Nesin'e göre darbenin üzerindeki en büyük soru ve kuşku işareti, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “bombalanan” Meclis’i yok sayıp dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile MİT Müstaşarı Hakan Fidan’ın, Darbe Soruşturma Komisyonu tarafından dinlenmesine izin vermemesi:

"Darbe, gerçekten Erdoğan’ı tehdit eden bir girişim olsaydı, 15 Temmuz’un iki kilit isminin Meclis tarafından dinlenilmesinde bir sorun olmazdı. Ancak Erdoğan ve AKP, büyük ihtimalle 15 Temmuz ile ilgili gerçeklerin ve tutarsızlıkların ortaya çıkmasından endişe ettiği için bu iki ismin ifade vermesini engelledi."

"Bu tablo karşısında Hulusi Akar’ın o gece nasıl bir rol oynadığı sorgulanamadığı gibi, kendi ağzından 15 Temmuz’un hikayesini anlatmasına fırsat verilmedi. Darbe girişimcilerinin MİT Müsteşarı’nı kaçıracakları iddiası vardı ama Hakan Fidan 15 Temmuz’un en kritik saatlerine Diyanet İşleri Başkanı ile yemek yiyor, belki de camilerden okunacak sela işini programlıyordu."

Ahmet Nesin’e göre, darbenin kilit isimlerinden biri emekli general ve AKP milletvekili Şirin Ünal. Ünal, darbe girişimini bir buçuk ay önceden Erdoğan’a bildirmekle kalmamış; o gece İstanbul Atatürk Havalimanı’nda uçuş güvenliğine de nezaret etmiş. O da darbenin karanlık yüzlerinden birini temsil ediyor.

Peki, Rusya’nın darbede parmağı var mı? Ahmet Nesin’in görüşüne göre kesinlikle var. Nesin, 15 Temmuz gecesi Türkiye karasuları ve Boğazlar yakınındaki Rus denizaltı ve casus gemilerine dikkat çekiyor ve Vatan Partisi mensubu emekli generallerin aylar öncesinden Rusya ile yakınlaşma hamleleri başlattığını ve Moskova’yı ziyaret ettiğini hatırlatıyor:

"15 Temmuz’un en önemli sonuçlarından birinin Türkiye’yi Rusya eksenine daha da yaklaştırma ve NATO’dan uzaklaştırma olduğuna göre, bu boşa atılacak bir teori gibi görünmüyor. Avrasyacı ekibin Silahlı Kuvvetler’de egemen hale gelmesi ve neredeyse İngilizce bilen her subayı F..’cü diye tasfiye etmesi de bunun bir göstergesi."

Ekonomik kriz, Erdoğan-Avrasyacı ittifakını kırar mı? Nesin’in düşüncesine göre, evet. Türkiye’nin içine girdiği derin ekonomik krizden başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Batı’nın desteği olmadan çıkması mümkün görünmüyor. Türkiye yeniden 70 cente muhtaç günlere dönüyor. Bankalar sıkıntıda, sanayici sıkıntıda.