Çin’de 10 Türk vatandaşı, Uygurların Çin’den çıkışına sahte pasaportlar temin etmek iddiasıyla tutuklandı.
Çin medyasına göre, aralarında terör zanlısı 9 Uygur’un da bulunduğu diğer 11 kişi, Kasım 2014’te gözaltına alındı.
Çin’in devlet medyasından Pekin merkezli Global Times gazetesinin haberine göre, söz konusu terör şüphelileri Şanghay şehrindeki Pudong Havalimanı’dan kanunsuz çıkış yaparken yakalandı. Haberde, her bir illegal pasaport için 60 bin yuan (9 bin 700 dolar yada 22 bin TL) ödendiği de belirtildi.
Haberde ayrıca Çin’den çıkmak isteyen söz konusu kişilerin beraberinde terörle ilgili ses ve video kaydı da bulunduğu ve bu kişilerin "cihada katılmak için" Türkiye üzerinden Suriye, Afganistan ve Pakistan’a gitmek istedikleri ileri sürüldü.
Global Times’a göre, 10 Türk vatandaşı, diğerlerine kanunsuz şekilde Çin’den çıkması için ayarlama yapmak suçundan resmen tutuklandı.
Habere göre, Çin kanunlarında bu suçun karşılığı 2 ila 7 arası hapis cezası. Ancak suçta "ağırlaştırıcı durumlar" olduğunda suçluların cezaları 7 yıldan ömür boyu hapse kadar olabiliyor.
Mahkemece tutuklanan söz konusu kişilerle ilgili araştırmanın sürdüğü belirtiliyor.
Türk yetkililer de tutuklama olayını doğruladı. Bu arada Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hong Lei ise bugün Pekin’de düzenlenen olağan basın toplantısında, konuyla ilgili bir yorum yapmadı.
ORGANİZASYONUN DETAYLARIÇin medyasının Şanghay emniyetinden edindiği bilgilere göre, şu an yurtdışında olan Uygur asıllı Türk vatandaşı Davut adlı kişi ve yine yurtdışında olan Ramazan adlı Türk, değiştirilmiş Türk pasaportu kullanılarak Çin’in dışına yasadışı çıkmalarını organize etmek için her bir pasaport başına söz konusu kişilerden 60 bin yuan para topladı.
Davut ve Ramazan adlı kişilerin, vize davetiyesi düzenlemek, aralarında Selahattin adlı Türkün de bulunduğu 9 Türk vatandaşına Çin’in Türkiye’deki elçiliğinden vize aldıktan sonra Çin’e gelmelerini organize etmek için pasaport başına 2 bin dolar ön ücret aldığı da ileri sürüldü. Ayrıca, Davut ve Ramazan’ın, aralarında Yasin, Yimin Tohti ve Ebubekir’in bulunduğu Çin’den çıkmaya hazırlanan kişilerden de ayrıca rakamı açıklanmayan depozit aldıkları iddia edildi.
Sonrasında ise Ramazan adlı kişinin, Çin’e getirdikleri Türklerden aldıkları Türk pasaportlarını, yasadışı olarak Çin’den çıkmaya çalışan 9 Uygur için değiştirilmesi ve hazır hale getirilmesini organize ettiği, ancak bu kişilerin havaalanından çıkarken Çin makamlarınca yakalandığı da ifade edildi.
Selahattin’in adlı kişinin de aralarında bulunduğu 10 Türk vatandaşının mahkemece tutuklu yargılanmalarına karar verildiği de açıklandı.
Çin medyasına göre ayrıca, Ebubekir’in emniyet güçlerince çete kurmak, liderlik yapmak ve terör organizasyonuna katılmak şüphesiyle tutuklandığı ve yargılamasının devam ettiği ifade edildi.
Çin medyası, bu durumu Türkler ile Çin’deki Uygurların ortak hareket ettikleri büyük çaplı bir olay olarak yorumladı.
TÜRKİYE’YE SAHTE PASAPORT UYARISIÇin medyasına göre, Uygurların Çin’den çıkıp Türkiye ve buradan da "cihada katılmak için" diğer ülkelere gitmelerine neden olarak, yasadışı boş pasaport, yasadışı vize ve Güneydoğu Asya ülkelerinin sınırdaki ciddi güvenlik açıkları gösterildi. Çin medyasında ayrıca, eğer gerçekte, sahte pasaport, vize ve diğer belgeler olmasa, bu kadar Doğu Türkistanlının Irak ve Suriye’de olamayacağı savunuldu. Haberde, Türk dışişleri ve ilgili yetkililerin bu çıkış yöntemini incelemeleri gerektiği vurgulandı. Çin’in terörle mücadele biriminin, Türkiye’nin, şüphelilere rastgele sahte pasaport verdiği iddiaları konusunda da ikaz ettiğine dikkat çekildi.
AİLELER PERİŞANÖte yandan edinilen bilgilere göre, tutuklanan Türklerin Türkiye’deki aileleri de perişan durumda. Tutuklulardan Zeliha Doğanşafak ve Fahri Doğanşafak’ın ailesi, çocuklarının, işyerinden İsmail usta adında uzaktan bir akrabasının "Biz ailece Çin’e gideceğiz, sizi de götüreyim. İşyeri götürüyor. Size biraz da para vereceğim. Hem de gezeriz." diyerek kandırdığını söyledi. Acılı aile, işyerini aradıklarında ise, İsmail ustanın işten ayrıldığı ve gönderme diye bir durumun söz konusu olmadığı cevabını aldıklarını ifade etti.
Doğanşafak’ın Türkiye’deki ailesi, çocuklarının 22 Eylül 2014’te Çin’e gittiğini ve ertesi gün yemek yerlerken Çin polisi tarafından gözaltına alındığını, ondan sonra da kendilerinden haber alamadıklarını ifade etti. Aile, çocuklarının pasaportlarını Çin’de kendilerini götüren kişilere verdiklerini, pasaportu üzerinde olan İsmail Usta’nın eşinin ise Türkiye’ye geri döndüğü ancak olayla ilgili bir şey bilmediğini söylediğini aktardı.
Doğanşafak’ın ailesi ayrıca, Türk Dışişleri Bakanlığı’nın da kendilerini, çocuklarının durumlarıyla ilgili bilgilendirmediği ve kendilerinin ısrarlı aramalarından sonra sadece iki kez kısa bilgi verdiklerini ifade etti. Acılı aile, suçsuz olduklarını söylediği çocuklarının kurtulması için Türk yetkililerden yardım beklediklerini de dile getirdi.
Bu arada 9 ay önce Türkiye’ye sığınmak için Çin’den kaçarak Tayland’a giden ve burada sınır ihlali yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınıp, tutuklanan yaklaşık 4 yüz Uygur Türkü’nün Çin’e geri getirileceği ifade ediliyor.
Ekim ayında da Malezyalı yetkililer, sahte Türk pasaportu taşıdıkları gerekçesiyle, 155 Uygur’u gözaltına almıştı.
UYGUR BÖLGESİNDE HAVAİ FİŞEK SATIŞI KAYDA BAĞLANDIÖte yandan Uygurların yoğun olarak yaşadığı ve sık sık çatışmaların yaşandığı diken üstündeki Şincan (Xinjiang) Uygur Özerk Bölgesi’nde, yaklaşan geleneksel Çin yeni yılı dolayısıyla kutlamalar için çatapat ve havai fişek alanlara nüfus kimlik kaydı mecburiyeti getirildi.
Yerel yetkililer, bu kararın, teröristlerin patlayıcı yapımında kullanmalarını önlemenin bir parçası olarak alındığını açıkladı. Havai fişek satanlar, kime hangi tip ve sayıda ürün sattığını kaydetmek zorunda.
Bölgenin merkezi Urumçi'de 5 Temmuz 2009 tarihinde meydana gelen olaylarda resmi açıklamalara göre, 197 kişi ölmüş, 1700'den fazla kişi de yaralanmıştı.
Resmi rakamlara göre, Türkiye’nin iki katı büyüklüğündeki 17 milyonluk bölgede 9 milyon Uygur Türk’ü yaşıyor. Doğu Türkistan olarak da bilinen bölgede Uygurlar, Çinli yetkililer tarafından dini ve kültürel baskıya maruz kaldıklarını belirtiyor. Pekin’in bölgeye olan politikalarından dolayı burada sık sık çatışmaların yaşandığı da kaydediliyor. Pekin yönetimi Uygurları bölücülük ve terör eylemleri yapmakla suçluyor.
Yabancı gazeteciler ya da insan hakları gözlemcilerinin bölgeye sokulamaması nedeniyle olayların gerçek mahiyetinin tespit ve gelen haberlerin teyit etmenin mümkün olmadığı kaydediliyor.
CHA