Abonelik sistemini görmezden geldiği için Rekabet Kurulu tarafından uyarıldıktan sonra kendisini lağvetmek zorunda kalan ABC Türkiye Tiraj Denetim Kurulu'nu Danıştay da haksız buldu.
Danıştay, Rekabet Kurulu'nun ABC Türkiye ile ilgili üç yıl önce aldığı 'haksız rekabete neden olduğu için yeniden yapılandırılması' kararına ilişkin yapılan itirazları reddetti. Mahkemenin kararı reklam sektörünü rahatlatırken, yeni bir süreç başlattı. Sektör temsilcileri, Danıştay kararını, abonelik sisteminin hukuken geçerliliğinin kabul edilmesi olarak yorumladı.
Gazete Habertürk yazarı Yavuz Semerci, Danıştay kararının, Rekabet Kurulu'nun hukuka aykırı davrandığını iddia edenlerin söylemlerini boşa çıkardığını söyledi. Bu kişilerin yanıldıklarını kabul etmesi gerektiğini ifade eden Semerci, "Yiğit Şardan'ın sektörü kandırmaktan vazgeçmesi ve çıkıp, Rekabet Kurulu kararında kendilerinin haksız olduklarını kabul etmesi gerekiyor." dedi. Medya Derneği başkanı Salih Memecan da Danıştay'ın kararını olumlu bulduklarını dile getirdi. Reklam Verenler Derneği Başkanı Ahmet Pura ise, "Bizim önceliğimiz ölçülebilirliği sağlamak." diye konuştu. Pura, reklam verenler olarak her türlü ölçümü desteklediklerini belirterek, ölçülemeyen bir mecraya yatırım yapmak istemediklerini vurguladı. "ABC'nin lağvedilmesinden sonra sektör olarak tiraj rakamlarını denetleyemiyoruz. Herkesin kendi beyanlarına inanmak suretiyle hareket ediyoruz, sektörde kaos var." şeklindeki açıklamalarla tartışma başlatan Reklamcılar Derneği Başkanı Yiğit Şardan'ın (eski ABC Türkiye Başkanı) Danıştay kararının ardından yapacağı açıklama merakla bekleniyor.
YAVUZ SEMERCİ (Gazete Habertürk yazarı):
Şardan, açıklama yapmazsa yanıltan insan konumuna düşer
Danıştay kararı, Rekabet Kurulu'nun aldığı kararın hukuka uygun olduğunu gösteriyor. Bu noktada yapılması gereken şey; sektörün tüm oyuncularının bir araya gelerek tek elden, güvenilir bir denetim sisteminin kurulmasını sağlamak. Çünkü her şirketin kendine ait bir denetim şirketi olması, sektördeki dağınıklığı toparlamıyor, güvenilirliği artırmıyor. Konuyu Rekabet Kurulu'nun gördüğü eksiklikleri giderecek şekilde yeniden dizayn etmek gerekir. Bundan sonra aynı nitelikte bir tiraj denetim sistemi Türkiye'de hukuken mümkün değil. Yiğit Şardan'ın çıkıp "Rekabet Kurulu'nun düzeltin dediği şeyleri hukuka aykırı, ticaretin ruhuna aykırı bir şey olarak değerlendirdik, bunu yargıya götürdük, yargı da aksine bizim yanıldığımız yönünde karar verdi, Rekabet Kurulu'nun yaklaşımı doğruydu." demesi gerekiyor. Bir özür dilemesine gerek yok ama sektörü kandırmaktan vazgeçmesi ve kamuoyuna açıklama yapması gerekiyor. Bunu yapmazsa sektörü yanıltan insan konumuna düşer.
SALİH MEMECAN (Medya Derneği Başkanı):
Yargının abonelik sistemini kabul etmesi sevindirici
Dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde gazetelerin önemli oranda satışı abonelik sistemiyle oluyor ve bu, bir şekilde ölçülüyor. Dolayısıyla reklam pastasının dağıtımında da etkisi oluyor. Türkiye'de de aynı yöntemleri uygulayarak aynı şekilde ölçümünü yapıp reklamların dağıtılması gerekiyor. Abonelik sisteminin geçerliliğinin olması gerekiyor. Danıştay'ın verdiği kararla, abonelik sisteminin geçerli bir satış yöntemi olmasının yargı tarafından kabul edilmesi sevindirici.
AHMET PURA (Reklam Verenler Derneği Başkanı):
Bizim önceliğimiz ölçülebilirliği sağlamak
Danıştay bir karar vermişse doğrudur. Bugüne kadar ölçüm kavgalarından sektörün psikolojik kaybı çok büyük oldu. Biz reklam verenler olarak her türlü ölçümü destekliyoruz. Bu konuda taraf olmayacağız. Bizim tek dikkat ettiğimiz nokta, ölçülebilirliği sağlamak. Reklam verenler olarak ölçülemeyen bir mecraya yatırım yapacak durumda değiliz.
ERHAN BAŞYURT (Bugün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni):
Yeni yapıda gazetelere adil temsil hakkı verilmeli
Tiraj denetimleriyle ilgili belirsizlik sürdüğü müddetçe, reklam pastasından tirajları ile orantısız şekilde reklam alanlar faydalanıyor. Rekabet Kurulu'nun yaklaşık 9 maddelik uyarı listesini de içeren, gazetelere daha adil temsil hakkı veren dernek ya da yapının oluşmasıyla çözüme gidilebilir. ZAMAN