Çocukları bekleyen büyük tehlike

Çocukları bekleyen büyük tehlike
Cep Telefonundan çıkan radyasyonun frekansı çocuk beynini olumsuz etkiliyor...
Cep Telefonundan çıkan radyasyonun frekansının çocuk beynini etkilediğini söyleyen Prof. Dr. Cengiz Kuday, "14 yaşından küçük çocuk ölüm nedenleri arasında beyin tümörleri üçüncü sırayı aldı. Bu yüksek bir oran" dedi... Beyin tümörüne yakalanma yaşı giderek düşüyor. Araştırmalar, 14 yaşından küçük çocuklarının ölüm nedenleri arasında beyin tümörleri üçüncü sırayı aldığını gösteriyor. Uzmanlar, çocuklarda görülen beyin tümörünün görülme oranındaki artışın önemsenmesi gerektiğini söylüyor. ÇİFT GÖRMEYLE BAŞLIYOR Hastanın 14 yaşından küçükse kötü bir tümör olsa dahi yaşlılara göre yüzde 70 uzun yaşama şansının olduğunun altını çizen Prof. Kuday, özellikle 0- 5 yaş arası çocuklarda kötü huylu beyin tümörüne rastlama oranının yüksek olduğuna dikkat çekti. Prof. Kuday, "Kötü bir yerdeki tümör çift görme ile denge bozukluğu ile başlar. Bunların tedavisinde yeri dolayısı ile cerrahiyi uygulama çok zor. Daha çok radyoterapi yapılır. Tedavilerle 5 yılın üstünde yaşayan pek çok çocuk vardır. Gelecekte de tedavi ile ilgili yeni gelişmeler olacak" dedi. TELEFONA İZİN VERMEYİN Dünya Sağlık Teşkilatı'nca yapılan bir araştırmaya dikkat çeken Prof.Kuday, mobil telefonlarla beyin tömürünün ilişkisinin incelendiğini kaydetti. Bununla ilgili henüz ispatlanmış bir durum olmadığını kaydeden Prof. Kuday, Dünya Sağlık Teşkilatı çocuklarda telefon kullanımının kısıtlanmasını önerdiğini dile getirdi. Prof. Kuday, " Çünkü yapılan araştırmalar telefondan çıkan radyasyonun frekansının çocuk beyni üzerindeki etkileri MR'larla bir takım teşhis metotları ile gösterildi. Bu nedenle mümkün olduğu kadar çocukların telefona dokunması ve kulağına götürmesi engellenmeli. Telefonlar tümör yapıp yapmadığını ilerleyen yıllarda göreceğiz" şeklinde konuştu. BELiRTiLERi ÖNEMSEYİN Günümüzde teşhis medotlarının gelişmesi sayesinde en ufak belirtide beyin tümörlerinin kolayca tespit edilebildiğini söyleyen Prof. Kuday, "En genel belirtisi baş ağrısıdır. Epilepsi nöbeti oluyor. Veya yavaş büyüyen tümörlerde davranış bozuklukları olabiliyor.Hipofiz bölgesine yerleşmişse bir takım hormonal bozukluklar görülebiliyor. Tümörün yerine gör e bir boyun bölgesinde ise görme bozuklukları rastlanabilir" dedi. CERRAHi YOLDAN TEDAVi Beyin tümörünün tedavisinde en çok kullanılan yöntemin cerrahi olduğunu belirten Kuday, değişik şekillerde tümörün cinsine yerine derinliğine göre biyopsi yapabildiğini ifade etti. Kuday, "Tümünü çıkarma yoluna gidiyoruz. Veya yerine göre bir kısmını çıkarıyoruz bir kısmını çıkarmıyoruz. Yapışıklıklarına göre beyindeki lokalizasyonuna göre karar veriyoruz. Bugün gelişen teknolojiye göre ameliyat esnasında MR çekebiliyoruz. Ne kadarını çıkardık geride ne kaldı görebiliyoruz. Tümörü hastaya en az zararla dışarı çıkarmak istiyoruz. Bazen konuşma merkezine yakın , yalnız konuşma değil hayati merkezlere yakın tümörlerde uyanık yapabiliyoruz. Yani genel anestezi altında değil de lokal dediğimiz özel bir teknikle beyin tümörlerini çıkarma şansımız var" dedi. LAZERLE AMELİYAT Bazen hipofiz bezindeki tümörlerinin ya da üst damaktan girilip çıkarılabildiğini ifade eden Kuday, değişik tekniklerin olduğuna dikkat çekti. Kuday, "Lazerle yapılan beyin ameliyatları da var. Tekrar dönüşüm sağlandı. Tekrar bazı ameliyatlarda ameliyat esnasında lazeri kullanıyoruz. Ama lazer bir mucizevi alet değil, lazer,bir nevi neşterin yerini alan işte kanamayı kontrol eden daha keskin hatlarla tümörü küçülten bazen fotodinamik ,radyoterapik etkisinden yararlanılan bir alet. Yaygın kullanılıyor mu derseniz yaygın kullanılmıyor gerek de yok. Gereken vakalarda kullanıyoruz" dedi.
21 Haziran 2010 08:13
DİĞER HABERLER