Zamlara, Cumhur İttifakı ortağı BBP Genel Başkanı Destici de tepkili. "Kabul edilebilir ve hakkaniyetli bir düzenleme olmamıştır" diyen Destici, "Zamlarla ya da kemer sıkarak ekonomiyi düzeltmek sıradan ekonomi yöneticilerinin de yapabileceği şeylerdir" dedi.
Seçimlerden sonra AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oluşturduğu yeni ekonomi yönetiminin attığı adımlar, Cumhur İttifakı ortaklarının da tepkisini çekiyor.
Önce emeklilerin birçoğunun maaşının artmayacağı kalanların da az bir artış alacağı zam düzenlemesine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tepki göstermişti. Bahçeli’nin zammın artırılmasına yönelik talebi ise karşılıksız kaldı.
DESTİCİ TEPKİLİ
Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan kararla, akaryakıt ve doğal gazdaki vergi oranlarının artırılması da tepki çekti. Akaryakıtta ÖTV tutarları arttı. 6 liralık artış gece yarısından itibaren pompa fiyatlarına yansıdı. İstanbul'da benzinin litresi 28.05 liradan 34.05 liraya, motorinin litresi ise 26.32 liradan 32.32 liraya yükseldi.
Cumhur İttifakı ortağı BBP lideri Mustafa Destici, yaptığı açıklamada benzin ve motorinde ÖTV vergisinin artırılmasına tepki gösterdi. Destici “Akaryakıt ürünlerinden alınan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV)’nin %200 üzeri yükseltilmesi kabul edilebilir ve hakkaniyetli bir düzenleme olmamıştır” dedi.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, benzin, motorin ve LPG’ye gelen ÖTV zamlarına tepki gösterdi.
Destici, Twitter hesabından şu paylaşımda bulundu:
“Akaryakıt ürünlerinden alınan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV)’nin %200 üzeri yükseltilmesi kabul edilebilir ve hakkaniyetli bir düzenleme olmamıştır.
ÖTV dolaylı bir vergi düzenlemesidir. Yani yoksulla zenginin, geliri düşük olanla yüksek olanın aynı oranda ödediği vergidir. Akaryakıta bu denli zam yapmak yerine mesela, doğalgazda geliri yüksek olanlara uygulanan sübvanse (yüz milyarca TL) ile siyasi partilere verilen milyarlarca TL hazine yardımı kaldırılabilirdi.
Ekonominin şöför mahallinde oturanlar kolaycılığa kaçarak, çözümü dolaylı vergilerde bulup faturayı dar gelirli ve üretici ile yüksek gelirlinin sırtına aynı oranda yüklememelidir. Bu doğru ve hakça değildir. Ayrıca bugüne dek yapılan tüm iyileştirmeleri de değersiz kılmaktadır.
Zamlarla ya da kemer sıkarak ekonomiyi düzeltmek, bütçe açıklarını kapatmak sıradan ekonomi yöneticilerinin de yapabileceği şeylerdir. (Nitekim 70’li ve 90’lı yıllarda Türkiye’de sıkça uygulanmıştır)
Dünya ekonomi çevrelerinin itibar ettiği ya da ağırlıkları olduğu söylenen isimler iş başında ise o vakit daha konforlu ve can yakmayacak çözümler beklemek vatandaşımızın en tabii hakkıdır.”