'Çözüm süreci'ni bitirmeye gerekçe olarak gösterilen Ceylanpınar'da 2 polisin şehit edilmesi olayıyla ilgili olarak önemli bir gelişme yaşandı. Evde bulunan şüpheli parmak izleri, sanıklarınkiyle eşleşmedi.
Ceylanpınar’da şehit edilen 2 polise ilişkin davada, Şanlıurfa Emniyeti’nin detaylı olay yeri inceleme tutanağı 10 Mart tarihinde mahkemeye sunuldu. Evrensel gazetesinden Tamer Arda Erşin'in haberine göre, raporda, polislerin şehit edildiği evde tespit edilen parmak izleriyle, davada yargılanan 9 sanığın parmak izlerinin eşleşmediği ortaya çıktı.
Şanlıurfa'da, 20 Temmuz 2015 tarihindeki Suruç Katliamı’ndan sonra 22 Temmuz tarihinde polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar evlerinde ölü bulunmuştu. Yumuşak ve Acar’ın kafalarından vurularak şehit edildikleri tespit edilmişti. Cinayetin susturucu silahla gerçekleştirildiği belirlenmişti. Bu olaydan sonra hükümet, 'çözüm süreci'ni bitirmiş, ardından operasyonlar başlamıştı.
HALA 4 KİŞİ TUTUKLU
Cinayete ilişkin Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 4’ü tutuklu, 9 sanık bulunuyor. Davanın 4. celsesinde ilginç detaylar ortaya çıktı.
Şanlıurfa Emniyeti polislerin öldüğü evdeki detaylı olay yeri inceleme raporunu 10 Mart 2017 tarihinde mahkemeye yolladı. Davada yargılanan 9 sanığın parmak izleri, cinayetin gerçekleştiği evdeki parmak izleriyle karşılaştırıldı.
Raporda sanıkların parmak iziyle, evden çıkan parmak izlerini uyuşmadığı belirtildi.Davada cinayeti işlediği ileri sürülen Ö.K’nin polislerin kaldığı dairenin karşısındaki boş dairede parmak izi bulunmuştu. Ö.K. arkadaşı M.A’nın evlendiğinde oturmak için bu daireyi kiraladığını, düğünden 1 hafta önce temizlemek için daireye gittiklerini söylemişti.
Ö.K. arkadaşı M.A. ve M.A’nın ağabeyi L.A. uzun süren tutukluluğun ardından 8 Kasım 2016 tarihinde tahliye edilmişlerdi. Cinayete yardım ettiği ileri sürülen M.C.Y., Sedat A., Hüseyin A. ve Hasan A. ise halen tutuklu bulunuyor.
POLİSLER ÇELİŞKİLİ İFADE VERMİŞTİ
Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesiyle ilgili davada, öldürülen polislerden Okan Acar’la cinayetten bir gün önce beraber olan polisler E.G. ve M.D’nin ifadelerinde de çelişkiler ortaya çıkmıştı.
E.G’nin ev arkadaşı olan M.D. ifadesinde, olayı E.G’den sabah saat 8.40’ta öğrendiğini söyleyerek, “Bizim mesaimizin 09.00’da başlaması gerekiyorken, ev arkadaşım polis memuru E.G. o sabah saat 8.40 civarlarında telaşlı bir şekilde evin içinde koşuşturmaya başladı, ne olduğunu kendisine sorduğumda rahmetli Okan ve Feyyaz’ın intihar ettiğini söyledi” demişti.
E.G. ise 2 Ocak tarihinde verdiği ifadede ev arkadaşı M.G’den hiç bahsetmemiş, ev arkadaşı olarak 3. bir polisin ismini vermişti. E.G’nin 25 Temmuz 2015 tarihinde de ifadesine başvurulmuş, 22 Temmuz günü saat 10.05’de bir arkadaşının kendisini arayarak “Okan’ların oraya gel” dediğini, evinin önünde beklerken, binanın altında bulunan bakkalın 2 polisin intihar ettiğini söylediğini belirtmişti.
E.G. daha sonra olay yerine gittiğini söylemişti. E.G’nin. TEM’deki ve mahkemedeki ifadelerinde, ev arkadaşı M.D’den hiç bahsetmemesi dikkat çekmişti.
İHBAR ASILSIZ ÇIKTI
Davada, 7 sanığın tutuklanmasına neden olan ihbar da asılsız çıkmıştı. İhbarı yaptığı ileri sürülen T.B. mahkemedeki ifadesinde, “Kimlik bilgilerim kullanılarak benim adıma 10 adet hat çıkarılmış, söz konusu numarayı ben kullanmadım. Söz konusu ihbarı da ben yapmadım” demişti.
Ayrıca cinayetin soruşturmasını yapan 19 polis ve kovuşturma aşamasındaki ilk hakim, 15 Temmuz sonrasında meslekten uzaklaştırılmıştı. Mahalleden ifadesi alınan bir tanık da, ölen iki polisin o akşam eve 2 arkadaşlarıyla birlikte geldiğini söylemişti.