TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk, HDP’nin kapatılması ve milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması tartışmalarını 1990’lara benzetti.

DEP milletvekilleri Orhan Doğan, Leyla Sana, Ahmet Türk ve Sırrı Sakık’ın dokunulmazlıklarının kaldırılmasının “Hiçbir faydası olmadı” sözleriyle anlattı. Cindoruk, “HDP’nin kapatılması ve milletvekillerine siyaset yasağı tam anlamıyla devletin bir suç işlemesidir. Bunun ülke ve millete bir yararı olmaz” dedi.

1993’te Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısının DEP milletvekillerinin dokunulmazlıkların kaldırılması için gönderdiği fezlekeyi iade ettiğini hatırlatan Cindoruk, ‘Sağlık nedeniyle ABD’ye gittiğim sırada DGM Başsavcısı yeni fezlekeler yolladı. Yerime TBMM Başkanvekili olan Yılmaz Hocaoğlu işleme koydu. Dokunulmazlıklar kaldırıldı” diye konuştu.

ABD’den Başbakan Tansu Çiller’i arayarak yanlış olduğu yönünde görüş beyan ettiğini aktaran Cindoruk, “Çiller, ‘mutabakat var sonuçlandıracağız’ dedi. Çok da çirkin şekilde polisler Meclis’e geldi. Bu arkadaşları Meclis dışına çıkardılar. Tutukladılar. Meclis’in barışı bozuldu” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın taraf olduğunu ve güvence olmaktan çıktığını belirten Cindoruk, hükümetin yargı üzerinde baskın etkisi bulunduğunu belirtti. Bu durumda vatandaşların tek güvencesinin TBMM olduğunu vurgulayan Cindoruk şöyle konuştu:

“HDP’nin kapatılması ve milletvekillerine siyaset yasağı tam anlamıyla devletin bir suç işlemesidir” diyen Cindoruk, idam kararıyla devletin cinayet işlemesi gibi parti kapatmayla da suç işleyeceğini aktardı.

DEP vekillerinin Meclis’ten cezaevine götürülmesinin Türkiye demokrasisine büyük yara verdiğini belirten Cindoruk, “DEP’lilerin cezaevine atılmasının hiç de faydası olmamıştır. Yargıtay da daha sonra beni haklı çıkaran kararlar vermiştir. Yurtdışından gelen misafirlerime, AB’de bu kararın yanlışlığını anlatmaya çalıştım yıllarca” şeklinde konuştu.

BUGÜN