Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 2018'deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Abdullah Gül'ün ortak adaylığına ilişkin tartışmalara dair, "Sayın Babacan ve Sayın Beşir Atalay bana da gelerek sayın Gül'ün böyle bir düşüncesi olduğunu ve üç partinin ona destek vereceğini ifade ettiler. Ben de kendilerine Cumhurbaşkanına raporlar sunup yanlışlıkları ifade ettiğimi, AK Parti içindeyken bunlar dile getirmeye devam edeceğimi, böyle bir koalisyonun, yani Sayın Gül'ün Cumhurbaşkanı adaylığı üzerine bir ittifakın doğmasına pek ihtimal vermediğimi, ama olsa bile bunun AK Parti içindeyken yapılmasını doğru bulmadığımı söyledim" dedi.
Çağlar Cilara'nın YouTube kanalına konuk olan Ahmet Davutoğlu, 2018 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce Ali Babacan ve Beşir Atalay'ın kendisine gelerek 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı olması konusunda desteğini istediklerini, ancak kabul etmediğini söyledi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Halk TV'de katıldığı programda Tayyip Erdoğan'a karşı muhalefetin Abdullah Gül'ü ortak aday çıkarma projesinin tam göbeğinde olduğunu söylemişti.
"SAPTIRMA VAR"
Konuya ilişkin soruyu yanıtlayan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Herkes kendi yaptığı eylemlerle sorumludur ve o sorulara cevap verir. Sayın Babacan'ın açıklamalarının esasına girmem. O süreçte buradan hareketle Abdülkadir Selvi ve Sayın Cumhurbaşkanının konuyu istismar ederek okları bana da çevirme çabası açık bir şekilde saptırmadır, yalandır. Gazetecilik ahlakına da aykırıdır, siyasi ahlaka da aykırıdır.
"2018'DE RAPOR VERDİM"
"2018'de ben Sayın Cumhurbaşkanıyla 2 uzun konuşma yaptım. Biri ocak ayındadır, kendisine yaklaşık 30 sayfalık bir döküman verdim, ülkede yanlış giden şeyler ve alınması gereken şeylerle ilgili bir rapor sürdüm, 3,5 saat sürdü. Şu anda devlet içinde ve siyasette giden bütün yanlışlıklar o dediğim raporda vardır.
"Sonraki görüşme mart ayında oldu. Tam ittifak ihtimalleri ortaya çıktığında da bu tür ittifakların ülkeyi kutuplaştıracağı ve AK Parti'nin doğasını bozacağı konusunda da kendisini uyardım. Nisan ayında Türkiye seçim ayına girince bir takım hareketlenmeler oldu.
"BANA GELİP DESTEK İSTEDİLER, GÜL AK PARTİ İÇİNDEYKEN BU OLMAZ DEDİM"
"Sayın Babacan ve Sayın Beşir Atalay bana da gelerek sayın Gül'ün böyle bir düşüncesi olduğunu ve üç partinin ona destek vereceğini ifade ettiler. Ben de kendilerine Cumhurbaşkanına raporlar sunup yanlışlıkları ifade ettiğimi, AK Parti içindeyken bunlar dile getirmeye devam edeceğimi, böyle bir koalisyonun, yani Sayın Gül'ün Cumhurbaşkanı adaylığı üzerine bir ittifakın doğmasına pek ihtimal vermediğimi, ama olsa bile bunun AK Parti içindeyken yapılmasını doğru bulmadığımı söyledim.
"GÜL'LE DE GÖRÜŞTÜM"
"Sayın Gül ile bir görüşme yapmamı rica ettiler, Sayın Gül ile de görüştüm. Sayın Gül de bana böyle bir teşebbüs olduğunu ama ortada net bir tablo olmadığını ifade etti. Ben de kendilerine Cumhurbaşkanıyla olan görüşmelerimi, yaptığım itirazları, ülkede yanlış giden şeyleri ifade ettiğimi, şu anda cumhurbaşkanına bu anlamda samimi eleştirilerimizi dile getirmek gerektiğini ifade ettim. O da bir teşebbüs var ama tablo net değil diye konuştu, o orada kaldı.
"3 HUSUSA İŞARET ETTİM"
"Onun üzerine Beştepe'den bazı eleştiriler geldi. Maalesef Sayın Gül'ün çevresinden de sanki o görüşmeyi Sayın Erdoğan'dan bir pazarlık için kullandığım gibi gerçekten beni üzen yorumlar geldi. Ben de yorumlar artınca, Meclis'te bir açıklama yaptım. Bu konuşmada 3 hususa işaret ettim. Sayın Abdullah Gül bizim Cumhurbaşkanımız ve dostumuzdur. Sayın Gül ile görüşürüz, kimseden izin almam, kimseye hesap vermem. Ben AK Parti milletvekiliyken, bu vasfım sürerken herhangi bir oluşumun içinde olmam. AK Parti'nin adayı benim adayımdır çünkü milletvekiliyim dedim. Buradan herhangi bir beklentim olmadığını ifade etmek için de milletvekilliğine aday olmayacağımı ve seçimlerden sonra herhangi bir makam, mevki istemediğimi ifade ettim. Ben hiçbir zaman gizli hesaplar içinde olmadım. İfadelerimi net, açık dile getirdim. Örtülü hiçbir faaliyetin içinde olmadık.
"Peki sonra, işler kötü gidince de, 22 Nisan 2019'da manifesto yayınladım. O manifestoyla Cumhurbaşkanına verdiğim raporlardaki hususlar aynıdır. Özetle benim tutumumum açıktı. Açık bir manipülasyon yapıp beni iki yüzlü bir tavır içine sokmaya çalışıyorlar. Tutumum açık oldu, net oldu, bugün de öyleyim."