Cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturması olarak kayıtlara giren 25 Aralık operasyonu, AKP'nin atadığı savcı tarafından 'darbe soruşturması'na dönüştürüldü.
Operasyonu gerçekleştiren ve yaklaşık olarak 13 aydır hukuksuzca tutuklu bulunan polisler hakkındaki soruşturma tamamlandı. 4 Eylül 2014'te tutuklanan eski İstanbul Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı ve yardımcısı Kazım Aksoy'un da aralarında bulunduğu 69 kişi şüpheli olarak yer aldı. Yüzde 10 komisyonla ihale alınması, yandaş medyanın satın alınması için iş adamalarından toplanan rüşvetlerle kurulan havuz, Etiler Polis Okulu'nun da aralarında olduğu kıymetli arazilerin Bilal Erdoğan'ın da içinde olduğu iş adamlarına peşkeş çekilmesi, Yasin El Kadı'nın yasa dışı olarak yurda sokulmasının da aralarında olduğu birçok yasadışı eylemi deşifre eden polislere ‘darbe' suçlaması yöneltilmesi dikkat çekti. 13 ay gibi uzun bir sürede hazırlanan iddianameye ilişkin bilgilerin ilk olarak AKP'nin yayın organı gibi çalışan Anadolu Ajansı tarafından servis edilmesi de gözlerden kaçmadı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili İsmail Uçar tarafından hazırlanan 1453 sayfalık iddianame başsavcılığa sunuldu. Soruşturma kapsamında aralarında eski Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı ve Şube Müdür Yardımcısı Kazım Aksoy'un bulunduğu 8 polis 13 aydır tutuklu bulunuyor. Bir yılı aşkın süreden sonra tamamlanan iddianamede Fethullah Gülen Hocaefendi'ye “darbe, silahlı örgüt kurmak ve yönetmek ile casusluk” iftiraları yöneltiliyor. Hocaefendi hakkında iddianamenin kabulü ile birlikte tutuklama kararı verilmesi talep edildi.
İddianamede, Erdoğan ailesi başta olmak üzere çok sayıda isim müşteki olarak yer aldı. Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan, damadı Berat Albayrak, Serhat Albayrak, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Yargıtay Başsavcısı İsmail Rüştü Cirit, Kamu Baş Denetçisi Nihat Ömeroğlu ve Başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan "müşteki", Başbakan Ahmet Davutoğlu, bazı bakan ve milletvekilleri de "mağdur" olarak yer aldığı öğrenildi. İddianame, onaylanması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunuldu. İddianame başsavcılık tarafından onaylanırsa İstanbul 13 veya 14. Ağır Ceza Mahkemelerinden birine gönderilecek. HSYK'nın hükümete yakın Yargıda Birlik Platformu'nun kontrolüne geçmesinin ardından bu mahkemeler ‘özel' terör mahkemeleri olarak görevlendirilmişti.
Zekeriya Öz'e aracı olarak giden isimler müşteki oldu!
İddianamede müşteki olarak yer alan Nihat Ömeroğlu ve İsmail Rüştü Cirit, 17 Aralık sonrası savcı Zekeriya Öz'e yaptıkları ziyaretle gündeme gelmişlerdi. Her iki ismin aracı olarak gönderildiği iddia edilmişti. Erdoğan'ın İBB Başkanlığı döneminde 14 yıl hapis istemiyle yargılandığı ‘akbil davasına' bakan mahkemenin başkanlığını da yapan Cirit kısa bir süre önce Yargıtay Başsavcısı oldu.
İşte örtbas edilen 25 Aralık dosyasındaki o ağır iddialar:
25 Aralık soruşturması savcı Muammer Akkaş tarafından yürütülüyordu. Savcı Akkaş'ın operasyon talimatı kolluk tarafından yerine getirilmeyerek Cumhuriyet tarihinde ilk kez savcı talimatı hukuksuzca uygulanmamıştı. Ardından soruşturma savcısı Akkaş dosyadan el çektirilerek soruşturmaya özel olarak yeni savcılar İsmail Uçar, İrfan Fidan ve Fuzuli Aydoğdu atandı. 1 Eylül 2014 tarihinde ise aralarında Bilal Erdoğan, Yasin El Kadı, oğlu Muaz Kadı ile iş adamları Mehmet Cengiz, Fatih Saraç, İbrahim Çeçen ve Latif Topbaş'ın da bulunduğu 96 şüpheli hakkında takipsizlik verildi. Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını kapatan savcılar, şüpheliler hakkında hiçbir delil bulamadıklarını öne sürerek dosyayı örtbas etti.
CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK YOLSUZLUK DOSYASIYDI
Kapatılan 25 Aralık soruşturması kapsamında yapılan incelemelerde iş adamı Ali Ağaoğlu'nun, Bilal Erdoğan'ın talimatıyla TÜRGEV'e 20 dönüm arazi hibe ettiği ve Ağaoğlu'nun bağış adı altında arazi hibe etmesi karşılığında Bilal Erdoğan'ın yardımları ile Maslak 1453 projesindeki sıkıntıları görmezden gelindiği, ATV-Sabah Turkuvaz medya grubu alınırken devlet ihalesi karşılığında işadamlarından toplamda 600'er milyon dolar toplanarak havuz oluşturulduğu bilgilerine ulaşılmıştı. Yine Urla'da SİT alanına kaçak olarak yapılan villalar, BM'nin teröre destek veren kişiler listesinde yer alan ve Bakanlar Kurulu kararı ile Türkiye'ye girmesi yasak olan Yasin El Kadı'nın kaçak yollardan yurda sokulması gibi çok sayıda hukuk dışı eylem deşifre edilmişti.