TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Hükümlü Ve Tutuklu Haklarını İnceleme Alt Komisyonu’nda Van ve İzmir’deki cezaevlerine ilişkin inceleme raporları ele alındı. Milletvekillerinin Van, İzmir Aliağa ve Menemen cezaevlerindeki ziyaretlerinin ardından hazırlanan raporlarda, çok sayıda hak ihlali tespiti yer aldı.
AKP, CHP, HDP, MHP ve İYİ Partili milletvekilleri tarafından gerçekleştirilen ziyaretlerde tespit edilen önemli sorunların yer aldığı son komisyon toplantısında gündeme gelen inceleme raporlarına göre, çıplak arama ‘mevzuata uygun bir şekilde’ cezaevlerinde uygulanmaya devam ediliyor, mahkûmlar sıcak ve soğuk suya erişimde zorlanıyor, hijyenik olmayan yemekleri tüketmek zorunda kalıyor. Mahkûmlar ayrıca hastanelere sevk sırasında, hastalıkları dikkate alınmaksızın kelepçeli muayene ediliyor.
18 AYDIR GÖRÜŞ YOK
Van Ceza İnfaz Kurumları hakkında hazırlanan rapora göre mahkûmların oda değiştirme talepleri reddediliyor, dilekçelerine cevap verilmiyor ve psikolojik şiddet uygulanıyor. Özellikle akşam yemeklerinin ‘yenilemeyecek kadar kötü’ olduğunu kaydeden mahkûmlar, 18 aydır hiç kimse ile görüştürülmüyor. İnfaz koruma memurlarının kendilerine insan onurunu zedeleyecek biçimde hitaplarda bulunduklarını da ifade eden mahkûmlar, bu söylem biçiminin zaman zaman tehdit boyutuna vardığını kaydetti. Ayrıca, “Zorunlu sevk ile kuruma gelir gelmez hücreye konularak su dahi verilmeden günlerce burada tutulanların olduğu” da raporda vurgulanan tespitler arasında yer aldı.
İZMİR’DE DE DURUM AYNI
Birgün gazetesinde yer alan habere göre, İzmir Aliağa ve Menemen Cezaevleri’ndeki mahkûmlarla yapılan görüşmelerin ardından hazırlanan raporda da benzer tespitler yer aldı. Bu bölgedeki cezaevlerinde kapasitenin üzerinde mahkûmun barındırıldığı belirtilen raporda şunlar kaydedildi: “Kovid-19 salgını döneminde genel olarak sağlık hizmetine ve diş doktoruna gitmekte sorunlarla karşılaşıldığı, doktora sadece acil durumlarda gidilmesine izin verildiği, bir koğuşun uyuz hastalığına yakalandığı ancak doktora çıkarılmadıkları ve görevlilerin koğuşa ilaç bırakıp gittiği ifade edildi. Salgın nedeniyle hükümlü ve tutuklulara ölüm izni kullandırılmadı ve bu uygulama mağduriyete neden oldu. 14 kişilik koğuşlarda 26 kişi kalıyor. Mahkumlar, reçeteli ilaçlara bile ulaşmakta zorlanıyor. Seçimlerde, tutukluların seçme hakkı yok edildi. Oy kullanma hakkı bulunanlara oy kullandırılmadı. Anneleriyle cezaevlerinde kalan çocukların dışarı çıkmaları ve sonradan kuruma dönmelerinde sorunlar yaşandı.”