışan bu kişiler, Bornova ilçesindeki Fen İşleri Daire Başkanlığı'na bağlı Belkahve Şantiyesi'ne tayin edildi. Ortopedik engelli olan ve "Büro işinde çalışması uygun olur" şeklinde sağlık raporu bulunan Güleser Yener, yedi yıl hastane bahçesinde oturarak mesai doldurmuş. İki memur, hastane yönetiminin kendilerine sağ sendikaya geçmelerinden dolayı mobbing (bezdiri) uygulamaya başladığını iddia ediyor. Emekliliğe zorladıklarını söyleyen memurlar, atamalarının durdurulması talebiyle idare mahkemesinde dava açtı.
23 yıllık memur olan, evli ve bir çocuk annesi Yener, belediyede 1,5 yıl çalıştıktan sonra Eşrefpaşa Hastanesi'ne tayin oldu. Ortopedik engelli olmasından dolayı 1992 yılında, "Büro işinde çalışması uygun olur" yönünde heyet raporu alan Yener, yedi yıl önceye kadar hastanenin çeşitli birimlerinde büro personeli olarak görev yaptı. Son olarak çalıştığı hasta yatış servisinin kapatılması üzerine başka bir yer veya oda gösterilmeyince, hastane bahçesini kendine mesken edildi. Yedi yıl boyunca yaz kış demeden bahçede mesai dolduran Güleser Yener, kendisine uygulanan sindirme politikalarının sebebi olarak, KESK'e bağlı Tüm Bel–Sen'den Memur–Sen'e bağlı Bem–Bir–Sen'e geçmesini gösteriyor. Aynı sendika üyesi Nilüfer Özer'le birlikte asfalt şantiyesine tayinlerinin çıkarıldığını belirtiyor.
Bem–Bir–Sen'in yönetiminde olduğundan haftada bir gün sendika izni kullanma hakkı olduğunu da ifade eden Yener, hastane yönetimin buna karşı çıktığını söylüyor. Diğer sendikaların yönetimlerinde bulunanlara izin yaptırıldığına dikkat çeken Yener, kendisine negatif ayrımcılık yapıldığını öne sürüyor. Hastane yönetiminin, baskılarla birçok kişinin Bem–Bir–Sen'den çıkmasını sağladığını anlatan Yener, Özer ve kendisine sindirme politikası uygulandığını belirtiyor. Buca ilçesi İzkent'te oturduğunu söyleyen Güleser Yener, "Belkahve'ye işçi servisi, Bornova'dan saat 06.15'te kalkıyormuş. İzmir'de toplu taşıma araçları saat 06.00'da başlıyor. Bizim Buca'dan, Bornova'daki o servise yetişmemiz mümkün değil. Bunu, bizi tayin edenler de biliyor. Hem iki bayanın, asfalt şantiyesinde işi ne?" diyor.
Başhekimin altındaki sorumluların, "Sağ sendika burada yer alamaz. Sol sendikadan çıkıp sağ sendikaya giremezsiniz." diye kendilerini tehdit ettiğini anlatan Yener, kınama, uyarı, maaş kesme, derece terfi gibi mümkün olan bütün cezaların verildiğine dikkat çekiyor. Yener, "CHP'de arkası olmayan her insana cephe alınıyor." şeklinde konuşuyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne 1986 yılında satın alma memuru olarak giren Nilüfer Özer ise Eşrefpaşa Hastanesi'ne 2004'te atanmış. Ambar bölümünde dört yıldır çalışan Özer, emeklilik süresini doldurmuş. Tecrübeli bir satın alma memuru olduğunu ve ambardaki usulsüzlükleri görmemesi için emekliliğe zorlandığını söyleyen Özer, kanser olan eşinin bakımı ve okuyan biri 12, diğeri 13 yaşındaki kızları için çalışmak istediğini belirtiyor. Kemoterapi gören eşinin birçok defa hastaneye kendi başına gidip gelmek zorunda kaldığını anlatan Özer, hastaneden bir yetkilinin, "Senin kocan ne zaman ölecek?" diye dalga bile geçtiğini kaydediyor. Hastanede olup bitenlerden başhekimin haberi olmadığını savunun Özer, İzmir Büyükşehir Belediye esik Başkanı Burhan Özfatura döneminde işe girmesi de bahane edilerek mobbing uygulandığını söylüyor.
Yener ve Özer, idare mahkemesine başvurarak, tayinlerinin yürütmesinin durdurulması talebiyle dava açtı.