Davutoğlu'ndan gecikmeli ama sert tepki: Akıl hocaları 28 Şubat artıkları

Mersin Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan operasyonda, örgüt dokümanı olarak Hadis ve Tefsir kitaplarının gösterilmesine Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu gecikmeli de olsa sert tepki gösterdi.
“Biz böyle acı manzaraları en son 28 Şubat’ta görmüştük. Daha düne kadar mitinglerde halka Kur’an-ı Kerim gösterenler neden şimdi sessiz?” diye soran Davutoğlu, “Bu iktidarın akıl hocaları 28 Şubat artıkları olduğu için yıllar sonra yeniden 28 Şubat sahnelerini görmeye başladık.” ifadesini kullandı.
 
Bu durumun iktidarın keyfi yönetiminin polisteki tezahürü olduğunu aktaran Davutoğlu, “Bu açık bir şekilde, tıpkı 1990’lardaki gibi, terörle mücadele kılıfı altında hukukun ve adaletin lime lime edilmesidir. Hukuk Devletinde bir yetkili, bir memur veya bir bakanın, suç işlemiş veya işlememiş vatandaşlara karşı kullanacağı dilin sınırlarını kanunlar çizer. Ama siz açık bir şekilde kanun tanımayacağınızı ilan ediyorsanız hukuk devleti kuralları dışında bir yönetime geçtiğinizi de ilan ediyorsunuz demektir.” açıklamasın yaptı.

Davutoğlu’nun konuyla ilgimi açıklamalarının satır başları özetle şöyle;

“Bu iktidarın akıl hocaları 28 Şubat artıkları olduğu için yıllar sonra yeniden 28 Şubat sahnelerini görmeye başladık. Bakın işte geçen hafta bir polis baskını sonrası bu ülkede hemen her vatandaşın evinde bulunan kutsal kitabımız Kuran, tefsir, hadis ve fıkıh kitaplarımız birer suç delili olarak sergilendi.”

“Bir Batı ülkesinde bu sahne yaşansa ortalığı birbirine katacak olanlar resmen sus pus oldular. Daha düne kadar mitinglerde gösterilen Kur’an-ı Kerim’in bu kez tefsirinin polis standında suç delili olarak sergilenmesine iktidar cenahından bir tek ses çıkmadı.”

“Haftalardır sizlere hitap ederken polisin denetimsizliği ve bu iktidarın vurdumduymazlığı neticesinde ülkenin her bir tarafında yaşanan hukuksuzluk ve mağduriyetlerde yaşanan artışa dikkat çekiyordum. Bakınız bu açık bir şekilde iktidarın keyfi yönetiminin polisteki tezahürüdür.”

“Bu açık bir şekilde, tıpkı 1990’lardaki gibi, terörle mücadele kılıfı altında hukukun ve adaletin lime lime edilmesidir. Hukuk Devletinde bir yetkili, bir memur veya bir bakanın, suç işlemiş veya işlememiş vatandaşlara karşı kullanacağı dilin sınırlarını kanunlar çizer. Ama siz açık bir şekilde kanun tanımayacağınızı ilan ediyorsanız hukuk devleti kuralları dışında bir yönetime geçtiğinizi de ilan ediyorsunuz demektir.”
23 Haziran 2020 09:46
DİĞER HABERLER