Çocuğun 'Allah nerde?' sorusunun cevabı

Çocuğun 'Allah nerde?' sorusunun cevabı
Küçük çocuklarla konuşurken basit ifadeler kullanmaya çalışan bazı ebeveynlerin 'Allah baba şöyledir, Allah dede böyle yapar' şeklindeki sözleri, çocuklarda zihin karışıklığına yol açıyor. İleri yaşlarında imanî meseleleri hakkıyla algılamalarını zorlaştırıyor. Bu tarz konuşma, çocuklarda itikadî sorunlara da yol açıyor.
Çocuklar yedi yaşından önce somut olmayan, göremedikleri, duyamadıkları, dokunamadıkları kavramları anlamakta zorlanır. Özellikle din ile ilgili imani mevzularda, Allah, melekler, ölüm, cennet, cehennem, peygamberler gibi konuları idrak edemezler. Ancak 3-4 yaşlarından itibaren ebeveyninin ve çevrenin tesiriyle bu kavramları duymaya başlarlar. Çocukların her şeyi merak ettiği ve sorular sorduğu okulöncesi dönem, aynı zamanda her şeyi bilinçaltına kaydettikleri bir devredir. Bu yaşlarda verilen her yanlış bilgi, kullanılan her sakıncalı söz, çocuğun zihnine silinmemek üzere yerleşir. Küçük çocuklarla konuşurken basit ifadeler kullanmaya çalışan bazı ebeveynlerin 'Allah baba şöyledir, Allah dede böyle yapar' şeklindeki sözleri de çocuklarda zihin karışıklığına yol açar. İleriki yaşlarında imani meseleleri hakkıyla algılamalarını zorlaştırır. Allah'ı bir baba gibi büyük, saygı duyulması ve korkulması gereken somut bir figür olarak anlatmak ebeveynin işini kolaylaştırsa da, sonraki yaşlarda dini mevzuların hakikatini anlatırken çocuğun üzerindeki inandırıcılığını, itibarını zedelemiş olur. Okulöncesi dönemde çocuğa algılayabileceğinin ötesinde bir Allah tanımı yapmamak, Allah'ı bir şekil içine sokmamak gerektiğini ifade eden pedagog Adem Güneş, bunun iki ayrı soruna sebep olacağını söylüyor. Birincisi, çocuk 8-9 yaşlarında yani soyut kavramları algılamaya başladıktan sonra kendisine 'baba-dede' diye anlatılan Allah anlayışı ile hakikatin farklı olduğunu görecek. Bunun üzerine ailesinin gözündeki itibarı zedelenecek ve diğer sözlerine inanması da zorlaşacaktır. İkinci sorun ise ailesinden doğru bilgi almayan çocuk büyüdükçe çevresinden, kitaplardan veya arkadaşlarından duyduğu farklı Allah tarifleri içinde bocalayabilir. Ayrıca 'Allah baba' tabirinin Hıristiyanlıktaki 'baba-oğul-kutsal ruh' (teslis) inancını çağrıştırdığına dikkat çeken Güneş şunları söylüyor: "Hıristiyanlar somutlaştırma çabası ile her şeyi resmettiler. Bugün kendi çocuklarımıza bile melek resmi çizmesini söylesek, kanatlı, uçan bir kız resmi çizer. Ayrıca birçok çizgi filmde karşılarına çıkan 'Noel Baba' figürü de 'Allah baba' söylemiyle benzeşiyor. Farkında olmadan Hıristiyanlığa ait kavramları çocuğumuzun zihnine sokmuş oluyoruz. Allah'ı 'baba-dede' diyerek şekillendirmeye çalışan tarifler çocuğu o tarafa yönlendirmeye de sebep olabilir. Çocuklarımız zaten çizgi filmlerle Batı kültürünün istilası altında olduğu için bu anlayış bilinçaltına normalleşerek yerleşir. Bir de biz bunu beslemeyelim. Çocuklarımızın imanını zedelemeyelim." Pedagog Adem Güneş, okulöncesi dönemde 'Allah nerede, neden göremiyoruz?' gibi sorular soran çocukların aslında zihninde bu inancı somutlaştırmaya çalıştığını belirtiyor. Çocuğun anlamayacağı cevapların zihnini daha çok karıştırdığını ifade eden Güneş, "Aileler, çocukları kendi gibi düşünüp uzun uzun izah etmeye çalışıyor, oysa 7 yaşına kadar soruların biraz geçiştirilmesi ve samimi olarak 'bilemiyorum' denmesi gerek. Bu cevap bilerek verdiği cevapların güvenilirliğini de artırır." diyor. İlahiyatçı-yazar Musa Kazım Gülçür de, çocukların Allah'ın varlığı ile ilgili sorularına tabiattan somut örneklerle, benzetmelerle cevap verilebileceğini ifade ediyor. Gülçür şunları öneriyor: "Cenab-ı Hakk'ı güzel isimleri, yüksek sıfatları üzerinden anlatmak sağlıklı bir yol olur. Çocukların dikkatini Cenab-ı Hakk'ın yarattığı görünen alemlere çekebiliriz. Bitkiler veya başka canlılar olabilir. Bir çiçeğin güzel desenlerini mutlaka bir yapanın, renklendirenin, tasarlayanın olduğu anlatılabilir. Bu metottan hareketle Cenab-ı Hakk'ın eşsizliği, varlığı, birliği rahatlıkla aktarılabilir. Böylece, çocuğun düşüncelerinin somuttan soyuta doğru gelişmesine yardım edilebilir. En küçük canlıda bile merhamet şefkat vardır, diye mukayeseye imkan vererek örnekler anlatılabilir. Bütün varlık aslında insanı Allah'a ulaştıran bir yoldur. Ayrıca insanların her şeyi bilemeyeceği, görmeyeceği de çocuklara açıkça söylenmelidir. Büyük alimler bile gayba ait konularda 'İman ediyoruz ama nasıllığını, niceliğini bilemiyoruz.' demişlerdir." Gülçür, 'Allah baba' gibi sözler kullanmanın, çocuklarda ve gençlerde itikat açısından sorunlar oluşturacağını da vurguluyor. ZAMAN
27 Ağustos 2010 10:02
DİĞER HABERLER