Başbakan Ahmet Davutoğlu, 7 Haziran seçimlerinin ardından AK Parti'nin de içinde yer alacağı olası bir koalisyonu kendilerinin yürüteceğini söyledi.
Davutoğlu, "Bu kadar geniş cephe karşısında, 60 yıllık demokrasi tarihinin dördüncü yüzde 40 oy almışız, ülkenin kaderi de bizim elimizde. Soğukkanlı olacağız. 12 yıl iktidarı nasıl yaptıysak başarılı bir şekilde şimdi koalisyonu da ancak ve ancak biz yürütürüz." dedi.
TRT'de Nasuhi Güngör'ün sorunlarını cevaplayan Davutoğlu, koalisyon ihtimalleri ile ilgili görüşlerini aktardı. Davutoğlu, "Cumhurbaşkanımıza istifayı verdim, tekrar görevlendirildim. Bu geçici hükümet falan değil. Bürokrasiye de talimat verdim. Bir tek bürokrat işini aksatırsa, ben de kursam yeni hükümet gelecek, bakan değişebilir, başkası gelebilir diye işini aksatan bürokrat veya yavaşlatan bürokrat veya zamana bırakan bürokrat veya herhangi bir kesim, buna izin verilmeyecektir. Son ana kadar biz görevimizi yapacağız." ifadelerini kullandı.
'SOĞUKKANLI OLACAĞIZ'
Bir tarafta devlet işini yürütürken bir taraftan da Cumhurbaşkanı yetkilendirdiği zaman koalisyon arayacaklarını kaydeden Davutoğlu, şöyle konuştu: "O vakte kadar bütün partilerle, hiçbir alternatifi dışlamadan, hepsi açıklama yaptılar AK Parti ile olmaz türünden. Onların açıklamalarına rağmen söylüyorum ve onların tabanına seslenerek söylüyorum. O gün CHP'ye oy vermiş vatandaşlarım, takdiriniz başımızın üstündedir. Ama CHP'nin takındığı tutuma bakınız, CHP'nin kapıyı kapatma tarzına bakınız. MHP'li kardeşlerim, daha yeni tablo anında kapıları kapatan şu şununla yapsın, bunları dinleriz ama bizim kimle ne yapacağımıza biz karar veririz. Ama biz yokuz diyen bir tablo. Partiler iktidar olmak için vardır. İster koalisyon ister hükümet. Nihayet iktidar olmadan hizmet edilmez. İktidar olmak için de tek parti olamamışsanız koalisyon ihtimali niye kapatıyorsunuz? HDP ise var olan zafer sarhoşluğu içinde kendi şeylerini dikte etmeye çalışıyoruz. Biz ise ne diyoruz. Kurulları işlettim. Balkon konuşmasını yadırgayanlar oldu. Benim şahsi düşüncem vardır. Biz başarılıyız. Bütün teşkilatlara teşekkür de ettim. Bu kadar geniş cephe karşısında, 60 yıllık demokrasi tarihinin dördüncü yüzde 40 oy almışız, ülkenin kaderi de bizim elimizde. Soğukkanlı olacağız. 12 yıl iktidarı nasıl yaptıysak başarılı bir şekilde şimdi koalisyonu da ancak ve ancak biz yürütürüz. Ama bu diğerleri yol kapatmayı denerse, her opsiyonu de düşünürüz. Türkiye'nin çıkarı neyi gerektiriyorsa onu yaparız. Diğer partiler işbirliği yaparsa bunu konuşuruz. Hepsi ile ilgili söylüyorum hiçbiri hiçbir opsiyonu dışlamadan. Ama bu olmuyorsa başka şeylere gerekiyorsa, onlara da açık. Onlar kendi aralarında bir şey yapacaksa ona da açıktır. Bütün bunları değerlendireceğiz. Önemli olan 1 meşruiyet sınırları içinde kalmak, iki samimiyet. Tiyatro oynamaması lazım kimsenin yapıyormuş gibi değil. Ben Her muhalefet partisi görüşmemi samimiyetle ülke çıkarı için ahlaki ilkeler temelinde yapacağım. Her şeyi konuşmaya hazırız. AK partinin temel siyasi ilkelerini ihlal etmeyecek her türlü müzakereyi de açık yüreklilikle kamuoyu önünde yapmaya hazırım."
'KÖŞE YAZARLARI BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZİ DEKLARE EDEMEZ'
Vatandaşların verdikleri bir oyun bile zayi olmaması için çalışacaklarını kaydeden Davutoğlu, "Yani bize rağmen Türkiye'de herhangi birisi kaosa oynarsa karşılarında dimdik dururuz. 'Kaos' gibi bir sözcüğü bile kullanmak istemiyoruz, uzlaşı gerekiyorsa koalisyon için uzlaşıya da hazırız. Ama uzlaşıya kapıları kapatıp, 'Efendim Türkiye'yi bir riske atacak şekilde piyasada oyunlar oynayalım, ekonomiyi dalgalandıralım, bunun üzerinden AK Parti'ye bir darbe daha vuralım, parlamento içinde şu veya bu yolla bir organizasyon yapalım' olmaz. Bizim parlamento grubumuz sadakatini geçmiş 12 yılda çok iyi ispat etmiştir. Yeni arkadaşlarımızın da bu ilkeler tarafında davranacağına hiç tereddüdüm yok. Kırmızı çizgilerimizden çok ahlaki, siyasi ilkelerimiz var. Burada biz şekillendiririz. Bizim adımıza kimse kırmızı çizgi deklare edemez, bizim adımıza kimse parti mensubu da olsa, parti kimliği adına 'Biz şunu yapmayız' veya 'Bunu yaparız', bir köşe yazarı veya şu, bu üzerinden, partinin yetkili organları ve benim dışımda. Çok açık söylüyorum, kimse 'şu ihtimale kapalıyız, şu ihtimale açığız' diyemez. Demesi halinde de itibar edilmemesi icap eder. Ama ahlaki ilkelerimiz, siyasi ilkelerimiz var, bunlar da herkesçe malum." diye konuştu.
'HDP PKK'YA SİLAHLARI BIRAK DEMELİ'
Ardından seçimde barajı geçme başarısı gösteren HDP için de değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, "HDP için mesela, büyük bir şenlik içindeler. Hayırlı olsun yüzde 13. onlar için iyi bir oy, güzel. Şimdi ispat vakti. Şunu ispat vakti, seçim kampanyası döneminde yapmadıklarını şimdi yapmaları lazım. Nişantaşı'nda eğer HDP en yüksek oyu almışsa, İstanbul'un en entelektüel ve orta sınıf burjuvaziden oy almışsa demek ki Marksist, Leninist çizgiden yönünü değiştirip, öyle tek tipçi, PKK anlayışından yönünü değiştirip, tek tipçi Kürt ulusalcılığı gibi söylem yerine, Türkiyelileşmek gibi bir noktaya gidecekse, yapacağı ilk şey şu, 'Ben şiddeti, terörü kabul etmiyorum'. Ben şimdi sayıyorum, koalisyondan hoşlanmıyorum ben ama diyorum ki halk bana bir şey söyledi, koalisyon istemesek de yapacağımız bir şeydir. Şimdi o da PKK'yı seçim döneminde bile kullandılar. Baskı için vesaire. Cemil Bayık açıklamalar yaptı, Kandil'den baskı yaptılar vesaire. Şimdi yeni tabloda dönüp demesi lazım ki 'Ey PKK artık ben meşru bir partiyim, silahları bırak' demesi lazım. Şimdi ben HDP'ye Türkiye'nin özgürleşmesi için bir fırsat gibi bakan bütün aydınlarına, bütün HDP'ye oy vermiş seçmenlerime sesleniyorum, dönün ve HDP'ye şunu söyleyin, 'Ben sana oy verirken barış için verdim, uzlaşma için verdim, şimdi senden silahları bırak demeni bekliyorum'. Eğer bunu demezse HDP, verdikleri ödünç oylar da, bir HDP yetkilisi demişti, 'İhanet etmeyiz', ihanet etmiş olur." ifadelerini kullandı.
Kendilerinin her ne pahasına olursa olsun çözüm sürecini devam ettirdiklerini ve güçleri yettikçe devam ettireceklerini kaydeden Davutoğlu, olası bir koalisyon hükümetinin süreci nasıl etkileyeceğine ilişkin olarak ise "Koalisyonu kiminle, nasıl yapacağımıza bağlı. Çözüm Süreci konusunda HDP'nin de düşünmesi lazım. Vaktinde atmadıkları adımların bugün nasıl şimdi... Şimdi atabilirler adım. Şu anda HDP'nin çözüm sürecine yapacağı en büyük katkı ve bir tek onların elinde. Biz tek başımıza şu veya bu yönde bir şey söyleyemeyiz. Yeni hükümet kurulana kadar söyleriz, ben aynen çizgiyi devam ettiririm. Elimde, aldığım yetkiyi bir saniye bile terk etmedim, sorumluluğu da. Ama ondan sonra yeni koalisyon nasıl olacaksa onlarla konuşacağız hep beraber. Fakat HDP yapabilir. Nasıl yapabilir? 'Ben artık terörün yanında değilim, teröre karşıyım'. Diyarbakır'da 4 vatandaşımız öldürüldü. Hükümet olarak, yani güvenlik tedbirini almak bizim görevimizdir, onun için yarın güvenlik toplantısı yapacağım. Buradan söylüyorum, herhangi bir taşkınlıkla, şu veya bu şekilde meşruiyet sınırı dışına kim çıkarsa her türlü tedbiri alırız, hiç gözünün yaşına bakmayız. Tehdit anlamında söylemiyorum, hukuku uygularız. Ama HDP'nin yapacağı bir şey var, o çok güzel söylemlerle kendini barış sembolü olarak gösteren HDP eş başkanları çıkıp 'Artık PKK silahı bırakmalı' demeliler." dedi.
'AK PARTİ OLMASAYDI LİBERALLER ŞİMDİ DAĞDAYDI'
AK Parti döneminin etkisiyle HDP'nin söyleminin değiştiğini savunan Davutoğlu, "AK Parti döneminin etkisi olmasa bugün böyle ödünç oylarla, liberal takınan birçok HDP'li muhtemelen dağda bayırda başka işlerle meşgul olurlardı. Yani Çözüm Süreci yürümemiş olsaydı. Geçmişte de var, bunu kimseyi itham etmek için söylemiyorum. AK Parti'nin açtığı demokrasi çizgisiyle buraya kadar geldiler. AK Parti bu demokratikleşme ortamını sağlamamış olsaydı, 12 Eylül ya da 28 Şubat dönemine benzer dönemler sürüyor olsaydı, onlar bambaşka yerlerde olurlardı, Marksist, Leninist, ulusalcı bu denklemin içinde bir yerlerde olurlardı. Dönüştürdük. MHP'nin de bu anlamda daha içselleştiği bir dil kullanma arayışının olduğunu görüyoruz. Bunlar güzel. Ama esas itibarıyla neticede nerede durduğunuz önemli. Herkese hitap edip edemediğiniz önemli. Burada şimdi sınav HDP için bir sınav, bu dönüştürücü şeyi kullanabilecek mi? Kullanamaz ve hala PKK terörü üzerinden baskıyla bir siyasi formül, bir şey dayatmaya kalkarsa, bu tabii o zaman tekrar güvenlikçi politikaları karşı karşıya getirir. 'Ben şu bölgede şu kadar oy oranı aldım. Dolayısıyla bu bölge artık şu kimliktedir' dediği anda önce İstanbul'da ona oy veren kendi seçmeni karşı çıkar. 'Çünkü ben İstanbul'da yaşıyorum, sen nasıl ayrılıkçı bir şey takip ediyorsun' der. Çünkü İstanbul'da da oy aldı HDP. Böyle bir ayrılıkçı dilin artık karşılığı olmaması lazım." şeklinde konuştu.
CİHAN