Çocukları PKK tarafından kaçırılan aileler: Bizi enayi yerine koymasınlar

Terör örgütü PKK tarafından kaçırılan Müslüm Altıntaş'ın babası Şevket Altıntaş, sürekli 'yapılacak, edilecek' lafları duyduklarını ancak kendilerinin laf cambazlığı değil, icraat istediklerini söyledi. "O benim oğlum; sizin oğlunuz değil." diyen Altınbaş, "Bizi enayi yerine koymasınlar. Biz, bile bile yutuyoruz. Ben kendimi gerçekten yakmayı düşünüyordum." dedi.

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, terör örgütü PKK'nın kaçırdığı asker ve polislerin ailelerini Meclis'te CHP Grup Yönetim Salonunda kabul etti. Astsubay Semih Özbey'in babası Gürsel Özbey, polis memuru Vedat Kaya'nın babası Şeyhmus Kaya, abisi Asaf Kaya, annesi Emine Kaya; Diyarbakır-Bingöl yolunda terör örgütü PKK tarafından kaçırılan polis memuru Sedat Yabalak'ın eşi Burcu Yabalak, annesi Ünzile Yabalak; asker Müslüm Altıntaş'ın babası Şevket Altıntaş ve annesi Songül Altıntaş, görüşmede hazır bulundu. Ailelerin feryatları, duygusal anlar yaşattı.

Kaçırılan Astsubay Semih Özbey'in babası Gürsel Özbey, "Sizin çocuğunuz bir saat eve geç gelse ne olurdunuz?" diye sordu. Bunun siyasi malzeme olarak kullanılmamasını isteyen Özbey, "Evde gülmek yasak, tebessüm etmek dahi yasak. Bizim bu çektiğimiz acı nedir? Lütfen bir araya gelip bizi bu mağduriyetimizden kurtarın. Bizim artık dayanacak gücümüz kalmadı. Ya bir yerden kendimizi atmak ya da kendimiz yakmaktan başka bir şeyimiz kalmadı. Artık ne yapacağımızı şaşırdık." diye konuştu.

Polis memuru Vedat Kaya'nın babası Şeyhmus Kaya ise "5 aydır çocuğumuz yok. Kendi memleketimizde, Lice'de esir düşüyoruz. Ne suçu var; biz ne suç işlemişiz? 5 ay değil, bir odaya iki gün çocuğunuzu kapatın bakalım ne olacak? O polis sizler için gidip geliyor, milleti koruyor." ifadelerini kullandı.

"19 YAŞINDA OLABİLİR AMA O BENİM KÜÇÜK MÜSLÜM'ÜM"

Müslüm Altıntaş'ın babası Şevket Altıntaş da sürekli 'yapılacak, edilecek' lafları dinlediklerini anlatarak, "Laf cambazlığı değil, biz icraat istiyoruz. Sağlığım meydanda. Ayda 5-6 defa ambulansla hastaneye gidiyorum. O benim oğlum; sizin oğlunuz değil. Bizi enayi yerine koymasınlar. Biz, bile bile yutuyoruz. Ben kendimi gerçekten yakmayı düşünüyordum." şeklinde konuştu.

Annesi Songül Altıntaş da söyleyecek kelime bulamadığını ifade ederek şöyle konuştu: "Bize kimse yardımcı olmuyor. Başbakan, Cumhurbaşkanının haberi var; bu çocukları kurtaramıyorlar mı? Bu kadar Türkiye'nin gücü yok mu asker, polisleri kurtarmaya? Niye kimse çaba göstermiyor? Yeter artık dayanamıyoruz. Bu çocukları bıraksınlar. Devlete hizmet etsinler diye gittiler, karşılıkları bu mu oluyor? 19 yaşında olabilir ama o benim küçük Müslüm'üm. Bu çocukları kurtarsınlar. Kimsenin evladı, vicdanı, merhameti yok mu; el atmıyor. Kimse el atmıyorsa; polis askerden yardım istemesin."
CİHAN
22 Aralık 2015 11:46
DİĞER HABERLER