Çözüm süreci

Çözüm süreci -Akil İnsanlar İç Anadolu Bölgesi Heyeti Başkanı Taşgetiren: -"Silahlı siyaset hiç bir biçimde meşru olamaz" -Hilal Kaplan: "Benim gözlemim; en azından görüştüğümüz ve sözünü dinlediğimiz insanlar bağlamında yüzde
KONYA (A.A) - Akil İnsanlar İç Anadolu Bölgesi Heyeti Başkanı Ahmet Taşgetiren, silahlı siyasetin hiç bir biçimde meşru olamayacağını söyledi.
     Taşgetiren, heyetin Konyadaki temaslarının ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, Konya halkının "kan dursun, Türkiye bu sıkıntıdan kurtulsun" temennisinde bulunduğunu dile getirdi.
     Ziyaret ettikleri şehit ailelerinin birtakım hassasiyetleri ve bazı kaygılarının bulunduğunu gördüklerini anlatan Taşgetiren, şöyle konuştu:
     "Şehit aileleri bu sürecin nasıl olduğunu, nasıl işlediğini bizlere soruyorlar. Biz bildiğimizi bu noktada ifade ediyoruz. Yani hiç kimsenin bu memlekette silahlı dolaşması, devlet dışında söz konusu olamaz. Bir hak olamaz. Silahlı siyaset hiç bir biçimde meşru olamaz. Dolayısıyla silahların bitirilmesi başka bir şeyi gerektirmiyor. Yani örgüt, en başında da belki o örgütün başından beri kurucusu olan kişi, silahla hiç bir yere varılamayacağını açık, seçik ifade ediyor. Bundan sonra oradan yapılan açıklamalar, demokratik zeminde herkes düşüncesini ifade etsin. Bu herkesin temennisi. Şu anda Türkiyede demokratik zeminde herkes düşüncesini ifade ediyor. Bu memlekette herkes özgürce bir hayat yaşasın, inanç, düşünce, etnik ayrım olmaksızın, özgürlüklerden istifade etsin. Şu anda mesela anayasa çalışmalarının amacı niteliğinde Türkiyenin çözülmesi gereken sorunları var mı- Tabii ki var, bunu bütün insanlarımız da ifade ediyor. Kürt vatandaşlarımızın da sorunları var. Bunları da hükümet ifade ediyor ama bunlar hiç bir biçimde silah devrede olarak çözülmesi söz konusu olmayan hadiseler."
    
     -"Meclis iradesi bütün iradelerden daha üstündür"-
    
     Heyet üyesi Prof. Dr. Erol Göka ise Konyadaki çalışmalardan memnun olduklarını, heyet olarak vazifelerinin sulh sükunu sağlayacak zeminin oluşmasına yardım etmek olduğunu ifade etti.
     Sadece Meclisteki siyaset diliyle bu çok derin ve köklü sorunun bir anda çözümünün mümkün olmayacağını ve hatta kutuplaşmanın artabileceği tehlikesinin bulunduğunu aktaran Göka, şunları söyledi:
     "O nedenle halkın kendi görüşlerine de başvuran bir takım insanların biraraya gelip, aklın mayalanması için bir ara durak oluşturulması lazımdı. Yoksa bizim heyetimiz karar alıcı bir heyet değil, karar tabii ki Meclisindir ve Meclis iradesi bütün iradelerden daha üstündür. Halkın görüşlerinin ne olduğunu, ne gibi kaygılar, endişeler olduğunu, ne gibi öneriler olduğunu iletmek üzere biz bu görevi kabul ettik. Misyonumuz budur asıl olarak. Yoksa bazılarının sandığı gibi ikna etmek falan değil. Sulh sükun talebinden başka bizim de kafamızda netleşen bir durum yok. O yüzden biz çalışmamızı sulh sükuna odaklamış vaziyetteyiz."
    
     -"Bundan sonra sulh için dua vakti"-
    
     Heyettekilerden Hilal Kaplan ise iki gün boyunca binden fazla kişiye hitap ettiklerini, yüzden fazla insana söz verme imkanına sahip olduklarını ve yaklaşık 20 sayfa not tuttuğunu bildirdi.
     Halkın görüşlerini birebir alma imkanı bulduklarına değinen Kaplan, sözlerini şöyle sürdürdü:
     Benim gözlemim; en azından görüştüğümüz ve sözünü dinlediğimiz insanlar bağlamında yüzde 90 bandında bir destek var. Bir kesimin, destek vermekle beraber kaygıları var, onları dinledik. Şehit aileleri derneğini ziyaret ettik. Şehit cenazelerinde hep atılan bir slogan vardır. Ortak hissiyatı anlatan. Şehitler ölmez, vatan bölünmez diye. Biz şehitlerin ölmediğine inanıyoruz. Ayeti kerime de bize bunu söylüyor zaten. Onların makamının dünyevi olan her şeyden çok daha yüksek olduğuna inanıyoruz. Yani bu dünyada her ne oluyorsa onların makamını zaten etkileyecek bir şey yok. Vatan bölünmez kısmı da; şu anda geldiğimiz noktada bölücü başı denilen kişi ve bölücü örgüt denilen örgütün net bir mesaj verdiğini görüyoruz. Sulh olması için... Bu bölücülük amacından vazgeçtiklerini çok yüksek perdeden söylediklerini görüyoruz. Tabii ki o kaygılar da meşru kaygılar. O yüzden teyakkuzda olalım ama daha fazla cenaze evi artık bu topraklarda kurulmasın diye destek olmaya çalışalım. Bundan sonra sulh için dua vakti."
    
     Muhabir: Emrah Yaşar
     Yayıncı: Ahmet Kayır
15 Nisan 2013 14:30
DİĞER HABERLER