Davutoğlu: Bildirideki provokatif dil fikir özgürlüğü ile değerlendirilemez

Başbakan Ahmet Davutoğlu, TÜBİTAK'ta AR-GE Reform Paketi tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, 1128 akademisyenin 'Suça ortak olmayacağız" başlığıyla imzaladığı bildiriye tepki gösterdi ve "Açıkça ifade ediyorum, bu bildirideki provokatif dil, fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez." dedi.

Davutoğlu bildiriyi imzalayan akademisyenlere tepkisini şu sözlerle dile getirdi:

"Bu akıl dışı bildiriye imza atanların kendilerini muhasebeye çekmelerini, tekrar baktıklarında hicap duyacaklarına inanıyorum. Bizler terörle mücadele derken, bir taraftan DEAŞ'la bir tarafta lojmanlarda bebek katleden bölücü terör örgütüyle mücadele ederken akademisyenlerimizin böyle bir bildirgeye imza atmış olmaları üzüntü veriyor.
Açıkça ifade ediyorum, bu bildirideki provokatif dil, fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. Bildiriyi okudum. Kafamı ellerimin arasını alarak düşündüm ve anlamaya çalıştım. Böylesine tek yanlı, terörü mazur gören bir yaklaşımın nasıl sergilenmiş olduğunu ciddi bir şekilde düşünmek. Bir akademisyen olarak soru yöneltmek istiyorum.

Biz de barış ve demokrasi istiyoruz. Ben babamdan kalan miras ya da maddi imkanlarım dolayısıyla burada değilim. Milletimiz bize bu emaneti verdiği için huzurunuzdayım. ABD'de, AB'de aydınlar çıkıp, mesela aydınlar çıkıp silahlı bir grubun o bölgenin sokaklarını barikatlarla, çukurlarla kazması halinde aydınların 'Bırakınız bunu yapsınlar, niye dokunuyorsunuz?' der mi? Herkesin samimi ve dürüst olması lazım.

İkinci sorum, çatışmalar dursun demek eğer devlet bu sokaklardan çekilsin, terör uygulayan bir örgütüne terk etsin diyorlarsa sadece Başbakan olarak, bu ülkenin vatandaşı ve akademisyen olarak diyorum ki, hiçbir örgütün böyle bir hakimiyet kurmasına izin vermeyeceğiz, vermemiz de mümkün değildir. Aydın olmak, demokrasiyi savunmak, önce demokratik yöntemleri savunmakla olur. Seçim ve parlamento dışında kimse herhangi bir yönetim biçimi ilan edemez.

Daha bugün geceyarısı, emniyet ve lojmanları hedef alan biri 5 aylık olan, 5 sivil ve bir emniyet görevlisini katleden bir terör örgütüne niçin sıralanıyorsunuz. 5 aylık bebeğin ne suçu vardı? Hayatı boyu her türlü eleştiriyi kutsal kabul etmiş bir akademisyen olarak soruyorum. Hiç kimseye hiçbir fikri dayatmamış, her türlü çoğulcu düşünceyi savunmuş bir bilim adamı olarak soruyorum. Burada iki ihtimal var. Bir metin görüyorsunuz, Türkiye'de bu operasyonlar boşlukta başlamadı. Geçen sene Kobani olaylarından sonra bazı tedbirleri almak zorunda kaldık. Terör örgütüne hiçbir şey söylemeyen bu bildiriye imza atanlara soruyorum. Ya terör örgütünü destekliyorlar ya da Türkiye'nin gerçekliğinin farkında değiller. Terör örgütünün eylemlerini benimsiyor musunuz? Her türlü eleştiriye cevap vermeye hazırım ama akademisyen olmak aynı zamanda sorulara cevap vermeyi gerektirir. Net olarak soruyorum. Bildirinizde terör örgütünden tek bir kelime bahsetmiyorsunuz. 5 aylık bebeği öldüren terör örgütünün yöntemlerini benimsiyor musunuz? Öylesine bir örgüt ki, Stalinist, 'Benim olduğum yerde benden başka kimse olamaz' diyen bir örgütle karşı karşıyayız." CİHAN
14 Ocak 2016 12:00
DİĞER HABERLER