Danimarka'da Başbakan Mette Frederiksen'in Covid-19'la mücadelesi ve milyonlarca vizonun öldürülmesi politikalarının bir anlamda güvenoylamasına dönüştüğü parlamanto seçimlerinin kesinleşmeyen sonuçları, halkın, Sosyal Demokratlar Partisi'ne yeniden hükümet kurma yetkisi verdiğini gösteriyor.
Haziran 2019'da göreve gelen Başbakan Frederiksen liderliğindeki azınlık Sosyal Demokrat hükümeti, salgında toplumu virüsün mutasyonundan korumak için milyonlarca sağlıklı vizonun öldürülmesi emrini verdiği gerekçesiyle eleştirilerin odağındaydı.
TV2 tarafından yayınlanan seçim çıkış anketlerine göre, Sosyal Demokratlar Partisi, yüzde 25 oy oranı ile seçimlerde en yüksek oyu alan parti oldu.
Reuters'ın haberine göre ise Sosyal Demokratlar yüzde 27,5 oy oranıyla yine parlamentonun en büyük grubu oldu.
Bu, 20 yılı aşkın süredir Sosyal Demokratların aldığı en yüksek oy oranı.
Kesinleşmeyen sonuçlara göre sol blok, 179 sandalyeli parlamentoda 87 sandalye elde ediyor; bu da Faroe Adası ve Danimarka'nın egemen bir toprağı olan ve genellikle sol adayları tercih eden Grönland'dan henüz belirlenmemiş iki sandalyenin desteğiyle çoğunluğu elde etmesini sağlayacak.
Danimarka Başbakanı Frederiksen'den 1 Kasım için erken seçim çağrısı
Kıran kırana geçen seçimde, ülkenin büyük yayın kuruluşlarının farklı sonuç tahmini, son ana kadar iktidardaki sol bloğun çoğunluğu koruyup koruyamayacağının sorgulanmasını beraberinde getirdi.
Sonuçlar, 14 partinin yarıştığı seçimlerde, merkez sol ve sağ partilerin, 179 sandalyeli parlamentoda hükümet kurmak için yeterli olan 90 sandalyeye tek başına sahip olmadığını gösteriyor. Bu, koalisyon anlamına geliyor.
Muhalefetteki Liberal Parti lideri Jakob Ellemann-Jensen ise çarşamba sabahı yaptığı açıklamada yenilgiyi kabul etti.
Kesinleşmeyen sonuçlara göre Ellemann-Jensen'in partisi, Meclis'te sahip olduğu mevcut 43 sandalyeden 19'unu kaybetti.