Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül'ün MİT TIR'ları soruşturması kapsamında tutuklanmasına tepkiler sürüyor.
Meslek örgütü temsilcileri, politikacılar, gazeteciler ve vatandaşlar kararı protesto etmek için Cumhuriyet önüne yürüdü. Yapılan açıklamalarda basın özgürlüğüne vurgu yapıldı.
Grup, Cevahir Alışveriş Merkezi önünden sloganlarla Cumhuriyet önüne kadar yürüdü. Yürüyüşe katılanlar arasında, CHP Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu, CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, TGC Başkanı Turgay Olcayto, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, gazeteciler Sedat Ergin, Murat Yetkin, Kadri Gürsel, Nedim Şener, Ceyda Karan, Utku Çakırözer, akademisyenler Mümtazer Türköne, Koray Çalışkan, Pak-İş Başkanı İsmail Topçuoğlu, Cumhuriyet çalışanları, yerli ve yabancı çok sayıda gazeteci de vardı.
Gazete önünde bir araya gelen grup adına açıklamayı Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Sözcüsü Kadri Gürsel yaptı.
Kadri Gürsel, Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasına tepki göstererek "İki değerli ve cesur meslektaşımız, Suriye'deki iç savaşın bir tarafına kamyonlar dolusu silah gönderildiğini belgelediler diye, askeri ve siyasi casuslukla, terör örgütü üyeliği ile ve devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamakla suçlanıyorlar. Bu ithamlar her türlü hukuk, akıl, izan ve vicdan ölçüsünü iğfal etmektedir. Can Dündar ve Edem Gül, ne yasal ne de meşru olan bir dış politikanın en karanlık yüzlerinden birini teşhir ederek vatandaşların kendilerin gizlenen gerçekler hakkında bilgilenmesini mümkün kılmışlardır." ifadelerini kullandı.
"Türkiye'de basın özgürlüğü yoksa demokrasi de yoktur" diyen Gürsel, "İktidar Can Dündar ve Erdem Gül'ü hapse atarak gazetecilik faaliyetini bir suça indirgemiştir. Gazetecilik suç değildir, uygar insanın temel ihtiyacıdır.Burada Cumhuriyet gazetesinin önünde gazeteciliğe yapılan son saldırının siyasi sorumlularını Can Dündar ve Erdem Gül'ü bir an önce serbest bırakarak Türkiye'ye daha fazla zarar vermekten vazgeçmeye çağırıyoruz."
SINIR TANIMAYAN GAZETECİLER: BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDEKİ GERİLEME TAHAMMÜL SINIRLARINI AŞTI
Sınır Tanımayan Gazeteciler Genel Sekreteri Christopher Deloire de eyleme destek verdi. Sınır Tanımayan Gazeteciler adına konuşan Deloire, "Size uluslararası bir dayanışmayı ifade etmeye geldim. Sınır Tanımayan Gazeteciler 17 Kasım'da Strasburg'da, Cumhuriyet'e, yaptığı cesur ve nitelikli yayıncılık, medya özgürlüğüne örnek davranışından dolayı 2015 basın özgürlüğü ödülünü verdi." dedi.
Deloire, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye'de medya özgürlüğü güçlü şekilde alan kaybediyor. Basın özgürlüğü yaygın bir gerileme içinde. Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke içinden 149. sırayı işgal ediyor. Bu gerileme artık tahammül sınırlarını aştı. Bu gerilemeye artık dur demeliyiz. Sınır Tanımayan Gazeteciler AB'ye, AB'ye üye ülkelere Türkiye'de medya özgürlüğüne, medya çoğulculuğuna artık saygı gösterilmesi için yetkileri tavır almaya ve bugün Brüksel'de gerçekleştirilecek AB-Türkiye Zirvesi'nde yetkilileri medya özgürlüğüne tavır almaya çağırdık ve çağırmaya devam edeceğiz."
CAN DÜNDAR VE ERDEM GÜL'ÜN MEKTUBU
CAN DÜNDAR
Bu arada, eylemde Can Dündar ve Erdem Gül'ün Sİlivri'den yazdıkları mektuplar da okundu. Mektuplar şöyle:
Sevgili Meslektaşlarım...Silivri'deki ilk gecemde televizyonum yoktu. Tatsız bir karanlığa yapayalnızdım. Ertesi gün televizyon verdiler. Açtım, sizleri gördüm. Özgürlük diye haykıran sesiniz doldurdu hücremi. Işığınızla aydınlandım. Yapayalnız da olsam yürümeye kararlı olduğum bu yolda yapayalnız olmadığımı gördüm.
Hücrem sizinle dolu, öylesine kalabalık şimdi. Bugün de sesinizi duyuyor olacağım. O ses, bu dayanışma tutsak gazetecileri dışarıya, Türkiye'yi aydınlığa çıkaracak. Hepinizi sevgiyle selamlıyorum.
Can Dündar, Silivri
ERDEM GÜL
Dışarıdaki arkadaşlara;
Hapiste 2. günümü şu saatler itibariyle tamamlamış durumundayım. Yani cezaevinde hiyerarşik olarak yükselme havalarındayım. Yani mahpus olarak kıdem basıyorum. Bütün mesaimi usta bir mahpus olmaya verdiğim için siz dışarıdakilerin halini o kadar çok almayacağımı kabul edersiniz.
Örnek vereyim. Dün akşam saatlerinde televizyonumuz gelmişti, orada gördüm. Bizim için basın açıklaması yaparken gaz yemişsiniz. Şimdi çok üzüldüm desem, bana "Bekara karı boşamak kolay" yanıtı vermeniz doğal olur, çünkü burada gaz yok.
Tutuklanmamıza ve casus olma ihtimalimize çok sevinen gazetecilerle de siz uğraşacaksınız. Çünkü biz burada başka bir ustalık peşinde çok meşgulüz.
Ama 2 gündür burada beni en çok etkileyen gelişme Tahir Elçi'nin öldürülmesi oldu. Üstelik gazetede bizim tutuklanışımızı eleştiren sözlerini okuduktan sonra son dakika haberiyle gördüm başına gelenleri. Çok sarsıcı. Büyük bir kayıp. Ama zaten Türkiye çok zamandır hep kaybediyor. Belki bu ödediğimiz bedeller bu kayıpların durdurulmasına katkı yapar diye kendimi de avutmak istiyorum.
Kormayan, umutsuzluğa kapılmadan bir araya gelip sesini yükselten ve ülkenin geleceği için iyi şeyler söyleyen tüm dostlara en içten selam ve sevgiler.
Erdem Gül, A1 Blok, 6. Koğuş, Silivri.