Van’da ilginç bir sağlık skandalı yaşandı. Sezaryenle doğum yapan kadının karnında gazlı bez unutuldu. Olayı soruşturan üniversite, doktoru değil müstahdemleri suçladı
Gerekçe ilginç: “Doktor, bez ve pamuk sayımıyla doğrudan ilgilenmez. Sorumlu ameliyathane personelidir. Onların da kimliği tespit edilemedi.” Sezaryenle doğum yaptırdığı bir kadının karnında gazlı bez unutan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mansur Kamacı hakkında, rektörlük tarafından ilginç bir idari soruşturma yürütüldü. Ameliyatı yapan doktorlar değil müstahdemler suçlu bulundu. Kamacı ve beraberindeki doktorların ameliyatta kullanılan ped ve pamuk sayımıyla doğrudan ilgilenmedikleri, bununla ilgilenmesi gereken ameliyathane personelinin (hademe) kimliğinin ise tespit edilemediği belirtildi. Soruşturma için, Kamacı ile birlikte ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan yargılanan Prof. Dr. Ekrem Özman’ın görevlendirilmesi dikkat çekti. İlk raporunda Kamacı’yı suçlu bulan Özman, ikinci raporda tam tersi bir yaklaşım sergiledi. Soruşturma sonucuna tepki gösteren mağdur aile ise “Rapor hademeyi suçlu ilan ediyor. Ameliyatı hademe mi yaptı?” sorusunu yöneltti. Alınan bilgilere göre, doğumu yaklaşan F.D. isimli kadın, 8 Temmuz 2004 günü Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’ne başvurur. Kadın Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mansur Kamacı başkanlığındaki heyet, doğumun ancak sezaryenle mümkün olabileceğine karar verir. Yapılan operasyonla doğum gerçekleştirilir; fakat ameliyat dikişleri atılmadan önce F.D.’nin karnında bir gazlı bez unutulur. 10x15 ebadındaki ped sebebiyle ateşi 40 dereceye çıkan F.D.’ye 3 saatte bir iğne yapılır; ama ağrısı dinmez. Buna rağmen taburcu edilir. Durumu gittikçe kötüleşince, akrabaları tarafından bu kez Doğumevi Hastanesi’ne kaldırılır. Burada Uzman Doktor Hatice Eroğlu tarafından yapılan ameliyatla bez çıkarılır. Operasyondan sonra antibiyotik tedavisi görmeye devam eden F.D.’ye 21 Temmuz 2005 tarihinde tifo teşhisi konulur. Aile, bunun üzerine mağdur edildikleri gerekçesiyle Mansur Kamacı ve ekibi hakkında cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunur. Kamacı, aradan geçen süre içinde Tıp Fakültesi’ne dekan olduğu için soruşturma rektörlük iznine tabidir. Savcılık bu sebeple durumu üniversiteye bildirir. Rektörlük, idari soruşturma için Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Ali Pekcan Demiröz’ü görevlendirir. Fakat Dekan Kamacı, kendisine muhalif olduğu gerekçesiyle Demiröz’ün hakemliğine karşı çıkar. Soruşturma için bu kez, ilaç alımında yolsuzluk yaptıkları iddiasıyla Kamacı ile birlikte yargılanan Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Üroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ekrem Özman görevlendirilir. 28 Nisan 2005 tarihli soruşturma raporunda, gazlı bezin anne karnında unutulması olayında Prof. Kamacı’nın doğrudan sorumlu olduğu ifade edilir. Ameliyat ekibindeki diğer doktorların sorumlu olmadığı; ancak disiplinli çalışmaları için uyarılmaları gerektiği kaydedilir. Prof. Dr. Ekrem Özman, raporun sonunda Kamacı'nın kendi dekanı olduğunu belirterek soruşturmayı başka birinin yapmasını ister. Rapor önce soruşturulan Dekan Mansur Kamacı'ya, ardından da Fakülte Sekreterliği aracılığı ile rektörlük makamına gönderilir. Üniversite Hukuk Müşavirliği, bundan 15 gün sonra rektörlük makamına yazdığı resmî yazıda, Ekrem Özman'ın raporunda eksiklikler bulunduğunu, soruşturmacının yeni bir rapor hazırlaması gerektiğini belirtir. Özman, talep üzerine yeni bir rapor kaleme alır. 20 Haziran 2005 tarihli ikinci raporda, tam aksi bir değerlendirme yapılır. Ekrem Özman, gazlı pedin hastanın karnında unutulması suçunu ismi belli olmayan bir ameliyathane görevlisine (hademeye) yükler. Raporda, şu ifadelere yer verilir: “Cerrahlar ameliyatla uğraşırken direkt olarak sayımla ilgilenmez, hemşire steril olduğundan gene sayımı doğrudan kendisi yapamaz. İlgili personele yaptırır. İlgili personelin tespiti mümkün olmamıştır. Prof. Kamacı ile heyetteki doktorlar İhsan Kahramanoğlu, Beyhan Yıldızbaş, Feyza Poyraz ve hemşire Selma Parlak'ın disiplin suçunun 5. maddesi ‘a' fıkrasına göre uyarılmalarına; ancak bu cezanın tecile ve ayrıca cezai işleme gerek olmadığına...” Ekrem Özman’ın ikinci raporunu dikkate alan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörlüğü de yargılamaya izin vermez. Bu gelişme üzerine mağdur anne F.D., Danıştay'a 21 Şubat 2006'da yaptığı başvurusunda, idari soruşturmaya itiraz ederek, ameliyatında tıbbî hata ve ihmal olduğunu yazdı. F.D., ameliyat rahatsızlığının devam ettiğini ifade ederek, söz konusu sorumluların eski ve yeni Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ilgili maddelerince yargılanmasına başlanmasını talep etti. Dekan Kamacı'nın, Van Bölge Tabip Odası tarafından açılan soruşturma sonucunda suçlu bulunarak sadece 110 YTL para cezasına çarptırıldığını belirten F.D., “Bu cezayı Türk Tabipleri Birliği onaylamıştır. Bu konuda Yargıtay'ın daha önce vermiş olduğu bir karar da var. Yapılan idari soruşturma başından sonuna kadar bir komedi gibi. Aynı soruşturmacı hiçbir şey değişmeden ilk raporunun aksine ikinci raporunda suçlu olarak hademeyi ilan ediyor. O zaman ameliyatı hademe mi yaptı? Halbuki ilk raporda ameliyat ekibinin başı Mansur Kamacı doğrudan suçlanıyordu.” şeklinde tepkisini dile getirdi. Uzmanlar ise yapılan ameliyatlarda hastanın kanamasını durdurmak için karın kısmında kullanılan ped ya da spongelerin tek tek sayımının yapılması gerektiğini, ameliyat bölgesi kapatılmadan önce bu pedlerin tek tek sayılarak çıkarılacağını dile getiriyor. Bu sayımlardan ameliyat yapan doktorun birinci dereceden sorumlu olduğunu dile getiren uzmanlar, suçu bir hademeye yüklemenin anlamsız bir tutum olduğunu kaydediyor. Birçok hastanenin ameliyathanelerinde temizlik şirketinde görevli olan personelin kanunsuz olarak çalıştırıldığını hatırlatan uzmanlar, Araştırma Hastanesi'nde buna benzer bir durumun yaşanma ihtimaline karşı ismin gizlenmiş olabileceğine dikkati çekiyor.
Dekan’dan hemşireye suçlama
Soruşturmanın odağında yer alan Prof. Dr. Mansur Kamacı ise kanın durdurulması için kullanılan ped ve bezlerin sayımınında hemşirenin görevi olduğunu ve hemşirenin o sırada bunu görevli personele yaptırdığını söyledi. En büyük sorumluluğun kendisinde olduğunu kabul eden Kamacı, ilgili hemşirenin ameliyat sırasında sayım işini yanında çalışan görevli personele yaptırdığını iddia etti. Kamacı, çalışan görevli personeli kimsenin hatırlamadığını savundu. Soruşturmacı Özman'ın suçladığı personelin 'ne iş yaptığı?' sorusuna ise Kamacı, "Ameliyathane görevlisi ameliyathanenin temizliğinden sorumludur. Ameliyat sırasında getir götür işinde ekibe yardımcı olur. Dolaplardan malzeme çıkarmak gibi görevleri vardır. Normal şartlarda ameliyat sırasında ped sayımı yapma onun görevi değil, bu görev hemşirenindir." şeklinde cevap verdi. "Bu görevliye hastane kayıtlarından ulaşılamaz mı?" sorusuna da Kamacı, bunu araştıracak olanın soruşturmacı olduğunu savundu
ZAMAN